Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

El-İsabe Seçkin Sahabeler

İbn Hacer el-Askalani

El-İsabe Seçkin Sahabeler Gönderileri

El-İsabe Seçkin Sahabeler kitaplarını, El-İsabe Seçkin Sahabeler sözleri ve alıntılarını, El-İsabe Seçkin Sahabeler yazarlarını, El-İsabe Seçkin Sahabeler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Muaz b Cebel ra gece namazına kalkar, ellerini gökyüzüne kaldırıp şöyle derdi: “…Ya rab, cennet isteğimde güçsüzüm. Cehennemden kaçışım kaçış değil, bana hidayet et…”
Zeyneb Bint Cahş Radıyallahu Anhâ
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’den sonra vefât eden ilk hanımı odur. Sahihayn’de, Müslim’in lafzıyla, Aişe bt. Talha yoluyla Aişe radıyallahu anha’nın şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem bize: “Sizin, kolu en uzun olanınız, bana en evvel gelip kavuşanınızdır.” buyurmuştu. Biz de kollarımızın
Reklam
Zeyneb bint Cahş Radıyallahu anha
Müminlerin annesi, Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in hanımıdır. Hicab ayeti onun sebebiyle inmiştir. Daha önce Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’in azatlısı Zeyd b. Harise’nin nikahındaydı. Bu konuda da ayet inmiştir. “Nitekim Zeyd, onunla evlilik münasebetine son verip onu boşayınca, mü’minlere evlâdlıkları eşlerini boşadıklarında
Bir oruçlunun yanında yemek yenildiği zaman, melekler oruçluya duâ ederler
Ümmü Umare bt. Ka’b radıyallahu anha’dan şöylece rivayet etmişlerdir: “Peygamber onun yanına gitmişti. O da kendisine yemek ikram etti. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem: “Sen de ye” buyurdu. O da oruçlu olduğunu söyledi. Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: “Bir oruçlunun yanında yemek yenildiği zaman, melekler oruçluya duâ ederler.”
Vakıdî, İbn Ebi Sa’sa’a’dan rivayet ediyor: “Ümmü Umare radıyallahu anha dedi ki: “Akabe gecesi erkekler Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in elinden tutuyorlardı. Abbas radıyallahu anh de Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in elinden tutmuştu. Geride ben ve Ümm Sübey’a kalınca kocam Gaziyye b. Amr: “Ey Allah’ın Resûlü! Şu iki kadın bizimle beraber sana biat etmek için buradalar” diye seslendi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem de: “Sizin biat ettiğiniz şartlar üzerine onların biatini da kabul ediyorum. Ben kadınlarla el tutmam” buyurdu.
Ümmü Umare Radıyallahu anha
Ebu Ömer (b. Abdilberr) dedi ki: Akabe Biatma katılmıştır. İbn İshak’ın sözüne göre Uhud Savaşına da kocasıyla ve oğluyla birlikte katılmıştır. Rıdvan Biatinde bulunmuştur. Sonra Yemame’de Müseyleme ile olan savaşa katılmıştır. O gün on iki yerinden yara almış, eli kesilmiş ve oğlu Habib öldürülmüştür. Ümm Said bt. Sad b. Er-Rabi şöyle diyordu: “Umm Umara radıyallahu anha’nın yanına girdim ve: “Uhud günü gördüklerini bana anlat” dedim. O da şöyle anlattı: “Sabah erken saatte yanımda su dolu bir kapla yola çıktım ve ashabının yanında bulunan Resûlullah’a gittim. Galibiyet Müslümanlardaydı. Fakat çok geçmeden mağlup duruma düştüler. Resûlullah’ın etrafındaki sahabeler ya dağılıyorlar veya şehit oluyorlardı. Etrafında çok az kimse kalmıştı. Resûlullah’a bir zarar gelmesinden endişe duydum, hemen yetiştim. Müşriklere karşı savaşmaya başladım. Kılıçla, okla müşrikleri Resûlullah’dan uzaklaştırıyordum. Bu arada yaralandım.” Ravi diyor ki: “Onun omzunda büyük bir yara gördüm.” Sonra İbn Kamie kıssasını zikretmiştir. Diğer bir isnad ile Umare b. Gaziyye’den, Ümm Umare radıallahu anha’nın o gün müşriklerden bir süvariyi öldürdüğünü söylediğini rivayet etmiştir. Başka bir rivayet yoluyla Ömer radıyallahu anh’den rivayet ediyor: Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in şöyle buyurduğunu işittim: “Uhud gününde sağıma soluma her bakışımda Ümmü Umare’yi mutlaka etrafımda Savaşırken görmüşümdür.”
Reklam
Enes radıyallahu anh anlatıyor: “Annem Ümmü Süleym Resulullah aleyhissalâtu vesselâm’a benimle bir sepet taze hurma gönderdi ama evinde bulamadım. Bana bir azatlısının kendisi için hazırladığı bir yemeğe çağrıldığını, oraya gittiğini söylediler. Yanına ben de gittim. Yemeğini yemekte idi. Aleyhissalâtu vesselâm kendisiyle beraber yemem için beni de çağırdı.” Enes devamla der ki: “(Ev sahibi) etli ve kabaklı bir tirid hazırlamıştı. Meğer Aleyhissalâtu vesselâm kabağı severmiş. Ben (bunu görünce) kabağı toplayıp Aleyhissalâtu vesselâm’m önüne yakın bırakmaya başladım. Yemeği yediğimiz zaman Aleyhissalâtu vesselâm evine döndü. (Ben de hurma) sepetini önüne sürdüm. Resûlullah hurmayı yemeye ve taksim etmeye başladı, sepetteki hurmayı böylece bitirdi.” İbni Sa’d Tabakat (8/429) İbni Mace (3303)
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Ümmü Süleym’i hanımlarının develerine bindirip hacca götürdüler. Yolda kadınların develeri arkadan geliyordu. Bunların hizmetinde Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in kölesi Enceşe vardı. Enceşe, develeri yürütmek için nağmeler söylüyordu. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, bunu işitince; “Yavaş ol ey Enceşe! cam eşyaları (kadınlaru kastediyorlardı) kıracaksın!” buyurdular. Buhari (8/44,46,55) Müslim (fazail 70)
Ümmü Süleym bint Milhan Radıyallahu anha
Enes Bin Malik radıyallahu anh anlatıyor; “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Medine’ye geldiği zaman, ben küçüktüm. Annem Ebu Talha ile evlenmişti. Ebu Talha o sıra fakir kalmıştı. Zira malının tamamını sadaka olarak vermişti. Bir iki gün hiç yemek yemeden geçen zamanlarımız olmuştu. Bir gün annemin eline biraz arpa geçmişti. Onu un yaptı ve
Ümmü Süleym bint Milhan Radıyallahu anha
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in hizmetkarı olan Enes radıyallahu anh’ın annesidir. Ensardan ilk Müslüman olanlarla birlikte Müslüman oldu. Kocası Malik buna öfkelendi ve Şam’a doğru çıktı. Orada da öldü. Ondan sonra kendisiyle Ebu Talha radıyallahu anh evlendi. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem, Medine’ye hicret edince, herkes, hediyeler takdim ediyordu. Ümmü Süleym hazretleri de, eli dar olduğu için Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e hediye edecek bir şey bulamayıp, henüz on yaşında bulunan oğlu Enes’in elinden tutarak, onun huzuruna getirmiş ve demiştir ki; “Ey Allah’ın Rasulü! Bunu, size hizmetkârlık etmekle şereflensin diye getirdim. Benim oğlum ve sizin hizmetkânızdır, ona dua buyurun” Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem de, Enes radıyallahu anh hakkında, “Allah’ım! Onun malını ve çocuklarını çoğalt. Ona her ne verirsen bereketli kıl” buyurarak dua etmişti. Ümmü Süleym, diğer sahabe hanımlar gibi harplerin çoğuna iştirak etmiş, her birinde önemli hizmetler etmişti. Uhud, Hayber, Huneyn savaşlarına katılmış, çarpışmış, su taşımış ve kırba dikmiştir. Ümmü Süleym radıyallahu anha, Huneyn gününde yanında bir hançer olduğu halde Ebu Talha radıyallahu anh ile birlikteydi. Ebu Talha; “Ey Ümmü Süleym! Bu nedir?” Dedi. Ümmü Süleym; “Müşrikler bana yaklaşırlarsa, bununla onların karınlarını deşeceğim” dedi. Ebu Talha Radıyalahu anh; “Ey Allah'ın Rasulü! Ümmü Süleym’in ne dediğini duydunuz mu?” diyerek Resûlullah’a aktardı. O da buyurdu ki; “Ey Ümmü Süleym! Allah Azze ve Celle (sana koruyucu olarak) yeter ve O en güzelini yapar”
Reklam
Ud-i Hindi bitkisi şifası
“Ümm Kays bt. Mihsan r.anha Uzre (denilen boğaz hastalığı) nedeniyle boğazına parmağını sokmak sûretiyle bademciğinin iltihabını almış olduğu bir oğluyla beraber Peygamber’in yanına girdi. Peygamber: “Neden çocuklarınızın boğazına parmağınızı sokmak sûretiyle bademciğini böylece sıkarak iltihabını almaya çalışıyorsunuz... (devamı şu şeklildedir: Ud-i Hindi (denilen topalak bitkisini) kullanmaya devam ediniz. Udi Hindide yedi türlü şifâ vardır. Uzre (denilen boğaz hastalığı) için bu ilâç buruna çekilir. Zatü’-Cenb için de (su ile) hastaya İçirilir”) buyurdu.
Ümmü Humeyd es-Saidiyye Radıyallahu anha
Ümm Humeyd r.anha dedi ki: “Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’e: “Ey Allah’ın Resûlü! Kocalarımız bizi seninle beraber namaz kılmaktan alıkoyuyorlar” Şöyle buyurdu: “Sîzlerin evlerinizde kıldığınız namaz, odalarınızda kıldığınız namazdan üstündür. Odalarınızda kıldığınız namaz, avlularınızda kıldığınız namazdan üstündür. Avlularınızda kıldığınız namaz da cemaatle kıldığınız namazdan üstündür.” İbn Ebi Hayseme, İbn Vehb’den naklen, Ümm Humeyd radıyallahu anha’dan rivayet ediyor: “Ümm Humeyd radıyallahu anha Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e gitti ve dedi ki: “Ey Allah’ın Resûlü! Ben seninle beraber namaz kılmak istiyorum.” Bunun üzerine Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdu: “Benimle namaz kılmak istediğini biliyorum. Evinde kıldığın namaz daha hayırlıdır.” Hadisin devamında benzerini zikretti. “Lâkin evinin ortasında kıldığın namaz, evinin avlusunda kıldığın namazdan hayırlıdır. Evinin avlusunda kıldığın namaz da, mahalle mescidinde kıldığın namazdan hayırlıdır. Mahalle mescidinde kıldığın namaz ise, senin için benim şu mescidimde kıldığın namazdan hayırlıdır.” Ravi dedi ki: ’Ümm Humeyd radıyallahu anha evinin en karanlık yerinde bir mescid yaptırdı ve Allah ile karşılaşıncaya (vefât edinceye) kadar orada namaz kıldı.”
Ümmü Eymen Radıyallahu anha
Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in annesinin kölesi idi. Resûlullah onun hakkında: “Ümmü Eymen, annemden sonra annemdir” buyurmuştur. İbn Sad, Osman b. El-Kasım’dan rivayet ediyor: “Ümmü Eymen radıyallahu anha hicret ettiği zaman Ravha yakınlarında gecelemişti. Çok susamıştı. Yanında bir damla dahi su yoktu. Oruç tutuyordu. Susuzlukla mücadele etti. Gökten beyaz bir urgana bağlanarak sarkıtılmış bir kova gördü. Kovanın yanına gitti. İçi tamamiyle, berrak ve buz gibi su ile doluydu. Kana kana içti. Tamamen susuzluğu geçti ve rahatladı. Ümmü Eymen radıyallahu anha şöyle derdi: “Oruçlu iken susuz kalmıştım. Bundan sonra bir daha hiç susamadım.” Ümmü Eymen radıyallahu anha Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem’e latife ederdi. Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: “Kim cennetlik bir hanımla evlenmek istiyorsa Ümmü Eymen ile evlensin.” Bunun üzerine Zeyd b. Harise radıyallahu anh onunla evlenmiştir. Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem vefât edince halk, Ebu Bekr radıyallahu anh’e Resûlüllah’ın halîfesi olarak biat ettiler. Ebu Bekir r.anh, Ömer İbnul-Hattab radıyallahu anh’a: “Gel, Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’in yaptığı gibi Ümmü Eymen’i ziyarete gidelim” dedi. Yanına girdiklerinde Ümmü Eymen ağladı. Onlar sordular: “Ağlıyor musun? Allah’ın katında olanlar Resûlü için daha hayırlıdır.” Ümmü Eymen radıyallahu anha şöyle cevap verdi: “Semâdan gelen vahyin kesilmesine ağlıyorum.” Ağlaması onları da hislendirdi ve onunla birlikte onlar da ağlamaya başladılar.
Hatice bint Huveylid radıyallahu anha
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem, Hatice radıyallahu anha’yı başka kimseyi övmediği şekilde övmüştür. Aişe radıyallahu anha hadisi de böyledir: “Neredeyse Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem Hatice’yi anmadan ve onu güzelce övmeden evinden çıkmazdı. Yine günlerden bir gün ondan bahsetti ve bu benim kıskançlığıma dokundu. Dedim ki: “Allah sana o ihtiyar kadının yerine daha hayırlısını vermedi mi?” Bunun üzerine Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem öfkelendi ve şöyle cevap verdi: “Hayır, Allah’a yemin ederim ki bana Hatice’den daha hayırlı bir hanım verilmiş değildir. İnsanlar beni inkâr ettiği zaman o bana iman etti. İnsanlar beni yalanladığı zaman o beni tasdik etti, İnsanlar beni mahrum ettiği zaman o bana malıyla sahip çıktı. Allah beni ondan, hiçbir hanımdan nasip olmayan çocuklarla rızıklandırdı.” Âişe radıyallahu anha dedi ki: “Kendi kendime: Bundan sonra hislerimi artık içimde tutaca­ğım ve artık Hatice’yi çirkin bir sözle anmayacağım.”
Hatice bint Huveylid radıyallahu anha
Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki; “(Geçmiştekilerin) en hayırlı kadını Meryem Bintu İmran’dır. (Asrımın) en hayırlı kadını Hatice Bintu Huveylid’dir.” Enes radıyallahu anh isnadıyla rivayet ediyor; Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki; “Dünya kadınlardan İmran’ın kızı Meryem, Huveylid’in kızı Hatice, Muhammed’in
143 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.