Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Düşünmek Farzdır

Metin Önal Mengüşoğlu

Düşünmek Farzdır Gönderileri

Düşünmek Farzdır kitaplarını, Düşünmek Farzdır sözleri ve alıntılarını, Düşünmek Farzdır yazarlarını, Düşünmek Farzdır yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Biz akılsız olmaz diyoruz, akıl ise rehbersiz (Kur'an'sız) olmaz."
Sayfa 182
"Allah'a ve ahiret gününe iman eden bir akıl sahibi, vahye ulaştıktan sonra artık vahye göre düşünmeye başlar. Vahye ulaşmak onun düşünme eylemini azaltmaz, hatta yönlendirip çoğaltır. Vahiy ona esasları ve ilkeleri belirtir. Bu esas ve ilkeler doğrultusunda hayatın teferruatını salih amelle doldurmasını, onu düzenlemesini emreder. Aklın bu faaliyetinin adı da Kur'an'da 'fıkhetmek' diye anılır."
Sayfa 181
Reklam
"Allah'a olan sevgi bile, beraberinde bir Allah korkusunu taşımıyorsa eksiktir. En azından yanlıştır. İşte o korku; sevgiyi saçmalamaya, nazlanmaya, kıskanmaya ve benzeri gibi zaaflara düşmeye karşı uyarır, frenler. Zaten 'Allah aşkı' diye bir söylem de Vahyin üslubunda mevcut değildir, sonradan uydurulmuş bidat bir söylemdir. Temeli ve dayanağı yoktur."
Sayfa 149
"Allah'ın seçilmiş elçilerine dahi verilemeyecek kimi sıfatların, O'nu takip etmesi gereken 'gavs'lara sunulması, kul iradelerinin yine bir başka kul iradesine teslimiyeti sonucunu doğurmuştur. Ki bu sonuç, insanca düşünmeyi ve müslümanca iman etmeyi ortadan kaldırmıştır. Tevhidi zedelemiştir."
Sayfa 133
"İşlenen asıl hata Doğuda da Batıda da aslında aynıdır. Batı, aklı sonsuz, sınırsız sandı, yanıldı. Doğu ise küçümseyerek. Her iki kesim de başa dönerek, aklı yeniden anlamak zorundadırlar. Aklın yaratılmış, sınırlı bir meleke olduğunu anlamalıdırlar. Ölçü değil, ölçü aleti olduğunu iyice bellemelidirler."
Sayfa 123
"Bu zillet yalnızca küffara boyun eğmekle bitmez. Korkarım Müslüman çoğunluklar mevcut tutumlarıyla dünyayı küffara kaptırdıkları gibi, akibeti yani ahireti de zor kurtarırlar. Allahu alem."
Sayfa 96
Reklam
"Yeryüzünde iki millet vardır: Küfür milleti, İslam milleti. Küfür milleti birdir: Ehli kitap da olsalar, müşrik ve münafık insanlar hep bu milletin ehlidirler. Yolları dinleri birdir."
Sayfa 90
"Şeriatçılık, İslamcılık, Ümmetçilik, dayatmacıların ad olarak taktığı üç uç örnektir. Müslüman yazarların çoğunluğuna bakınız, nasıl da çabucak alıp benimsediler bu türedi dili. Tam bir komedi tablosu. Başkaları bir vakitler Müslüman diye suçlayamadıklarını, 'şeriatçı' diye suçlamışlardı. Her yönüyle yanlış ve kötü niyetli bu suçlamayı, bu şablonu, bazı Müslümanlar da -kime sordularsa- aynen alıp benimsediler. Şaşırmamak elde değil."
Sayfa 87
"Allah'ın bizi sevmesi, ona kulluk etmek, gayretimiz oranındadır. Kur'an-ı Kerim buna takva demektedir. Takva iyi anlaşılırsa sorunu çözmek daha da kolaylaşır. Ancak aşk yandaşları takvayı da keyfilikle açıklamaktadırlar. 'Ben Allah'a korktuğumdan değil, sevdiğimden taparım' biçiminde Ziya Gökalp'te ifadesini bulan trajikomik ve vahiy dışı polemiklerden uzak durmalıyız."
Sayfa 81
"İnsan, dengeyi iyi kurmazsa aşk, onu hayatın izahında yanıltır. Öyle yanıltır ki yaratılışın asıl amacı yalnız Allah'a kulluk etmek iken, Allah'a aşık olmak gibi memur olmadığımız, izah edemeyeceğimiz soyut bir iddiaya dönüşür. Böylece insan vahyi çizgiden sapar. Çevrenin hakimi değil, mahkumu olur. Allah'a kul olmak ile aşık olmak arasındaki farkı ise anlatmak için çok söze gerek yoktur."
Sayfa 81
Reklam
"Tasavvufun öngördüğü insan-ı kamil adeta biraz ilahlaşmış insan, biraz insanlaşmış ilahı ifade ediyor. Oysa Kuran'ın uzak durmamız için en çok vurguladığı, ahirette bağışlanmayacağı, tevbesiz asla affa uğramayacağı bildirilen şirkin en bilinen tanımı şudur: 'Allah'ın sıfatlarını kulda, kulun sıfatlarını Allah da görmek'."
Sayfa 78
"Sonuçta materyalizm de modernizm de birer din değil midir?"
Sayfa 69
"Akıl, özellikle Allah'ın bir başka nimeti olan vahiy karşısında, onu anlamak için gerekli bir alettir. Ve aklın asıl fonksiyonu, faaliyeti, vahye ulaştıktan sonra başlar. Böylece istikamet kazanır."
Sayfa 30
"Bir toplum ki aklını fazla kullanmaz ama sıra dine geldiği zaman keyfine göre takılır, dini keyfine uydurur. Aklının kullanmadığı bölümünü ise nükteler, fıkralar, mâniler, espriler, dervişane öyküler, mitolojiler, platonik ve cinsel her türlü aşk masalları, uğur, şans teraneleri, yani bilcümle müteşabihat için harcar...O toplumun felahı elbet gecikir."
Sayfa 15
  "Resmi ve gayrıresmi sıfatlı herkesin gönlünde yatan, etliye sütlüye bulaşmayan, siyasetten Allah'a sığınan, toplumları ve bireyleri yönetmeye kalkmayan, belki yalnızca vicdanlara hafif bir korku salan şu Türk tipi Müslümanlık sorgulanmalıdır."
Sayfa 15
342 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.