Evren'den Allah'a

Caner Taslaman

Evren'den Allah'a Gönderileri

Evren'den Allah'a kitaplarını, Evren'den Allah'a sözleri ve alıntılarını, Evren'den Allah'a yazarlarını, Evren'den Allah'a yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Petekteki gözlerin altı tane yanal yüzü ve birbirine eş üç eşkenar dörtgenden oluşan tabanı vardır. Antonie Ferchault adlı bir böcek bilgini, “arılar problemi” adını vererek, peteğin en ideal şekilde yapılmış olması için tabandaki eşkenar dörtgenlerin hangi açıda olması gerektiğini merak etmiş ve bu problemi çözmeleri için bir Alman, bir İsviçreli ve bir İngiliz matematikçiye ricada bulunmuştur. Üç matematikçinin yaptıkları hesaplar sonucunda bulduklarıyla arının yaptığı açı aynıdır: “70 derece 32 dakika.”
Bal arılarının on milyonlarca yıldır bugünkü gibi petek yaptıkları fosillerden de bilinmektedir...Petekli bal alan birçok kişinin de görebileceği gibi peteğin yüzeyi altıgenlerden oluşmaktadır. Acaba neden bu şekil dikdörtgen, beşgen, sekizgen değil de altıgendir? Bunun matematiksel araştırmasını yapanlar, birim alanın tamamen kullanılması ve en az malzemeyle petek yapılabilmesi için en ideal şeklin altıgen olduğunu gördüler. Petekler üçgen veya dörtgen olsaydı da boşluksuz kullanım mümkündü, diğer geometrik şekillerde ise petekte boşluklar kalır. Fakat altıgen hücreler için kullanılan malzeme üçgen ya da dörtgen için kullanılan malzemeden daha azdır. Sonuç olarak altıgen hücre; en çok miktarda bal depolarken, yapılması için en az balmumu gereken hücre tipidir. İki aydan az yaşayan arı, enerjisini ve peteklerini en verimli kullanacağı şekil genlerinde kodlu bir şekilde dünyaya gelir ve vazifesini yapar.
Reklam
En önemli sorun tavuğun mu yumurtadan, yumurtanın mı tavuktan çıktığı değildir; önemli olan yumurtlama kabiliyetine sahip bir tavuğun olmasıdır. Üreyemeyen bir canlı türü var olamaz; diğer tüm canlılık özellikleriyle beraber üremenin de baştan var olması gerekir. Tesadüfen oluşması imkansız olan en basit canlının bir an için oluştuğunu varsaysak bile; bu canlı üreyemediği durumda hayatı son bulacak ve kendisiyle beraber canlılık da yok olacaktır
Evreni meydana getiren patlama (bu mecazi ifadeyle evrenin başlangıcında bir arada olan maddenin ayrılmasını kastediyorum) biraz daha şiddetli olsaydı, evrendeki tüm madde dağılırdı; eğer patlama biraz daha yavaş olsaydı, bütün madde hemen kapanacaktı. Her iki durumda da ne galaksiler ne yıldızlar ne Dünyamız ne de canlılar oluşurdu. Patlamanın galaksileri, yıldızları, Dünyamızı ve canlıları oluşturacak şekilde olmasının olasılığı, havaya atılan bir kalemin, defalarca sivri ucu üstünde durmasının olasılığı kadar bile değildir.
Evrenin oluşması için gerekli hassas ayarlar
İnsancı İlke ile hem doğadaki yasaların hem de fizikî dünyadaki oluşumların, insanlığın varlığını mümkün kılacak şekilde kritik değerlere sahip olduğu söylenir...Söz konusu hassas ayarların bir kısmı şu on örnekle gösterilebilir: 1- Evrende canlılığın oluşabilmesi için proton ve elektronun kütleleri mevcut şekilde olmalıdır. Eğer protonun
“Neden kaos yerine doğa yasaları var?” ve “Neden doğa yasaları, evrende gözlenen tasarımları ve tüm çeşitliliği ile canlıların oluşumunu olanaklı kılacak şekildedir?” gibi olağanüstü önemdeki soruların da cevaplarının verilmesi gerekir.
Reklam
31 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.