En Eski Felsefe Kullanım Kılavuzu Sözleri ve Alıntıları
En Eski Felsefe Kullanım Kılavuzu sözleri ve alıntılarını, en eski Felsefe Kullanım Kılavuzu kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Sen benim beynimi ne kadar yakından gözlesen, hücrelerimin danslarını ne kadar titizce takip etsen de, benim bu arabayı görmemi göremezsin. Zihin durumlarımız beyin üzerine çalışan bilimlerin sunduğu en ileri imkânlarla bile görünmez olarak kalır."
Adına "Bilim" denilen bir soyutlamanın, kavrayışlı, yaratıcı, tarafsız, adil bir görünmez elin var olduğu ve gelecek insanları bu elin insafına bırakmamız gerektiği fikrine karşı tetikte olmalıyız. Böyle bir el yoktur.
İnsanlar tehditler ve ödüllerle harekete geçirilebilirler. Bizler yalnızca başka insanlardan gelen açık girdiler değil, tahayyülümüzde prova ettiğimiz şeylere de duyarlıyız.
İçinde hiç müzik olmayan adam,
Tatlı seslerin uyumuyla hareketlenmeyen,
İhanet, hile ve tecavüz için vardır
Ruhunun hareketleri gece kadar kasvetlidir
Ve hisleri Erebus kadar karanlık ;
Kollayın kendinizi böyle adamlardan.
-Shakespeare
Locke'a göre Tanrı üç şey yapmak zorundaydı: Fiziksel bir dünya, bilinçli deneyim dünyası ve bunları birbirine bağlayan köprü yasaları.Leibniz ise Tanrı'nın tek bir şey yapmak zorunda olduğunu söylüyordu: fiziksel bir dünya.Gerisi tıpkı geometrik sonuçların öncüllerinden çıkması gibi kendiliğinden gelecektir.Tanrı(doğa) bir dik üçgen yaptığında, hipotenüsün karesinin diğer iki kenarın karelerinin toplamı olmasını sağlamak için ayrıca bir şey yapmasına gerek yoktur.
Bilinçli deneyimin "dünyası", fiziğin ve sinirbilimin dünyasıyla anlaşılır bir ilişki içine sokulmalıdır.
"Acele genelleme, entelektüel kibrin büyük ayakbağı! Acele genelleme, dehanın kendisinin bile çarpıp parçalanabildiği kaya! Acele genelleme, basiretin ve bilimin belası!
"Gerçekten de olası bir intiharı önlemeye çalışmak herkesin görevidir; hayatın ne olursa olsun tahammül edilemez olmadığı, işlerin düzeltilebileceği, şu an için iyi görünen intihar seçeneğinin ayartısına kapılmamak gerektiği, sıkıntılara bir süre dayanmak gerektiği söylenebilir. Ama bütün bu ikna çabaları başarısız kaldığında -ne de olsa şifasız bir acı verici hastalık durumunda bunların hiçbir etkisi yoktur- ve kurban kendi ipini çekmeye karar verdiğinde, o zaman bu kararın hatalı olduğunu göstermek imkansızdır. Çoğumuz ölümü Macpherson gibi cesaretle karşılamak isteriz, ama hiç şüphesiz onursuzca, acıyla yaşayarak sevdiklerimize yük olmaktansa ölümü tercih etmek de takdire şayandır."