Müslümanlar olarak, ancak ahlaki anlamda var olduğumuzda, hayatın her alanında ve her durumda adalet ilkesi temelinde var olduğumuzda, ilişki kurduğumuzda İslami varoluşumuz gerçeklik kazanır.
Bütün insanlığa, hitap etme sorumluluğu taşıyan İslami dilin/düşüncenin/varoluşun "öteki"ne, "ötekileştirilen"e ve farklıya açık olması gerekir. Farklı renkler, çizgiler, kültürler varoluşsal çoğulluğa işaret eder.