Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

M. Proudhon’un Sefaletin Felsefesi’ne Yanıt

Felsefenin Sefaleti

Karl Marx

Felsefenin Sefaleti Gönderileri

Felsefenin Sefaleti kitaplarını, Felsefenin Sefaleti sözleri ve alıntılarını, Felsefenin Sefaleti yazarlarını, Felsefenin Sefaleti yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Kolektif zenginlik, kamu serveti, gerçekte nedir? Burjuvazinin zenginliğidir — tek tek her burjuvanın değil. Öyleyse iktisatçılar, varolan üretim ilişkileri içinde, burjuvazinin zenginliğinin nasıl büyümüş olduğunu ve nasıl daha da büyümesi gerektiğini göstermekten başka bir şey yapmış değillerdir. Çalışan sınıflara gelince, bu sözde kamu zenginliğinin artması ile bunların koşullarının düzelmiş olup olmadığı hâlâ çok tartışmalı bir sorun olarak durmaktadır. İktisatçılar iyimserliklerine gerekçe olarak pamuklu sanayiinde çalışan İngiliz işçileri örneğini gösterecek olurlarsa, bu durumu ancak ticari bolluğun ender anlarında bulurlar. Bu bolluk anlarının bunalım ve duraksama dönemlerine olan "gerçek oranı" 3'e 10'dur. Ama iktisatçılar iyileşmeden sözederken, İngiltere'de aynı sanayide çalışan bir-buçuk milyon işçi her on yılda üç yıl bolluk görsün diye Hindistan'da yok olmak zorunda kalmış milyonlarca işçiyi düşünüyorlardı belki de.
Sayfa 98 - Sol Yayınları, 2011, 7.Baskı.Kitabı okudu
Hukuk olgunun resmen tanınmasından ibarettir.
Sayfa 84 - Sol Yayınları, 2011, 7.Baskı.Kitabı okudu
Reklam
Bütün çağlarda ekonomik koşullara boyun eğenlerin hükümdarlar olduğunu ve onların ekonomik koşullara hiçbir zaman zorla yasa kabul ettiremediklerini bilmemesi için kişinin her çeşit tarihsel bilgiden yoksun bulunması gerekir. Yasalar, siyasal olsun, medeni olsun, ekonomik ilişkilerin iradelerini açığa vurmaktan, sözcüklerle ifade etmekten öteye bir şey yapmazlar
Sayfa 81 - Sol Yayınları, 2011, 7.Baskı.Kitabı okudu
Para, bir şey değildir; toplumsal bir ilişkidir.
Sayfa 79 - Sol Yayınları, 2011, 7.Baskı.Kitabı okudu
Kişi, bir burjuva oldu mu, bu uzlaşmaz karşıtlık ilişkisinde, hiç kimsenin bir başkasının sırtından kazanmasına izin vermeyen bir uyumluluk ilişkisi ve sonsuz adalet görmeden edemez.
Sayfa 76 - Sol Yayınları, 2011, 7.Baskı.Kitabı okudu
İlke olarak, ürünlerin değişimi diye bir şey yoktur - üretimde elbirliği yapmış emek değişimi vardır. Ürünlerin değişim biçimi, üretici güçlerin değişim biçimine dayanır. Genel olarak, ürünlerin değişim biçimi, üretim biçimine kabül eder Sonuncusunu değiştirin, bunun sonucunda birincisi de değişecektir. Böylece, toplum tarihinde, ürünlerin değişim biçimi, onları üretme biçimi tarafından düzenleniyor. Bireysel değişimin kendisi de, sınıfların uzlaşmaz karşıtlığına tekabül eden belirli bir üretim biçimine tekabül ediyor Dolayısıyla, sınıfların uzlaşmaz karşıtlığı olmaksızın, bireysel değişim olmaz.
Sayfa 75 - Sol Yayınları, 2011, 7.Baskı.Kitabı okudu
Reklam
Sınıfların uzlaşmaz karşıtlığının ortadan kalktığı, içinde artık sınıfların bulunmadığı gelecek bir toplumda, kullanım artık asgari üretim zamanı ile belirlenmeyecek; ama farklı nesnelere harcanan toplumsal üretim zamanı, onların toplumsal varlıkları ile belirlenecektir.
Sayfa 62 - Sol Yayınları, 2011, 7.Baskı.Kitabı okudu
Ürünlerin kullanımı, tüketenlerin kendilerini içinde buldukları toplumsal koşullar tarafindan belirlenir ve bu koşulların kendileri sınıfların uzlaşmaz karşıtlığına dayanır.
Sayfa 61 - Sol Yayınları, 2011, 7.Baskı.Kitabı okudu
Uygarlık başlar başlamaz, üretim de, zümrelerin, tabakaların, sınıfların uzlaşmaz karşıtlığı üzerine, ve ensonu, birikmiş emek ile fiili emek arasındaki uzlaşmaz karşıtlık üzerine kurulmaya başlar. Uzlaşmaz karşıtlık yoksa, ilerleme de olmaz. Bu, uygarlığın günümüze dek izlediği yasadır. Şimdiye dek üretici güçler bu sınıfların uzlaşmaz karşıtlıkları sisteminden ötürü gelişmiştir. Şimdi tutup da, bütün işçilerin tüm gereksinmeleri karşılanmış bulunduğundan insanlar artık kendilerini daha yüksek düzeydeki ürünlerin -daha karmaşık sanayilerin— yaratılmasına verebilirler demek, sınıfların uzlaşmaz karşıtlığını bir kenara itmek ve tüm tarihsel gelişimi baş aşağı çevirmek olur.
Sayfa 60 - Sol Yayınları, 2011, 7.Baskı.Kitabı okudu
M. Proudhon'un tüm diyalektiği neden ibarettir? Kullanım-değeri ile değişim-değeri yerine, arz ile talep yerine, kıtlık ile bolluk, yararlılık ile tahmin, her ikisi de özgür irade şövalyesi bir tek üretici ile bir tek tüketici gibi soyut ve çelişik kavramlar koymaktan.
Sayfa 42 - Sol Yayınları, 2011, 7.Baskı.Kitabı okudu
367 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.