En Eski Eylül Gönderileri

En Eski Eylül kitaplarını, en eski Eylül sözleri ve alıntılarını, en eski Eylül yazarlarını, en eski Eylül yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
O zaman eylül kendisine, doğada ilk yılgınlık ayı, ölümlülüğü ilk duyma ayı, ilk yararsız ve acı mücadele arzusu gibi, hayatın ne olduğunu anlayıp farkına varılmadan geçen güzel geçmişin özlemiyle ilk boynu bükülen ay gibi görünürdü.
Sayfa 170 - Evrensel İletişim Yayınları
Tabiatta her şeyin insanları aşk ve kavuşmaya yönlendirdiği, engellerin yalnızca düzenlenmiş, temelsiz sakınganlıklardan hatta yararsız değerlendirmelerden oluştuğu düşüncesinde hala ısrarlı olduğu için, kendisinin yine acılı ve düşkün oluşunu anlamıyor, gösterdiği zayıflık ve miskinliğine kızıyordu.
Sayfa 193 - Evrensel İletişim Yayınları
Reklam
Demek, herkesin başkasında yakındığı şey kendisinde bulunabiliyor ve bunu fark etmeyerek, başkalarında suçladığı şeyi kendisinde olağan görüyordu.
Sayfa 201 - Evrensel İletişim Yayınları
Madem ki aşkla mutluluk ne kadar mümkün değilse, aşkla namus da o kadar imkansızdır, o halde, namusla dinginlik elbette yeğlenir.
Sayfa 248 - Evrensel İletişim Yayınları
271 syf.
8/10 puan verdi
Türk Edebiyatının ilk psikolojik romanı. Neyin psikolojisi diye sorarsanız, ihanet edenlerin psikolojisi derim. Dili zaten ağır olan roman, sadeleştirilmek istendiği bu basımında daha da ağır olmuş. İşin aslı astarı ihaneti hiç sevmem. Kitabı zorla okudum. İhaneti aşkla süsleyen yazar, çapkın bir adamın kuzeninin karısına aşık olması ve monoton geçen beş yıllık evlilik hayatından sıkılan bir kadının içler acısı alçalması. Süreya, Suat ve Necip üçlüsünden en çok canımı sıkan ve beni hayretler içinde bırakan şey Süreyyanın aptallığı. Onun psikolojisini zaten yazar işlemeye gerek de görmemiş. Böyle pısırık, silik ve dünyadan bihaber bir kişinin başına gelebilecek en kötü şey bu olsa gerek. Necip denen ahlaksız, karaktersiz ve güya kadın düşmanı birinin, daha önce evli kadınlar düşüp kalktığını bilen çiftin buna rağmen kendisine bu kadar güven duyması bende bir çelişki duygusu yarattı açıkçası. Devrin ahlak yapısının genelini her ne kadar işlemese de o dönemin belli başlı kadınlarının fikirlerinin Hacer üzerinden veriyor yazar. İhanet, acizlerin ve güçsüzlerin işidir. İhanet alçakların ve bencillerin işidir. İster kadın olsun ister erkek, evli olduğu bir adama karşı namusunu koruyamaması, kendisi ateşe vermesinden daha kötüdür. Ki bunu kişi istediği aşkla ve güzel duygularla süslerse süslesin sonuç asla değişmez. Kitabın sonunda Necipin ateşe atılıp suatı kurtarmak istemesi de ayrı bir muamma. Çünkü yazar inadına durmadan karşılaştırma yapıyor ve son darbesini süreyyaya bu şekilde vurup romanı bitiriyor.
Eylül
EylülMehmet Rauf · Evrensel İletişim Yayınları · 201740bin okunma
- Evet, dedi . Lâyık olan mutlu olur ; ya da Goethe'nin dediği gibi, lâyık olan kazanır ve kazanamayan lâyık değildir ..
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.