Felsefenin Öyküsü

Will Durant

Öne Çıkan Felsefenin Öyküsü Gönderileri

Öne Çıkan Felsefenin Öyküsü kitaplarını, öne çıkan Felsefenin Öyküsü sözleri ve alıntılarını, öne çıkan Felsefenin Öyküsü yazarlarını, öne çıkan Felsefenin Öyküsü yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Aristo'nun kadın-erkek ilişkisi felsefesi:
Erkeğe kaçınılmaz bir üstünlük sağlamak amacıyle, otuz yedisinden önce evlenmemesini, o zaman da yirmi yaşında bir kız almasını öğütlüyor. Yirmi yaşını dolduran bir kız, aşağı yukarı otuzluk bir adama eşittir, ama otuz yedilik olgun bir savaşçı tarafından da çekip çevrilebilir belki. Aristo’nun dikkatini bu evlilik matematiğine ama otuz yedilik olgun bir savaşçı tarafından da çekip çevrilebilir belki. Aristo’nun dikkatini bu evlilik matematiğine yönelten şey, apayrı iki kişinin üretim güçlerini ve tutkularını aşağı yukarı aynı zamanda kaybedeceklerdir. “Erkek, hâlâ çocuk yetiştirebilir durumda olur da kadın olmazsa, ya da bunun tersi olursa, kavga ve anlaşmazlıklar doğar. Üretim süresinin, erkekte ortalama yetmiş, kadında elli yaşında sona erdiği göz önünde tutularak, birleşme çağları buna göre ayarlanmalıdır. Çok genç ana baba, çocuk doğurmak için elverişli değildir. Hayvanlar arasında gençlerden doğan yavrular, küçüktür tam gelişmemiştir, genellikle de dişidir.” Oysa, sağlık aşktan üstündür. Üstelik “Çabuk evlenmemesi için insanı ılımlı yapar; genç yaşta evlenen kadınlar şımarıklığa eğilimlidir. Erkekler de gelişim çağında evlenirlerse bücür kalırlar.” Bu işler gençlerin kaprisine bırakılmamalıdır, devlet gözetimi ve denetimi altında tutulmalıdır. Her cinsiyet en küçük ve en büyük evlenme yaşı, gebe kalmak için en iyi dönem ve nüfustaki artış oranı, devlet tarafından tesbit edilecektir. Tabiî artış oranı yüksek olursa, o zalim kardeş katline baş vurulmadan çocuk ana karnından alınırken, duyu organları işlemeye başlayıp canlanma belirtisi görülmemiş olması gerekir.”
Sayfa 112Kitabı okudu
Aile, insan sürekliliğinin anayoludur, bu yüzden insanlar arasındaki temel kuruluştur hâlâ; bütün kuruluşlar yıkıldıktan sonra bile soyu sürdürebilir. Ama bu, uygarlığı ancak belli bir noktaya kadar yükseltebilir; daha geniş çapta daha karmaşık bir gelişim için aile, üretim birimi olmayı bırakır, üyelerinin iktisadî ilişkileri üzerindeki kontrolunu kaybeder, yetkisiyle güçlerinin, gittikçe devlet tarafından alındığını görür. Nietzsche’nin dediği gibi, devlet bir dev olabilir; gereksiz bir şekilde büyümüş bir dev olabilir; ama merkezleşmiş zorbalığı, eskiden yaşamaya rahat huzur vermeyen, çeşitli ve sayısız zorbalıkları ortadan kaldırma erdemine sahiptir. Sessizce haraç alan bir baş korsan, beklenmedik bir anda saldırıp yağmaya kalkan yüz korsandan daha iyidir.
Reklam
Gerçek (her gösterişli hanım gibi) sık sık kılık değiştirir, ama yeni elbisesi ardında hep aynı kişidir.
Sayfa 48
Bazı kitaplar tatmak içindir, bazısı yutmak, bazısı da çiğnenip sindirilmek için.” Bütün bu gruplar, dünyanın her gün içinde yıkandığı, zehirlendiği ve boğulduğu mürekkep denizlerinin, çağlayanların son derece küçük bir bölümüdür elbette.
Dâhi, temel, evrensel, sonrasız olanı düşünmektedir; dâhinin zihniyle, öteki insanların zihni hiçbir zaman buluşmazlar, ortak bir temelleri yoktur.
İz yayıncılık,Haziran~2014Kitabı okudu
Bir dâhinin eseri, binlerce yoruma bedeldir.
İz yayıncılık,Haziran~2014Kitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.