Tolstoy, ‘Acının Yolu’ romanında devrim döneminin tipik bir kahvesinden söz etmektedir. Dönemin şairleri, gazetecileri, edebiyatçıları, macera düşkünü anarşistleri kısacası dönemin tüm aydın profilinin bulunduğu kesif dumana batmış yarı bohem ortamından bahseder.
Bu hava içinde kahvedekilerin hayran olduğu gür sesiyle etrafını saran kalabalığa şiir okuyan melankolik şair vardır. Sırtındaki mavi gömleği, belindeki uzun Rus önlüğü, yüksek, yumuşak çizmeleriyle göze çarpan elbisesi, saçları hoş buğday sarısı, mavi gözlü, oradan oraya koşuşturan kabına sığmaz bu köy delikanlısı, şair Sergey Yesenindir.''
(Kitaptan)