Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
...kesin olan şey şu ki ilahi ya da insani, tahrif olmuş ya da olmamış hiç mühim değil... Eğer bir şey yeteri miktarda zihni meşgul ediyorsa, kozmosun bir taraflarında o şeyin mutlaka bir karşılığı vardı. Ve hatta belki de insanın yaratılış maksadı buydu. Çünkü hayvanlar ile bitkilerin tahayyül ve tasavvur ederek var ettikleri çok basit şeylerdi. Çoğunluğun Allah diye andığı varlık daha detaylı bilmek ve bilinmek için evrimi insana doğru kırdı. Neticede evren hiç durmaksızın genişliyorsa hızını insanın ama iyi ama kötü düşünebilmesi ve çoğu zaman dev bir yanılgının ortasında bulunsa bile bir zihne sahip olmasına borçluydu.
Dişlerini sıkıp gözlerini yumdu ve hiçliği düşündü. Muazzam bir küçülme ve aynı zamanda haşmetli bir büyümeyi aynı anda karnında hissedince biraz sakinleşti. Var ile yok arasında sıkışmaktan ve bu iki zıt kutbun ekseninde çizilen mevcudiyetin aşırı gerçekçi illüzyonlarından tiksiniyordu. Hiçliğin böyle oyunlara ihtiyacı yoktu çünkü uzantılarını ne içte ne de dışta sınırlamak eğilimimdeydi. Mikro ve makro ölçülerde hudutsuzluk anlamına geliyordu bu. Madde ya da mana fark etmeksizin sonsuza uzanmanın muhtemelliği aslında hakikatin bir tanımı olabilirdi. Ah, hakikat...
Reklam
Tüm bu tasarımın yapan şey; ki çoğunluk bunu Allah adıyla zikreder, bazen kimya bazen fizik veyahut da evrenin kaideleri üzerinden göz kırpmaya, kendine dair mucizeyle karışık ip uçları vermeye bayılır. Ahalinin benmerkezci dogmalarına saplanıp kalmış dinlerin emrettiği gibi anılmayı, uğruna ve adına aç kalınmayı, kurbanlar kesilmesini, savaşlar yapılmasını, yayılmayı, çoğalmayı istemek bir kenara asli tercihi unutulmak, tali arzusuysa yıkılmaktır. Evet yanlış duymadınız, Allah; kullarının seviyesine inip onlardan alaka, takdir ve taltif bekleyen bir ilgi budalası manyak değildir. Zira o her zamanda, her yerde ve her şeydedir. İsteği demek doğru olmaz ama yarattıklarıyla kavuşmayı heves eder. Vaktin ve uzayın dışında bulunan o kusursuz halkada gerçekleşecek buluşmamızı kolaylaştırmak için iliştirmiştir ufak tefek mucizeleri dünyaya ve bunların doğru sıralamayla, tutkulu niyetle, kaotik bir sevdayla kurcalanmasından memnun olur. Çünkü bunlar dünya denen yalanı, varlık diye bildiğimiz illüzyonu ve gerçekle aramıza çekilmiş seti yıkacak reçetedir. Yığınların düzen, tertip ve selametle andığı Allah esasen yıkım ve kıyımla ilgilidir.
Doğalarında sebat etmek yoktu. Yaşamaktan anladıkları şey hızlı tüketmek ve hızla tükenmekten ibaretti. Yürekleri ve zihinleri, yalancı tanrıların aslında memnuniyetle kabul edeceği türden büyük tahayyül ve yaratıcı tasavvura muktedir olmasına rağmen onlardan beklenen sürüngen gibi debelenmekten ötesi hiç olmadı. Zira bir noktaya kadar kazançlı
Sır, rastlantısal gibi görünen kargaşaya gizlenmiş bir vahiy olmakla birlikte kaotik dizilim evrendeki vektörel toplamın bir neticesidir ve izah edilebilir bir geometrisi vardır. Önemsiz data içine saklanan dolaysız kavrama dinamitleri, ilmi irfanı yeterli birine bugüne kadar sorulmuş ve sorulmamış tüm suallerin cevaplarını verebilir, evreni yok edecek butonu gümüş tepsilerde servis ettirebilir, yana yakıla Allah’ı ararken Ene’l Hak dedirtebilirdi...
Yeterince bol zamana sahip olan bir yokluğun yeterince bol denenmiş bir tesadüfler zinciri sonunda kendini varlık olarak her yere saçmasındaki tanrısallığı görebilmek hidayete ermektir. İşte insanın sorunu da budur. O bütün evrenin hep birlikte ve büyük bir coşkuyla çıktığı mukaddes yolculuğu maymundan gelme fikrine indirgeyerek maymuna döndü.
Reklam
...gözlerinde ahiret günü canlandı. Merakla ya da hayretle tarazlanmamış o koca imanlarını, peygamber denen şahıslara besledikleri vıcık vıcık sevgiyi ve ödül olarak seks kölesi edinmek çapındaki beklentileriyle mahşer meydanlarını dolduran insanlara Allah’ın içerlediğini gördü. Besbelli Şeytan galip gelmişti. Üstelik bunu akla gelen ilk yöntem
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.