“ Önce, gözlerimiz birbirini tanıdı. Ruhlarımız, başlangıcı olmayan zamanlardan beri duydukları özlemle çırpınarak, bütün isteklerini gözlere yöneltmişlerdi ve uzaktan bu ilk rastlantıyı en önce yalnız gözlerimiz yaşadı. İlk itiraflar, ilk teslim oluşlar, yalnız gözlere verildi. Sonra bir gün, bir çay toplantısında, bana kendinizi tanıttınız. O gece, nasıl titriyordunuz! Yanımda, ayakta duramayacaksınız sanmıştım. “
Sayfa 125 - Ema Klasik