Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Fahr-i Alem Habib-i Hüda Hz. Muhammed Mustafa

Osman Nuri Topbaş

Fahr-i Alem Habib-i Hüda Hz. Muhammed Mustafa Sözleri ve Alıntıları

Fahr-i Alem Habib-i Hüda Hz. Muhammed Mustafa sözleri ve alıntılarını, Fahr-i Alem Habib-i Hüda Hz. Muhammed Mustafa kitap alıntılarını, Fahr-i Alem Habib-i Hüda Hz. Muhammed Mustafa en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
*İbn-i Ömer(r.a.) şöyle der:
"Biz öyle zamanlar gördük ki içimizden hiç kimse kendisinin altın ve gümüşe (yani maddi imkânlara) müslüman kardeşinden daha layık olduğunu düşünmezdi." Şimdi ise öyle bir devirdeyiz ki, altın ve gümüş (yani dünya menfaatleri) bize, müslüman kardeşimizden daha sevimli geliyor.
Cihan bağında ey âşık budur makbûl-i ins ü cin; Ne kimse senden incinsin ne sen bir kimseden incin!
Sayfa 72
Reklam
Öyle bir rahmettir ki, nerede bir güzellik varsa, O'nun nurundan bir akis taşır. Zira O'nun yüzü suyu hürmetine yaratılmıştır. Âlemde bir çiçek açmaz ki, O'nun nurundan olmasın!
Vahşi de Efendimiz'in huzuruna çıkarak af diledi. Rasûlullah onu da affetti. Fakat: Bana görünmemeye dikkat edebilir misin? (Seni görünce acım tazeleniyor )" buyurdu.
Sayfa 49
Peygamber Efendimiz, insanları affetmekle kalmıyor, ümmetine de şu tavsiyede bulunuyordu: “...Özür dileyerek yanına bir kardeşi gelen kimse, ister haklı ister haksız olsun, onu kabûl etsin! Aksi hâlde Cennet'te Kevser Havuzu'nun başında benim yanıma gelemez."
Sayfa 51 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
Reklam
... seherlerde gözlerinden yaşlar boşanarak ümmetine dualar etmesi, bütün vaktini ve gayretini insanların cehennemden kurtulması için sarf etmesi, Allah Rasûlü'nün rakik kalbinde bulunan engin şefkat ve merhametin en müşahhas nişâneleridir.
Sayfa 39
Peygamber Efendimiz (s.a.v), yüksek bir koltuk veya taht üzerinde değil, ashâbının arasında otururdu. Bu sebeple, bir yabancı geldiğinde, hangisinin Efendimiz olduğunu sormadan bilemezdi.
Sayfa 37 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
Yahudî âlimlerinden Abdullah bin Selâm, Allah Rasûlü Medîne'ye hicret edince merakla yanına varmış, mübârek sîmâlarına bakınca da hemen müslüman olmuştu. Bunun sebebini de şöyle îzâh etmişti: “Allah Rasûlü’nün mübârek yüzünü görür görmez anladım ki O’nun yüzü, yalancı yüzü olamaz!”
Sayfa 29 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
İnsanlar Sen’in sırtına bastı, gül yanağını kanattı, dişlerini kırdı, lâkin Sen yine de ümmetin için ısrarla hayır istiyor ve şu niyâzda bulunuyordun: «Allah’ım! Sen kavmimi mağfiret buyur! Zira onlar bilmiyorlar!»
Sayfa 24 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Allah’a ve âhiret gününe îmânın en mühim semeresi, merhamettir. Merhametten de infak, hizmet, cömertlik, affedicilik gibi güzel hasletler zuhûr eder.
Sayfa 37 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
Açlık sebebiyle ağlayan çocukların sesi kenar mahallelerden duyulurdu.
Sayfa 46
“Merhamet edenlere Rahmân olan Allah Teâlâ merhamet buyurur. Siz yeryüzündekilere şefkat ve merhamet gösteriniz ki, gökyüzündekiler de size merhamet etsin!” (Ebû Dâvûd, Edeb, 58/4941; Tirmizî, Birr, 16/1924; Ahmed, II, 160)
Sayfa 38 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
"(Rasûlüm!) Sen af yolunu tut; Mârûfu (iyi ve güzel olan şeyleri) emret; (delil kabul etmeyen ısrarcı) câhillerden yüz çevir!” (el-A’raf, 199)
Sayfa 42 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
Zira insanı yücelten ve hakikate en fazla yaklaştıran şey tevâzûdur. Tevâzû, kulluğun kıvam bulduğu bir haslettir.
Sayfa 35
197 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.