Klâsik mantık düşüncenin tâbii seyrinin mefhumdan hüküm ve muhakemeye doğru bir seyir izlediğini söylerken Russell'in "mantık"ında ise hareket noktasını muhakeme teşkil eder. O muhakemelerin iptidaî ameliyelerinin peşinen malûm olması icap ettiğini söyler. Ve bu ameliyeler hakkında bir bilgiye sahip bulunmaksızın hiçbir talilin mümkün olamıyacağını söyler.
Russell'in bu yeni "mantık"ında, bu ilk sağlam ve esaslı bilgiler, daha önce ispat olunmuş hakikatler, delil olarak kullanılarak ancak mantık kanunları ispat edilebilir.
Russell, konuşulan dildeki kelimelerin birden çok manalara isabet etmeye müsait olduğu ve manalarının sarih ve kat'i olmadığından hareketle kendi "mantık"ında matematik dilini kullanma tedbirine gider ve düşüncelerini açık, muayyen, kat'i sembollerle ifade etmeye dikkat etmiştir.
Bu tedbirleri alarak oluşturduğu "mantık"a riyazî mantık denilmesine yol açmıştır.
Bu ifade onun mantığına çok uygundur. Çünkü o matematiği ve mantığın ikisini formel kabul eder. Bu mantık, bir bakıma, matematiğin esasları hakkında ortaya konulmuş bir teori mesabesindedir.
(...)
veysel batu