En Mavi Göz

Toni Morrison

Öne Çıkan En Mavi Göz Gönderileri

Öne Çıkan En Mavi Göz kitaplarını, öne çıkan En Mavi Göz sözleri ve alıntılarını, öne çıkan En Mavi Göz yazarlarını, öne çıkan En Mavi Göz yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Sevilmenin nasıl bir his olduğunu merak etti."
Reklam
...yürümeye çalışırken yaptığı toplama ve koparma hareketleri var artık sadece. Onun üstüne yığdığımız ve onun özümsediği bütün atıklarımız ile aslen ona ait olan ve onun bize verdiği bütün güzelliklerimiz arasında. Hepimiz -onu tanıyan herkes- pisliğimizi ona silerek temizlendikten sonra çok erdemli hissettik kendimizi. Onun çirkinliğinin üstüne bindiğimizde hepimiz çok güzeldik. Sadeliği bizi süsledi, suçu günahlarımızdan arındırdı, çektiği acı sağlıkla ışıldamamızı sağladı, acayipliği sayesinde mizah anlayışımız var zannettik. Onun konuşmaması kendimizi dilbaz sanmamızı sağladı. Yoksulluğu bizi bonkör kıldı. Karabasanlarını bile -kendi kabuslarımızı bastırmakta- kullandık. O da bize izin verdi, böylelikle onu hor görmemizi hak etti. Egolarımızı onun üzerinde biledik, karakterlerimizin içini onun kırılganlığıyla yumuşacık doldurduk ve güçlü olduğumuz yanılsamasıyla esnemeye koyulduk.
Sayfa 213
Şiddeti tutkuyla, tembelliği dinlenceyle karıştırdık, umursamazlığı özgürlük sandık.
Sayfa 186
Bir zamanlar yaşlı bir adam vardı. Bu adam nesnelere düşkündü, çünkü insanlara azıcık olsun temas etmek, hafif ama inatçı bir bulantı duymasına yol açardı. İnsanlardan hoşlanmamaya ne zaman başladığını hatırlamadığı gibi, bu hissi duymadan geçen bir gününü de anımsamıyordu. Başkalarının hissediyor gibi görünmediği bu tiksintiden küçükken çok çekmişti, ama sonra iyi bir eğitim alınca başka şeylerin yanında bir de kelime öğrendi: "Mizantrop". Nasıl tanımlandığını öğrenince hem rahatladı hem de cesaret kazandı; bir kötülüğün adını koymanın onu yok edebileceğine ya da en azından etkisiz hale getirebileceğine inandı.
Sayfa 172
Kendi hayatında ve herkesinkinde çarpık giden bir şeyler olduğunun elbette farkındaydı ama sorunları kaynağına, Hayatın Yaratıcısı'na havale etmek lazımdı. Yozlaşma, ahlaksızlık, pislik ve düzensizlik bu denli yaygın olduğuna göre, bunların Şeylerin Yaratılışı gereği olduğuna inanmıştı. Kötülük vardı çünkü Tanrı tarafından yaratılmıştı. O, yani Tanrı, aylakça ve bağışlanmaz bir hatalı yargıda bulunmuş, kusurlu bir evren tasarlamıştı.
Sayfa 181
Reklam
Ona dik dik bakıyoruz, canımız ekmeğinden çekiyor ama gözlerindeki o kibri söküp çıkarmayı ve ekmeği çiğneyen ağzına bir kıvam katan, sahip olma hissinin verdiği o kendini beğenmişliği paramparça etmeyi daha çok canımız çekiyor.
Sayfa 13
Sonra Pecola aklıma daha önce hiç gelmemiş bir soru sordu. "Bu nasıl yapılıyor peki? Yani birinin seni sevmesini nasıl sağlıyorsun?" Ama Frieda uyuya kalmıştı. Ben de cevabı bilmiyordum.
Sayfa 37
Artık hakikaten söylenecek hiçbir şey yok - olanların nedeni hariç. Ama nedenin altından kalkmak zor olduğu için, insan nasıla sığınmalı.
Sayfa 10
İnsan neye göre kendi adıyla değil başka bir adla müsemma olur? Esas olan ad mıdır o halde? İnsan da yalnızca adının söylediği şey midir? Yoksa bu yüzden mi Musa'nın sana yönelttiği o en basit ve arkadaşça "Adın nedir?" sorusuna cevap vermeyip onun yerine "Ben, benim," dedin? Temel Reis derdi ya hani, Neysem Oyum Ben, onun gibi mi? Adını vermekten korktun, değil mi? Adını öğrenince seni tanıyacaklarından korktun, değil mi? O zaman senden çekinmezlerdi, değil mi?
Sayfa 189
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.