Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Eskiçağda Yazı Malzemeleri ve Kitabın Oluşumu

Nuray Yıldız

Yükselen Eskiçağda Yazı Malzemeleri ve Kitabın Oluşumu Sözleri ve Alıntıları

Yükselen Eskiçağda Yazı Malzemeleri ve Kitabın Oluşumu sözleri ve alıntılarını, yükselen Eskiçağda Yazı Malzemeleri ve Kitabın Oluşumu kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Günümüz Instabook sayfaları!
İmparatorluk döneminin son zamanlarında, veya M.S. III yüzyıldan itibaren kitap ticaretinde bu modanın ortaya çıktığını görüyoruz. Cahil kitap meraklıları (bibliyofiller) bu modaya kapılmışlardı. Cahil kişiler zaman zaman kitapların çekiciliğine kapılarak, kitap toplama merakına kapıldılar. Bunlar genellikle zengin, gösteriş meraklısı kişilerdi ve bu modaya uyarak, evlerini dekore etmek istiyorlardı. Onlar için kitabın içeriğinin önemi yoktu. Ausonius, Philomasus adlı kişinin kütüphanesini, ilgisi olmayan ve hiç okumadığı kitaplarla doldurduğundan söz eder.
Sayfa 312 - Türk Tarih Kurumu
Fakirlerin lüks kitapları alamadıkları söylenebilir.
Sayfa 306 - Türk Tarih Kurumu
Reklam
Kitaplar pahalı da olsa, zenginler için fark etmiyordu; onlar açık arttırma ile istedikleri pahalı kitapları alabiliyorlardı.
Sayfa 306 - Türk Tarih Kurumu
Zenginlerin zevklerine yönelik pahalı nüshalar yanında halkın satın alabileceği ucuz nüshalar da bulunabiliyordu.
Sayfa 298 - Türk Tarih Kurumu
Bütün bunlarda yazarın telif hakkı yoktu. Kazanç tüccar ve kâtibin elinde kalıyordu. Ele geçirilen kitap, hemen kopye edilebilirdi, izne gerek yoktu.
Sayfa 282 - Türk Tarih Kurumu
II. Eumenes'in (M.Ö. 197-159) kitap üretim merkezi yaptığı Pergamon, çok sayıda kitap elde etmiş ise de; bir kitap pazarının bulunup bulunmadığını bilmiyoruz. Bütün bu kütüphaneler, kralların himayesinde olduğu için, ticareti de devletin tekelinde olmalıdır. Ancak özel kütüphaneler de kurulmuştu ve bunlar da kendi kitap ihtiyacını sağlıyabiliyordu.
Sayfa 282 - Türk Tarih Kurumu
Reklam
İskenderiye'den başka Pergamon'da kurulan Bergama Kütüphanesi, Mısır'dan papyrus getirtmek istemiş; ancak buna konulan ambargo ile pergamenti (deriyi) mükemmelleştirmiştir. Derinin iki yüzüne yazılarak pek çok kitabın burada çoğaltıldığı, çeşitli yerlerden satın veya ödünç alınan kitapların kopye edilerek çoğaltıldığı anlaşılmaktadır.
Sayfa 282 - Türk Tarih Kurumu
Herodotos, eserini, Yunanistan'ın Olympia, Korinth, Thebai gibi pek çok kentinde halka okuyarak duyurmuş ve Atinalılar, ona on talent armağan etmişlerdi. Ayrıca Atina meclisi onu onurlandırmıştı. Bu durumda Heredotos'un eserinden para kazanması söz konusu değildi. Thukydides'in ise eserini kalıcı bir eğitim aracı olarak yazdığı bilinir. Pragmatik tarih yazıcılığının babası olarak görünen Thukydides, eseri için şöyle demektedir: “Geçici olarak kulağa hoş gelen süslü bir müsabaka eseri olmaktan ziyade daimi bir hazine olsun diye yazılmıştır."
Sayfa 275 - Türk Tarih Kurumu
Antikçağda kitapların yüksek sesle okunma geleneği vardı. Ancak eğitim görmüş kimseler, günümüzde olduğu gibi, yüksek sesle okumazlardı. Yüksek sesle okuma yasağı ilk kez manastırlarda kondu. Augustinus M.S. IV. yüzyılda, Milano'lu St. Ambrosius'un çok meşgul bir kişi olduğu için, okuduğu sayfalara göz gezdirdiğini, yüksek sesle okumadığını ve bu nedenle kelimelerin anlamını zihninden geçirdiğini söylemiştir.
Sayfa 273 - Türk Tarih Kurumu
Seneca bir de günümüzü göreydin keşke
Seneca, cahil fakat zengin olan kişilerin evlerini, bir gösteriş aracı olarak kitaplarla süslemelerinden yakınırken, içi yazarların portreleri ile donatılmış kitaplara da değinir: “Sonuçta en tembel adamların evlerinin, tavana kadar dolu olan kutulardaki, hitabet ve tarih koleksiyonları ile dolu olduğunu göreceksin. Soğuk ve sıcak hamamlı büyük bir ev, şimdi zorunlu süslemeyi gerektiren bir kütüphane ile donatılmıştır. Eğer bu kişiler, aşırı öğrenme çabası ile yollarını değiştirmişler ise, onlardan, gerçekten özür dilerim. Fakat her zaman olduğu gibi, onları süsleyen tüm portreler ile donatılmış kutsal dehaların bu eser koleksiyonları, gösteriş için ve duvarlarının bir süsü olarak satın alınmışlardır."
Sayfa 255 - Türk Tarih Kurumu
Reklam
Demosthenes, bir çift bakır karşılığında papyrus alınabildiğini anlatmıştır.
Sayfa 156 - Türk Tarih Kurumu
Hellenistik devirde, eski Yunan ve Roma dünyasında papyrus çok aranan bir yazı malzemesi oldu ve yaygınlaştı. Her ne kadar Ptolemaioslar onun ihracına ambargo koymuşlarsa da, papyrus, Küçük Asya'da Pergamon krallığı ve Syria'da Selevkos devleti içinde çok kullanılmış, Akdeniz çevresine yayılmıştır. Eski Yunanistan ve onun kolonilerinde, adalarda, İtalya'da çeşitli belgeleri yazmak için gene papyrusun kullanıldığı, buluntulardan anlaşılmaktadır.
Sayfa 158 - Türk Tarih Kurumu
Bir tarife göre de, bir haftalık buzağının derisi yıkandıktan sonra, bir gün süre ile temiz suda bırakılıyordu. Sonra içinde %30 taze sönmüş kireç bulunan, hamur kıvamındaki maddeye batırılıyordu. 18-20° de ve sekiz gün süre ile kireç banyosunda kalıyordu (8-16 gün olabilir). Tezgâh üzerinde kılları kazındıktan sonra yıkanıyor ve gerilerek kurutuluyordu. Yıkayıp kurutma işlemi, deri yüzeyi çok düzgün oluncaya kadar sürüyordu. Özel bıçakla tekrar traşlanan deri oğulur ve pudralı sünger taşı ile düzleştirilirdi. Tekrar kuruduktan sonra, istenen boyutta parçalara kesiliyordu.
Sayfa 171 - Türk Tarih Kurumu
Bu derilerin en değerlisi dana derisi olup, en ince ve beğenilen vellum pergament ondan yapılıyordu. Bu en iyi kaliteye "pergamene virginea" veya "pergamena vitulina" da deniyordu. Geç devirde, Mısır'da Incil yazmaları için antilop ve ceylan derilerinden yararlanılmıştır. Mısır dışında ve belki ondan önce, III. yüzyıla tarihlenen bir Thukydides fragmanı için de ceylan derileri tercih edilmişti.
Sayfa 169 - Türk Tarih Kurumu
Pergamenet genel olarak hayvan derilerinin işlenmesi ile elde edilen bir yazı taşıyıcısıdır.
Sayfa 168 - Türk Tarih Kurumu
48 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.