Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Edebiyat Kuramı

Terry Eagleton

En Eski Edebiyat Kuramı Sözleri ve Alıntıları

En Eski Edebiyat Kuramı sözleri ve alıntılarını, en eski Edebiyat Kuramı kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Şiirde gösterileni belirleyen, gösterenin doğasıdır, sayfa üzerindeki işaretlerin oluşturduğu​ ritim ve ses kalıplarıdır. Şiirsel metin anlamsal açıdan doymuştur."
Sayfa 113 - Ayrıntı
"Matbaa harfleri, bütün o soğuk gayri şahsiliğiyle, hantal cüssesini yazar ile bizim aramıza yerleştirir. Ah Cervantes'le doğrudan konuşabilseydik ne güzel olurdu!"
Sayfa 131
Reklam
Biz aslanın aslan terbiyecisinden daha kuvvetli olduğunu biliyoruz, aslan terbiyecisi de biliyor. Sorun, bunu aslanın bilmiyor olması. Edebiyatın ölümü, aslanın uyanmasına yardımcı olabilir; bu belki o kadar uzak bir ihtimal değildir.
İkinci Basıma Önsöz
Bu kitap, modern edebiyat kuramım mümkün olan en geniş sayıda okura anlaşılır ve çekici kılma yolunda bir girişimdir. 1983'teki birinci baskısından bu yana, edebiyat eleştirmenlerinden avukatlara, kültür kuramcılarından antropologlara çeşitli kesimlerden insanların kitabı okumuş olduğunu bilmek de sevinç verici.
Sayfa 11 - AyrıntıKitabı okuyacak
İkinci Basıma Önsöz
Bu tür eserlerin çoğunluğunun aksine, bu kitap akademi ötesi bir okur kitlesine ulaştı. Edebiyat kuramının mahut elitizmi göz önüne alındığında bu durum özellikle ilginçtir. Edebiyat kuramı, dar bir zümrenin anlayabileceği zor bir dile sahip olsa bile, bunun hayatında üniversite yüzü görmemiş insanları cezbeden bir dil olduğu da görülüyor; eğer bu doğruysa, bu dili anlaşılmaz ilan ederek kınamakta olan bazı üniversiteler de konuyu yeniden düşünmek durumundalar. Her şey gibi anlamın da hemen tüketilebilir olması beklenen postmodern çağda, edebiyat üzerine konuşmanın yeni yollarını edinme uğraşını emek sarf etmeye değer bulanların var olması cesaret verici bir şey.
Sayfa 12 - AyrıntıKitabı okuyacak
Eleştirel tepkileri, daha genel önyargıları ve inançlarıyla fena halde iç içe geçmişti. Bu suçlanacak bir şey değildir; bunlarla iç içe geçmiş olmayan hiçbir eleştirel tepki yoktur, dolayısıyla da "saf" edebi yargı veya yorum diye bir şey de yoktur.
Sayfa 29 - AyrıntıKitabı okuyacak
Reklam
Nasıl ki edebiyatı "nesnel", betimleyici bir kategori olarak görmek işe yaramayacaksa, "edebiyat, insanların akıllarına estiği gibi edebiyat olarak adlandırmayı seçtiği şeydir" demek de yaramayacaktır.
Sayfa 30 - AyrıntıKitabı okuyacak
Shelley'nin Defence ot Poetry (1821 ) kitabında şiir, erken dönem sanayileşmiş, kapitalist ingiltere'nin faydacı ideolojisine fena halde aykırı bir insan yaratıcılığı kavrayışına karşılık gelir. Aslında "gerçeklere dayalı" yazı ile "hayal ürünü" yazı arasındaki ayrım uzun bir süredir biliniyordu: Geleneksel olarak "şiir" kelimesi kurmacayı dışarıda bırakıyordu; Philip Sidney Apology tor Poetry eserinde o belagatli üslubuyla bunun savunmasını yapmıştır. Ama romantik dönemde edebiyat, "hayal ürünü"yle neredeyse eşanlamlı hale geliyordu.
Sayfa 32 - AyrıntıKitabı okuyacak
Var olmayan şeyler hakkında yazmak, Birmingbam tarihini ya da kan dolaşımını kaleme almaktan daha heyecanlı ve değerliydi. "Hayal ürünü" kelimesi bu tavrı ima eden bir muğlaklık içerir: "Düpedüz doğru olmayan" anlamına gelen, betimleyici nitelikteki "hayali" terimini çağrıştırır: ama aynı zamanda "düşsel" veya "yaratıcı" anlamına gelen değerlendirici nitelikte bir terimdir de.
Sayfa 32 - AyrıntıKitabı okuyacak
Eğer var olmayan, var olandan daha çekici görülüyorsa, nesir ya da "çıplak olgu" karşısında şiir ya da hayal gücüne ayrıcalık tanınıyorsa, bu düşüncelerin romantiklerin içinde yaşadığı toplum hakkında önemli bir şeyler söylediğini varsaymak akla yatkın olacaktır.
Sayfa 33 - AyrıntıKitabı okuyacak
Reklam
Genel olarak tarih bir rezillik, dolayısıyla devası yok~Cioran
İnsan eyleminin ve deneyiminin ''yaşayan dünyasını'' geleneksel felsefenin çoraklığından kurtardığı yolundaki bütün iddialarına karşın fenomenoloji, baştan sona ''dünyasız bir kafa'' olmuştur. İnsan bilgisine sağlam bir zemin kazandırmayı vaat eder; ama bu vaadini çok büyük bir bedel ödeyerek yerine getirebilir: Bizatihi insanlık tarihini feda eder.
Sayfa 75
Yapısalcılık anti hümanisttir ama bu yapısalcıların çocukların şekerlerini çaldıkları (topallara tekme attıkları) anlamına değil anlamın bireyin deneyimi ile başlayıp bittiği mitini reddettikleri anlamına gelir. Söz konusu yapı olmasaydı nasıl anlamlı bir şekilde konuşurduk?
Biz nasıl okuma yöntemlerimiz ile metni değiştiriyorsak metin de aynı zamanda bizi değiştirir. Kitap kimliğimize özeleştirel bakmamızın katalizörlüğünü yapmaktadır. Kitap boyunca kendimizi okuruz. Metnin belirlenmemişlikleri yerlerine yenisini inşa etmek için kışkırtır okuyucuyu.
"Husserl anlamın dilden önce varolduğunu savunsa da Wittgenstein anlamın dilde yansıtılan bir şey olmadığını ve anlamın fiilen dil tarafından üretildiğini söylemiştir." Ortak bir dil ortak bir deneyime veya anlama sahip olabilir.
"Edebiyat modern çağın ahlaki ideolojisinin ta kendisidir.Dinin görevini yerine getiremediği anlaşıldığında kurmaca metinler ile toplumsal bir ideoloji yaratılmaya çalışılmıştır.Ama peki Henry James okumayan bir insanın kötülüğünü edebiyata kıymet vermemesine bağlayabilir miyiz?"
279 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.