* Çoklu ilişkiler, yasak ilişkiler, yasadışı ilişkiler bu şiirin normalleridir bile denilebilir. Şair öznenin aşkın böylesine inandığı anlaşılır. Genç kızlığa gelişin karikatürize edildiğine bile rastlanır. Ve işteşliğe dönersek, sevgililerle ne yapılır? Her şeyden önce ve her şeyden sonra sevişilir. Şöyle bir döngüyü tanımlamak, sanırım Süreya şiiri öznelinde acımasızlık olmaz: Bir kadın güzelliğiyle, cazibesiyle sevilir, onunla sevişilir, şair ona olup biteni anlatır (kadın dinler), sonra ortak bir şeyler yapılır, dünyayla alay edilir, kadınla alay edilir, şair kendiyle alay eder, sevişilir. Akılda kalan
bu kadının belli nitelikleri de olsa, önce elleri, gözleri, göğüsleri vb.dir. Kadın gider, şair onurunu ayaklar altına almayı da göze
alarak kadını geri ister. Yalnızlığında kalır. Çağırdığı nedir? Kadın karakterle bir daha sevişmektir. Metaforlar hiçbir zaman kadının
özgün nitelikleri üzerinden geliştirilmez. Şair yalnızlığını dolduran kişiyi arıyordur. Ama aradığı, özlediği kadın, kendinin de itiraf ettiği gibi bir yabancıdır. Bu bir tepeden bakış değil midir? Aslında buna çok yakın duran Süreya'da bu tutum bir aşağılama gibi durmaz, bu tuhaf ur da. Şair öznenin kendiyle de sürekli alay
eder halinin yanısıra bu "yabancı"nın yer yer erişilmez bir mabude gibi betimlenmesi, yer yer de sonsuz bir arzuyla istenmesi aşağılanma ihtimalini ortadan kaldırır.
* Gülce Başer