Şehid Kumandan Salih Mirzabeyoğlu'nun 2003 yılında cezaevinde yazdığı dördüncü eseri. İbda Yayınlarınca 45. sırada neşredilen eserin, ibda fikriyatının Resim sanatına, resim felsefesine, resim hikemiyatına el atışı…
Özellikle "Ressam ve Seyirci" başlıklı levhadaki tahlillerin Batı’da bile örneğine rastlanmaz. Kendisi her ne kadar "bir uzman değilim, iyi bir seyirci de, ama meselenin "niçin"ine dair söyleyeceklerim var" dese de, zaman zaman yaptığı çizimler, onun bu yönünün de, yani “çizim” yönünün de kuvvetini gösteriyor. Ressam ve Seyirci Başlıklı Levhadan bir alıntıyla, incelememizi sonlandıralım:
- "Fikirde şahsiyeti olmayanın, üslûbunda şahsiyet olmaz!" diyor Üstadım. İşte işin bütün hulasası da bu. O, bütün bir kâinatın muhasebesi içinde, varlık ve varoluş davasının -hangi sırdan bahsediyorum ben?-
temellendirilmesi sürecinde doğar, "geliştikçe gelişen prensipler" halinde bünyeleştirme işidir. Fikre dair bu hususu, resme tatbik ederseniz, üslûb sahibi olmayla, "üslûb numarası yapma" arasındaki fark anlaşılır. Fethedilen alanda fatihçilik oynayanlar bir yana; kendi usûl, esas ve kurallarıyla tecelli
edecek yeni resmin, Büyük Doğu- İbda anlayışından doğacağını umarız. (sh.48)
Resim sanatına bakış açısı da diğer sanatlara bakış açısı kadar farklı... Ve Calib-i dikkat, mücerret fikirlerle dolu bir sanat ziyafeti. Keyifli okumalar...
