Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Evrensel Yalanlarla Yüzleşmek

Atasoy Müftüoğlu

En Eski Evrensel Yalanlarla Yüzleşmek Gönderileri

En Eski Evrensel Yalanlarla Yüzleşmek kitaplarını, en eski Evrensel Yalanlarla Yüzleşmek sözleri ve alıntılarını, en eski Evrensel Yalanlarla Yüzleşmek yazarlarını, en eski Evrensel Yalanlarla Yüzleşmek yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Müslümanlar olarak, İslami farkındalığı tamamlayamadığımız için günümüzdeki konumumuzu tanımlama ihtiyacı duymuyoruz. "Olan"la bütünleştiğimiz için olması gerekene yabancılaştık. Olması gerekenin nasıl bir şey olduğunu bilmiyoruz.
Bilinç mücadelesine yabancılaşan, yabancılaştırılan bir toplum, gündelik özgürlüklere, gündelik önceliklerin özgürlüğüne ikna edildiği için, varoluşsal özgürlüğü hiçbir biçimde gündemine alamıyor.
Reklam
Popülizmlerin/propagandanın ahlaka ihtiyaç duymadıkları bilinen bir gerçektir. Toplumsal bütünlüğe hitap edemeyen, bu bütünlüğün saygınlığını gözetmeyen bir dil ve söylem ayrımcılıkla maluldür.
Toplumun bütün renkleriyle, farklılıklarıyla, insanca konuşamamak, konuşmamayı seçmek, tercih etmek, kötülüğü başlatmak, kötülüğü biriktirmek anlamı taşır.
İslam toplumlarında, Türkiye'de de somut olarak tecrübe ettiğimiz üzere, muvafık ya da muhalif kesimler, toplumu, entelektüel-ahlaki anlamda ikna etmek yerine, ya duygusal olarak ya da ideolojik olarak ikna etmeye çalışıyor. Bu nedenle, toplumlarımızda kültürel iklimin yerini, ikili karşıtlıklara dayalı önyargılar ve nefret duyguları alıyor. Sloganlara, duygusallıklara, hamasete ve ideolojik klişelere hapsedilen toplumlar, anlam/fikir/bilgelik/dayanışma ve felsefi içerik üretemiyor. Bu tür toplumlarda iktidarlar, toplumlara ya resmî yorumları ya da ideolojik yorumları dayatıyor. Bu yorumlarla toplumlar sistematik bir biçimde kontrol ediliyor.
Şeyleştirme, nesneleştirme, köleleştirme, insanları insanlık dışına çıkarır. İnsanlar, bilinç ve ahlak mücadelesi vererek, insanlığa yeniden giriş yaparlar.
Reklam
Müslümanlar olarak, ancak ahlaki anlamda var olduğumuzda, hayatın her alanında ve her durumda adalet ilkesi temelinde var olduğumuzda, ilişki kurduğumuzda İslami varoluşumuz gerçeklik kazanır. Bütün insanlığa, hitap etme sorumluluğu taşıyan İslami dilin/düşüncenin/varoluşun "öteki"ne, "ötekileştirilen"e ve farklıya açık olması gerekir. Farklı renkler, çizgiler, kültürler varoluşsal çoğulluğa işaret eder.
Dayanışma-birleşme duyguları üretmek yerine, karşıtlık üreterek parçalanıyoruz.
Her tür iktidar, politik, ekonomik, bürokratik iktidar, gizlediğimiz ne kadar kirli/karanlık yanımız olduğunu gözler önüne seriyor. İslami tercihlerimizin, birikimimizin, eğitimimizin, dünyevi ayartmalara karşı caydırıcı hiçbir etkisinin olmadığını somut olarak görebiliyoruz.
İslami bağımsızlık onurunu yeniden keşfetmek için, önce ahlaki bağımsızlığa sahip olmak ve aşağılanmaların şiddetini derinden hissetmek gerekir.
98 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.