Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ümmetin Terk Edilmiş Vazifesi

Emr-i Bi'l-Maruf ve Nehy-i Ani'l-Münker

Faruk Furkan

Emr-i Bi'l-Maruf ve Nehy-i Ani'l-Münker Gönderileri

Emr-i Bi'l-Maruf ve Nehy-i Ani'l-Münker kitaplarını, Emr-i Bi'l-Maruf ve Nehy-i Ani'l-Münker sözleri ve alıntılarını, Emr-i Bi'l-Maruf ve Nehy-i Ani'l-Münker yazarlarını, Emr-i Bi'l-Maruf ve Nehy-i Ani'l-Münker yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Emr-i bi’l-mâruf ve nehy-i ani’l-münker görevini yerine getirirken karşımızdaki muhatabın konumunu ve durumunu tespit etmemiz son derece önemlidir. Müslüman tıpkı bir doktor gibi olmalıdır. Malumdur ki doktorlar her şeyden önce hastalarının durumunu teşhis ederler. Müslüman da emr-i bi’l-mâruf ve nehy-i ani’l-münker yaparken muhatabının durumunu iyi tespit etmelidir. Çünkü uyarılarımızın hem şekli hem de dozajı bir kimseden başka bir kimseye göre değişiklik arz edebilir ve muhataplarımız bazen cahil, bazen âlim, bazen talebe, bazen evladımız, bazen de eşimiz olabilir. Her birine yapılacak muamele, diğerine yapılacak muameleden farklı ve değişiktir. Örneğin, âlimle konuşurken kullanacağımız ifadeler, elbette cahille konuşurken kullanacağımız ifadelerden farklı olacaktır. Yine eşimizle konuşurken kullanacağımız üslup, çocuğumuzla konuşurken kullanacağımız üsluptan farklı olacaktır. Bu nedenle işe başlamadan önce eğer fayda hâsıl olsun istiyorsak karşımızdaki insanın kim olduğunu, seviyesini, kültürünü ve hatasını tespit etmemiz gerekmektedir. Bunu becerebilirsek Allah’ın izniyle yapacağımız nasihat daha da fazla fayda verecektir.
Sayfa 69 - Neda Yayınları
Hâkimiyet ve kanun koyma Allah'ın hakkıdır. İlah ve rab kim ise, kanun koyan ve kullarının hayatını düzenleyen de o olmalıdır. Bu nedenle bir kimse çıkar da Allah'tan başkalarının da kanun çıkarabileceğini, onların da hükmetme yetkisine sahip olabileceğini, egemenlik ve hükümranlığın Allah'a ait değil de millete ait olması gerektiğini söylerse, bu insan Allah'ı hâkimiyet ve kanun koymada birlememiş, onu tevhid etmemiştir.
Reklam
“Şüphesiz ki insanlar zâlimi görüp de onun zulmüne engel olmazlarsa,Allah’ın bütün insanları gazaba uğratması pek yakındır.”
İsrâiloğullarının dindeki bozukları şöyle başlamıştır:Bir adam başka birine rastlar ve “Hey arkadaş,Allah’tan kork ve yapmakta olduğun şeyi terk et!Zira o işi yapmak sana helal değildir”derdi.Ertesi gün aynı işi yaparken tekrar o adamla karşılaşır ve onu yaptığı kötülükten yasaklamadığı gibi onunla yiyip içmekten ve birlikte olmaktan da çekinmezdi.Onlar böyle yapınca Allah,onların kalplerini birbirine benzetti.
96 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
18 günde okudu
Neyin gerçekten iyilik neyin gerçekten kötülük olduğu öğrenmek isteyenler için gerçekten güzel yazılmış bir kitap.. Bütün insanlara farzdır "Emr-i Bi'l Mâruf ve Nehy-i Ani'l- Münker"
Emr-i Bi'l-Maruf ve Nehy-i Ani'l-Münker
Emr-i Bi'l-Maruf ve Nehy-i Ani'l-MünkerFaruk Furkan · Neda Yayınları · 201621 okunma
Şirke gelince; şirk sözlükte "ortak olma", "denk tutma", " eşit kabul etme" anlamındadır. Istılahta ise: "Allah'a ait olan özelliklerden her hangi birisini bir başkasına vermek" demektir.
Sayfa 48 - Neda YayınlarıKitabı okudu
Reklam
İslam âlimlerimizin belirttiğine göre tevhid; "Allah'ı, rububiyet, ulûhiyet ve isim ve sıfatlarında birlemek" demektir.
Sayfa 48 - Neda YayınlarıKitabı okudu
İslam'ı kabul eden her insanın kesin olarak bildiği üzere en büyük mâruf "tevhid", en büyük münker de "şirk"tir.
Sayfa 47 - Neda YayınlarıKitabı okudu
"Allah, bir kimseyi ancak gücünün yettiği şeyle yükümlü kılar." ( Bakara/286
İmam İbn-i Kesir rahimehullah Bakara Suresinin 112. âyetini tefsir ederken şöyle der: "Bir amelin makbul olması için iki şart vardır. Birincisi; yalnız Allah için yapılmış olması, ikincisi ise şeriata (sünnete) uygun olması. Bir amel, her ne zaman Allah için yapılır ama şeriata (sünnete) uygun olmazsa kabul edilmez."
Sayfa 40 - İbrahim GadbanKitabı okudu
Reklam
"Rasûlullah aleyhisselam'a bir kimseden (hoşa gitmeyecek) bir söz erişecek olsa: "Falan kişiye ne oluyor da böyle diyor " demek yerine: " Bu insanlara ne oluyor da böyle konuşuyorlar? " der ve ( insanları mahcup etmezdi).
Sayfa 35 - Neda YayınlarıKitabı okudu
"Kesin olarak iman eden bir toplum için kimin hükmü Allah'ınkinden daha güzeldir?. (Maide/50)
Sayfa 33 - Neda YayınlarıKitabı okudu
Ubâde İbni Sâmit radıyallâhuanh anlatır; "Biz, Rasûlullah sallallahu aleyhi ve sellem' e zorlukta ve kolaylıkta sevinç ve kederli anlarda, başkaları bize tercih edildiği zamanlarda kendisini dinleyip itaat etmeye, açıkça küfür sayılan birşey yapmadıkları sürece devleti yönetenlerin işlerine karışmamaya nerede olursak olalım hakkı söyleyeceğimize ve Allah hakkı için hiçbir kınayıcının kınamasından korkmayacağımıza dair beyat ettik."
Sayfa 29 - Neda YayınlarıKitabı okudu
"Yumuşaklık hangi işte bulunursa onu süsler, güzelleştirir. Hangi işten de çıkarılırsa onu çirkinleştirir." Müslim, Birr, 78
Sayfa 20 - Neda YayınlarıKitabı okudu
Şunu aklımızdan çıkarmamalıyız ki, bir insan, örneğin sinirli biri ise, İslâm ona 'Sinirini bırak gel' demez; lakin ona sinirini ıslah etmesini emreder ve o siniri Allah'ın razı olacağı yerlerde kullanmaya kendisini kanalize eder. Sinirli olmak fıtrî bir şeydir. Bu nedenle 'sinirini bırak gel' demek o insanın fıtratıyla oynamak olur ki, İslam böylesi bir şeyi emretmesi asla söz konusu değildir. Ama İslam bu siniri hayra yönlendirir ve kızılması gerekenlere kızılmasını tavsiye buyurur.
Sayfa 26 - Neda YayınlarıKitabı okudu
58 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.