Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ümmetin Terk Edilmiş Vazifesi

Emr-i Bi'l-Maruf ve Nehy-i Ani'l-Münker

Faruk Furkan

Emr-i Bi'l-Maruf ve Nehy-i Ani'l-Münker Sözleri ve Alıntıları

Emr-i Bi'l-Maruf ve Nehy-i Ani'l-Münker sözleri ve alıntılarını, Emr-i Bi'l-Maruf ve Nehy-i Ani'l-Münker kitap alıntılarını, Emr-i Bi'l-Maruf ve Nehy-i Ani'l-Münker en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İslam’ı kabul eden her insanın kesin olarak bildiği üzere yeryüzündeki en büyük mâruf “tevhid”, en büyük münker de “şirk”tir.
Sayfa 47 - Neda Yayınları
"Hüküm (koyma yetkisi) yalnızca Allah’ındır." (12/Yusuf, 40) "Dikkat edin! Yaratmak da emretmek de Allah’a aittir." (7/A’raf, 54) "O, hükmüne/egemenliğine hiçbir kimseyi ortak etmez!" (18/Kehf, 26) Bu ve benzeri daha nice ayetler, mutlak hâkimiyet ve egemenliğin yalnızca Allah’a ait olduğunu sarahaten ortaya koymaktadır. O, dilediği kanunu koyar, dilediğini emreder, dilediğini yasaklar. Hiç kimsenin O’nu sorgulama ve O’na itiraz etme yetkisi yoktur. Çünkü mutlak Hâkim O’dur. İşte bu nedenle, bir kulun kalkıp da Allah’ın kanunlarına aykırı olarak kanunlar yapması veya bu anlamda yasalar çıkarması asla olacak bir şey değildir. Eğer böylesi bir işe girişir ve Kitabullah’a aykırı yasalar yaparsa Allah’a ait olan bu özelliği kendisinde gördüğü için kendisini ilah yerine koymuş olur
Sayfa 50 - Neda Yayınları
Reklam
Emr-i Bi’l-Mâruf ve Nehy-i Ani’l-Münker Yapacak Kişinin ‚Yumuşak Huylu‛ Olması ve Rıfk ile Hareket Etmesi Elzemdir.
Sayfa 20 - Neda Yayınları
Tevhidi bilmeyen veya tevhidi bozuk olan birisine oruç tutmanın faziletinden, sadakanın güzelliklerinden anlatmanın ne faydası olabilir ki? Aynı şekilde, şirk içerisinde olan birisine içki içmenin kötülüğünden, kumar oynamanın ne kadar yanlış bir iş olduğundan bahsetmenin ne yararı olur ki? Adam henüz iman etmemiş; namaz kılsa ne, oruç tutsa ne, sadaka verse ne? Adam daha Allah’ın istediği gibi inanmamış; içki içmese ne, zina etmese ne, kumar oynamasa ne?
Sayfa 51 - Neda Yayınları
. Şayet bir insan, emr-i bi’l-mâruf ve nehy-i ani’l-münker yaparken kendisine gerekli olan bilgi ve malumata yeterince sahip dešilse, ama bununla birlikte karşısındakine yine de uyarıda bulunmuşsa, o zaman onun dinleyen insanın üzerine hakkı araştırmak ve kendisini uyarmaya çalışan bu şahsın ne demeye çalıştıšını öšrenmek bir vazife olur. Bazı durumlarda bu farzdır. Unutmamalıyız ki bu dindir ve din hiçbir zaman ihmal edilmeye gelmez.
Sayfa 16 - Neda Yayınları
Bugün birçok insanımızın hataya düştüğü noktalardan birisi de, hiç şüphe yok ki bu meseledir. Yani şeriatın ölçülerine riayet etmeden, kafalarına göre ‘iyi’ ve ‘kötü’ belirleme ve neticesinde buna göre dostluk ve düşmanlık bağları kurma meselesi. Bakıyorsunuz adam Kur’an ve Sünnet ’ten kaynaklanamayan bir ölçü koymuş, ona uyanı ‘iyi’ uymayanı ‘kötü’ kabul ediyor. Veya bir kriter belirlemiş, ona riayet edeni ‘mühtedi’, riayet etmeyeni ise ‘sapık’ ilan ediyor. Bunlar son derece yanlış olan ve asla kabulü mümkün olmayan şeylerdir. Tekfir konusunda da mesele bundan farklı değil. Adam Allah ve Resulünün ‘küfür’ demediği bir şeyi küfür kabul edip ona uyanları Müslüman, uymayanları kâfir kabul ediyor. Oysa küfür Allah ve Resulünün ‘küfür’ dediği, iman da aynı şekilde Allah ve Resulünün ‘iman’ dediğidir. Bunun aksini söyleyerek iman ve küfür kriterleri belirlemek, imanla bağdaşmayan bir tutumdur
Sayfa 34 - Neda Yayınları
Reklam
"Gücünüz yettiği kadar Allah'tan korkup sakının. (Teğabun/16)
Sayfa 26 - Neda YayınlarıKitabı okudu
"Bir şeyi bilmeyen onu kaybeden kimse gibidir; kaybeden kimse ise onu hiç bir zaman veremez."
Sayfa 13 - Neda YayınlarıKitabı okudu
Ömer b. Abdülaziz radıyallâhuanh' ın şöyle demiştir; "Kim Allah'a ilimsizce kulluk ederse, ifsad ettiği şeyler, ıslah ettiklerinden çok daha fazla olur."
Şunu aklımızdan çıkarmamalıyız ki, bir insan, örneğin sinirli biri ise, İslâm ona 'Sinirini bırak gel' demez; lakin ona sinirini ıslah etmesini emreder ve o siniri Allah'ın razı olacağı yerlerde kullanmaya kendisini kanalize eder. Sinirli olmak fıtrî bir şeydir. Bu nedenle 'sinirini bırak gel' demek o insanın fıtratıyla oynamak olur ki, İslam böylesi bir şeyi emretmesi asla söz konusu değildir. Ama İslam bu siniri hayra yönlendirir ve kızılması gerekenlere kızılmasını tavsiye buyurur.
Sayfa 26 - Neda YayınlarıKitabı okudu
52 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.