Resulullah şöyle buyurdu: Kur’ân’da bir sure vardır, Allah katında Azime diye anılır. Sahibi de Allah katında “şerif” diye anılır, sahibi kıyamet günü Rebia ve Murdar’dan daha çokları hakkında şefaat eder. O, Yâ-Sin suresidir.
Her şeyin bir kalbi vardır. Kur’ân’ın kalbi de Yâ-Sin’dir.
Anlamı Ey İnsan demek olan Yâ-Sin suresi, Kurân-ı Kerîm’in üzerinde en çok durduğu surelerden biri olması nedeniyle ayrı bir öneme sahip. Bu önemi dolayısıyla, İslâm tarihinin başlangıcından beri çeşitli kâmil insanlar, mutasavvıflar ve ilim adamları tarafından derinlemesine incelenmiş. Onların her keşfi ve yorumuyla, Allah’ın sonsuzluğu içinde insanın özünü açıklamak mümkün olmuştur. Dolayısıyla Tasavvuftaki iç manasıyla insan olmak ne demektir, beşer nedir kısacası yaradılışla ilgili bütün sorulara cevap aranmıştır ve bu arayış insanı Kur-ân’ın tam kalbine yani Yâ-Sin suresinin derin ilmine götürmüştür.
Bu eserle, Yâ-Sin suresinin iç manasını tefekkür ederken, Kuran-ı Kerîm’in bütünü hakkında derin bir ilmin yolculuğunun kapıları açılmış oluyor.
Okuyanları kendi iç manasına yani kendi özüne götürecek olan bu yolculuktaki rehber olan “Ey İnsan” kitabı başta Hz. Peygamber olmak üzere, bütün kâmil insanların, mutasavvıfların ve ilim adamların yorum ve görüşleriyle oluşturulmuştur. Bu özelliği ile de bu çalışma değişik birçok yorumun aslında yine tek bir manaya götürdüğünü göstermektedir. Bu da “Ey İnsan” yani insanın yaradılış sırrını anlamaya götürmektedir. O’da,İstedim ki bilineyim; diyen yüce yaratıcının sözüdür.
