Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ümmetin Terk Edilmiş Vazifesi

Emr-i Bi'l-Maruf ve Nehy-i Ani'l-Münker

Faruk Furkan

undefined Emr-i Bi'l-Maruf ve Nehy-i Ani'l-Münker Sözleri ve Alıntıları

undefined Emr-i Bi'l-Maruf ve Nehy-i Ani'l-Münker sözleri ve alıntılarını, undefined Emr-i Bi'l-Maruf ve Nehy-i Ani'l-Münker kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
iyiliği emredip kötülükten sakındırma konusunda kolları sıvayan kardeşlerimiz, daha işe başlamadan önce neye davet edeceklerse onun bilgisini güzelce öğrenmeli ve meseleyle alakalı gerekli ilmi tahsil etmelidirler.
emr-i bi’l-mâruf ve nehy-i ani’l-münker yapacağımız insanın, hata işlemiş olabileceğini var sayarak uyarıda bulunmaya çalışmamız asla doğru değildir. Ya kesin olarak marufu terk ettiğini bileceğiz ya da kesin olarak münkeri işlediğini göreceğiz. Acabalarla, belkilerle neticeye ulaşmamız büyük bir hatadır. Maalesef bugün bazı kardeşlerimiz, bu hatanın içerisine düşmektedir.
Reklam
Allah’ın gerek kitabında bizatihi kendi dili ile emrettiği veya Rasûlü vasıtasıyla yapmamızı istediği her güzel amel ‚mâruf‛tur. Yasakladığı ve sakınmamızı emir buyurduğu her kötü amel de münker‛dir.
Sayfa 7 - Neda Yayınları
İslam’ı kabul eden her insanın kesin olarak bildiği üzere yeryüzündeki en büyük mâruf “tevhid”, en büyük münker de “şirk”tir.
Sayfa 47 - Neda Yayınları
"Kesin olarak iman eden bir toplum için kimin hükmü Allah'ınkinden daha güzeldir?. (Maide/50)
Sayfa 33 - Neda YayınlarıKitabı okudu
İslam âlimlerimizin belirttiğine göre tevhid; Allah’ı, rububiyet, ulûhiyet ve isim ve sıfatlarında birlemek‛ demektir. Rububiyet ve Ulûhiyet’de Allah’ı birlemek demek; Allah’ı yaratmada, rızık vermede, kâinatta tasarrufta bulunmada, hâkimiyet ve kanun koymada, öldürme ve diriltmede, ibadetlerde birlemek demektir. Bir insan bu hususlarda Allah’ın ortakları olduğunu söyler veya söylemese bile bu doğrultuda bir hayat sürerse, bu insan Allah’ı birlememiş ve Allah’tan başka bir rab ve ilah edinmiş olur. Örneğin: Hâkimiyet ve kanun koyma Allah’ın hakkıdır İlah ve rab kim ise, kanun koyan ve kullarının hayatını düzenleyen de o olmalıdır. Bu nedenle bir kimse çıkar da Allah’tan başkalarının da kanun çıkarabileceğini, onların dam hükmetme yetkisine sahip olabileceğini, egemenlik ve hükümranlığın Allah’a ait değil de millete ait olması gerektiğini söylerse, bu insan Allah’ı hâkimiyet ve kanun koymada birlememiş, onu tevhid etmemiştir.
Sayfa 48 - Neda Yayınları
Reklam
Tevhidi bilmeyen veya tevhidi bozuk olan birisine oruç tutmanın faziletinden, sadakanın güzelliklerinden anlatmanın ne faydası olabilir ki? Aynı şekilde, şirk içerisinde olan birisine içki içmenin kötülüğünden, kumar oynamanın ne kadar yanlış bir iş olduğundan bahsetmenin ne yararı olur ki? Adam henüz iman etmemiş; namaz kılsa ne, oruç tutsa ne, sadaka verse ne? Adam daha Allah’ın istediği gibi inanmamış; içki içmese ne, zina etmese ne, kumar oynamasa ne?
Sayfa 51 - Neda Yayınları
"Hüküm (koyma yetkisi) yalnızca Allah’ındır." (12/Yusuf, 40) "Dikkat edin! Yaratmak da emretmek de Allah’a aittir." (7/A’raf, 54) "O, hükmüne/egemenliğine hiçbir kimseyi ortak etmez!" (18/Kehf, 26) Bu ve benzeri daha nice ayetler, mutlak hâkimiyet ve egemenliğin yalnızca Allah’a ait olduğunu sarahaten ortaya koymaktadır. O, dilediği kanunu koyar, dilediğini emreder, dilediğini yasaklar. Hiç kimsenin O’nu sorgulama ve O’na itiraz etme yetkisi yoktur. Çünkü mutlak Hâkim O’dur. İşte bu nedenle, bir kulun kalkıp da Allah’ın kanunlarına aykırı olarak kanunlar yapması veya bu anlamda yasalar çıkarması asla olacak bir şey değildir. Eğer böylesi bir işe girişir ve Kitabullah’a aykırı yasalar yaparsa Allah’a ait olan bu özelliği kendisinde gördüğü için kendisini ilah yerine koymuş olur
Sayfa 50 - Neda Yayınları
52 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.