Düşünbil - Sayı 85 kitaplarını, Düşünbil - Sayı 85 sözleri ve alıntılarını, Düşünbil - Sayı 85 yazarlarını, Düşünbil - Sayı 85 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Farkında olarak yapılan her yürüyüş, insanın kendi zihnine doğru attığı adımlardan oluşur. Bu yürüyüşe de şöyle bir ad koyulabilir: Varoluşu keşif yürüyüşü...
Çagımızın üretim ve tüketim temelli bakış açısı, üretim mekanizmasının yegane artı değer üreten girdisi olması gereken bireyi “tüket ve üstün ol, önce harca sonra ödemeye çalış, yetişmezse bir çaresini bulursun” (Erdem, 2006, s. 412) anlayışıyla tüketmeye güdülemektedir. Globalleşme süreciyle birlikte büyük kitleler için seri üretimler yapılması, büyük kitleleri aynı şeyi tüketmeye sevketmekte ve günümüzde bir homo-consumicus, yani “tüketen insan” haline gelmiş olan insanlar aynı tür oyuncakları oynayarak, benzer eğitim süreçlerinden geçerek, aynı markaları giyerek veya kullanarak, aynı müziği dinleyerek tek tipleşmeye başlamakta ve giderek özgünlüğünü yitirmektedir.
İşte çağımızın insanın açmazı budur. Çağımızın insanı aynen animasyondaki adam gibi can sıkıntısı içinde herkesin yaptığı ve kendisinin de yapması gerektiğine inandığı şeyleri yapmaktadır. Hegelci bir çizgide, herkesi kapsayan evrensel aklın, hepimizin uyduğu ve tarihsel süreç içerisinde zorunlu bir şekilde kendisinden kaçamayacağımız o toplumsal süreçlerin, kültürel bağların bizi tanımladığı ve tek tipleştirdiği bir çerçevede bir işte çalışmalı, tatile gitmeli, tatilde denize girmeli, bara gitmeli ve bütün bunlardan zevk almalı ve sonra tekrar gelip bir sonraki tatil için çalışmaya başlamalıdır. Ama O, bütün bu yaptıklarında bir özgünlük, kendisine ait bir parça olmadığı için kendisine ve ilişkilerine yabancılaşmaktan, can sıkıntısı, boşluk ve anlamsızlık hissinden kurtulamamaktadır.
Kendi hiçliği ile yaşadığı dünyanın lüksü,varsıllığı,sözde inceliği,etik ve estetik dayatmaları arasında kalmıştır.Modern insanın çelişkilerini yaşamaktadır.
Her şeyden kuşku duyma cesareti var bende sanırım;her şeye karşı mücadele edecek cesaretim var;hiçbir şeyi anlayabilecek,hiçbir şeye sahip olabilecek cesaretim yok.
Gelecek, tarihsel değildir. Çünkü o henüz olmamıştır. Ne var ki dünyayı tarihsel spekülasyonlar ve referanslarla açıklama eğilimi, geleceği yani henüz tarihselleşmemiş olanı da tarihselleştiriyor.