Yazar Şavşat'ta öğretmenlik yaptığı sırada ve sonrasında yaşadıklarını anlatırken başta eğitim olmak üzere, siyaset, bürokrasi, ziraat gibi birçok alanı eleştiriyor. Yapılması gerekenleri ve yapılanları karşılaştırıyor. Cahil bırakılan halkımızı, okula öğretmene muhtaç olan köylüyü gözler önüne seriyor.
Aradan geçen yıllar belki en ücra köşeye kadar okul, öğretmen götürdü ancak sorunlarımızın ne kadarı halledildi, ne kadarı o günden daha iyi bir duruma geldi bunu okuyunca ve günümüzle karşılaştırınca görmek mümkün.
Asurluların pişirdiği tuğlalar hâlâ sağlamken, bu bizimki ne haldir? Ne bilgisizlik, ne becerisizliktir? Hâlâ klasik, hâlâ skolastik şekillerle adam okutmak, diplomalı sayısını bu şekilde çoğaltmak, bize ne fayda sağlıyor?
Ağzının tadını bilen gazetelerimiz, on yıl var ki pehlivan tefrikalarını bıraktılar; deneye deneye daha kârlı bir yol buldular: Bir miktar çıplak, bir miktar spor histerisi; bunlar arasında bol ölçüde din dolması koyup ayarı tamamlıyorlar.
Küçük kasaba lokantalarında, bir gün önceden kalma bayat yemekler gibi, pek öyle yüz akıyle sunulmayacak bir çift kuru sözüm var bu Çukurköy’deki arkadaşlara; kabul ederlerse yazımı onunla bitireceğim: «Elleriniz dert görmesin. İki okul açtınız, iki mapusane kapadınız, sağolasınız...»
Bugünkü İç Anadolu çorağının bile, Sümer uygarlığı zamanında, sepserin ormanlıklar olduğunu biliyoruz. Bize, «Bastığınız yerde ot bitmez» dedikleri zaman küplere bineriz. Bastığımız yerde ot biter belki, ama elimizin değdiği yerde orman kalmıyor demek.
Bu insanları okutacaksın ! Okutup uyaracaksın. Yeni yeni
okullar açacaksın. Yıkılanları yeniden yapacaksın. Kızın saçını
tarayıp, oğlanın burnunu silip eğiteceksin. Çarıkları çekip,
köy köy devam işiyle uğraşacaksın: Valine, kaymakamına, bu
inancı vereceksin. Topraksıza toprak, kitapsıza kitap! Kağıdı
ucuzlatacaksın. Yanan ormandan çok kitap basacaksın. Yurdu
bir kültür çölü olmaktan kurtaracaksın. Din sömürücülüğünü
bırakacaksın. Bırakmayanın eline, başına vuracaksın. İki fidan
dikeni, bir oy verenden değerli sayacaksın. Sadece Sivas iline,
yılda yüz tane cami yaptım diyorsun. İnsan okul yapmakla da
övünebilir. Okul yapıp okulla övüneceksin.
Bugünkü İç Anadolu çorağının bile, Sümer uygarlığı zamanında,
sepserin ormanlıklar olduğunu biliyoruz. Bize, «Bastığınız
yerde ot bitmez» dedikleri zaman küplere bineriz. Bastığımız
yerde ot biter belki, ama elimizin değdiği yerde orman
kalmıyor demek.