Bilirsin, bir kız iyi bir ere düştüğü zaman daha da güzelleşir, gözleri yaldır yaldır parlar, gül gibi olur. Ama kötü birine düşerse solar gider, çöp gibi kalır. Baktıkça yüreğin sızlar.
Bahar yağmurlarından sonra güneş pırıl pırıl parlıyor, kara toprak yeşeriyor, düzlükler, yamaçlar yemyeşil uzanıyor, doruklarda hala erimeyen karların beyazlığı göz kamaştırıyordu.
"Hepimiz böyleyiz işte." diye düşünüyordu, " Birbirimizden pek farkımız yok. Ancak ağır hastalandığımız ya da öldüğümüz zaman hatırlıyoruz birbirimizi. O yitirdiğimizin ne iyi, ne eşsiz bir insan olduğunu, ne büyük iyilikler yaptığını, ancak o son demde anlıyoruz. İşte Gülsarı da ağzı var, dili yok bir hayvan! Onu kim düşünüp hatırlayacak? Kimleri taşımadı sırtında, kimleri gururlandırmadı? Ama yaşlanıp bu hale gelince herkes unuttu onu. Şu halime bak zavallının..."