Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Dinler ve Mezhepler Tarihi

El-Fasl

İbn Hazm El-Endelüsi

El-Fasl Gönderileri

El-Fasl kitaplarını, El-Fasl sözleri ve alıntılarını, El-Fasl yazarlarını, El-Fasl yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"O (Tanrı),ne bir inniyetten ne de bir illiyetten dolayı yapmıştır,fakat dilediği gibi yapmıştır."
Sayfa 160
"Bir varlık,onun bâtıl olduğuna inanan bir kimsenin bu inancı sebebiyle bâtıl olmayacağı gibi,söz konusu varlığın gerçek olduğuna inanan bir kimsenin inancına sebebiyle de gerçek olmaz. Ancak bir varlık,mevcut ve sabit olması sebebiyle gerçek olur. Bu varlığın hak veya bâtıl olduğuna inanmak bu durumu değiştirmez. Şayet bundan başkası söz konusu olsa idi,elbette bir varlık aynı halde hem mevcut hem de ma'dum olurdu. Bu ise imkânsızdır.
Sayfa 150
Reklam
el-Fasl ’ın teknik anlamda bir mezhepler tarihi kitabı sayılamayacağı açıktır. Bununla birlikte eser, geniş bir mezhepler tarihi perspektifine sahiptir. İbn Hazm’ın öncelikli hedefi, bir mezhebin ne zaman ortaya çıktığı, ne gibi süreçlerden geçtiği, ne zaman teşekkül ettiği gibi teknik meseleler değildir. O, İslâm mezheplerinin genel olarak teşkil ettikleri zemini ve bu zeminin gerçekte İslâm toplumuna olumlu ya da olumsuz ne tür katkılar sağladığından hareketle eleştirel bir yaklaşımı önemsemiştir. Ayrıca o, bir düşünür olarak dönemine şahitlik etmiştir. el-Fasl sayesinde İbn Hazm’ın yaşadığı döneme gelinceye kadar Endülüs’teki dinî ve mezhebî tavırlar hakkında bilgi sahibi olmaktayız. Ayrıca Endülüs medeniyetinin çökme sürecine, çekişmelere ve sosyo-kültürel ve siyasî krizlere, bu krizler karşısında gayet duyarlı bir İslâm âliminin çırpınışlarına şahit olmaktayız.
Sayfa 75 - Cilt 1. Mehmet Dalkılıç, “İbn Hazm’ın İslâm Mezheplerini Sınıflandırmadaki Metodu ve Galiyye”, Uluslararası İbn Hazm Sempozyumu, s. 273.Kitabı okuyacak
BİR MEZHEPLER TARİHÇİSİ OLARAK İBN HAZM
...hangi fikirlerin ya da siyasî oluşumların mezhep/fırka sayılması gerektiğini açıklayan ilk mezhepler tarihçisi olarak İbn Hazm’ı görmemiz mümkündür. O, siyasî veya itikadî bir hareketin müstakil bir mezhep olabilmesi için; tevhîd, kader, iman-küfür, imâmet ve ashâbın fazileti gibi temel konularda farklı bir görüş ortaya koymasının gerekliliğini ileri sürmüştür. (İbn Hazm, el-Fasl, Reîsülküttâb, vr. 208a; II, 25 (#27).)
Sayfa 74 - Cilt 1Kitabı okuyacak
İbn hazm:
“Küfrü, okumaksızın, şahitlik etmeksizin, hikâye etmeksizin, ikrah altında olmaksızın izhar edenler hakkında; küfür söz söyleyenin kâfir olması hususunda ümmetin icması, Rasûlullâh Sallallâhu Aleyhi ve Sellem’in bununla hükmetmesi ve Kur’ân’ın nassıyla küfür hükmü verilmesi gerekir.” (El-Fisal 3/116-117)
Sayfa 3116117
Kesin delilin (burhan) varlığını ispat için kesin bir delil (burhan) talep eden kimse, ancak imkansızı dile getiren kimsedir.
Sayfa 148 - Yazma Eserler Kurumu BaşkanlığıKitabı okuyacak
Reklam
..çocuk, bir varlık gördüğünde “Bunu kim yaptı?” diye sorar. Elbette o, söz konusu varlığın bir fail olmaksızın meydana gelebileceğini kabul etmez. Yine birisinin elinde bir şey gördüğü zaman "Bunu sana kim verdi?" diye sorar.
Sayfa 142 - Yazma Eserler Kurumu BaşkanlığıKitabı okuyacak
Hristiyanlar neden İslamiyete ve özellikle de Türklere düşman?
İslam'ın ilk yıllarında Hristiyanların İslam'a bakış açıları ılımlı idi. Ne zaman ki İslamiyet hızla yayılmaya ve Hristiyanların nüfuz bölgelerinde tesirli olmaya başladı, o zaman Hristiyanlar da İslam'a karşı kin ve öfke ile dolmaya başladılar, düşman oldular. Ortaçağ dönemi bu düşmanlığın savaşlara dönüştüğü ve Hristiyanların İslam'ı kılıçla yok etmeye düşündükleri dönemdir. Bu yüzden pek çok Haçlı Seferleri düzenlemişler fakat başarılı olamamışlardır. Türklerin Müslüman olması da Haçlı Seferlerinin akim kalmasını sağlamıştır. Zaten Muharip bir mizacı olan Türklerin şecaati İslam'ın cihad ruhu ile perçinlenmiş ve manevi bir boyut kazanmıştır. Artık Türkler İslam adına Hristiyanların korkulu rüyası olmuştu.
Son dönemde sünneti devre dışı bırakmaya çalışıyorlar..
Misyonerlerin nihai hedefi, bütün dünyanın hristiyanlaşmasıdır. Hristiyan olan ve olmayanlara karşı ayrı ayrı hedefleri mevcuttur. Hristiyan olmayan toplumlar için gayeleri ise onları Hristiyanlaştırmaktır. Şayet bu mümkün olmazsa onları KENDİ DİNLERİNDEN SOĞUTMAK, ŞÜPHEYE DÜŞÜRMEK ve sonraki nesiller yoluyla da tamamen dinlerinden döndürmektir.
Böyle dinler görünce İslâm dininin kıymeti daha iyi anlaşılıyor..
Bu inanışa göre bir Cayna, bir an önce ruhunu kurtuluşa ulaştırmayı istiyorsa kendini aç bırakarak gönül rızasıyla ölmelidir. Caynizm'de bu nedenle aç kalarak ölmek yaygındır.
28 öğeden 16 ile 28 arasındakiler gösteriliyor.