İslâm dinî, ona mensup insanlar bilimlerin yardımıyla dinin özünü iyice kavrayacak ve dinin ne olduğunu, onda hangi zorunlu koşulların bulunması ve onun ne şekilde olması gerektiğini anlayacak duruma geldiklerinde ancak, belki sağlam ve uzun ömürlü olabilecektir. O halde İslâmiyette değişiklik ve reform yapılacak, kolay ibadet biçimleri, halkın haklarına ilişkin bazı kararlar zorunlu değişiklikler yapılarak korunacak, İslâmdaki ölüm ve vücudu sakat bırakacak (kol kesme vb.) cezalar ile genel olarak Allah için yapılan bütün ağır ibadet biçimleri kaldırılacak ve tıpkı Avrupa ve Amerika protestanları gibi, sadece diğer uluslardan ayırt etmek için Müslümanlar ‘İslâm protestanları’ diye adlandırılacaklar. Tam da bundan altı yüz küsur yıl önce, İran’ın Deylem bölgesindeki İsmaililerin Ala-zikrihi’l Selem lakabıyla ünlü, H aşan İbn Muhamm ed Buzurg Ummid adındaki hükümdarın oğlu, zaman gelip de
olgunluk yaşına basınca, felsefe öğrenimine merak sardı ve dönemin bilgeleriyle düşün adamlarını çevresinde topladı, bıkmadan usanmadan o günün bilimlerinin öğrenilmesiyle, özellikle de felsefe öğrenimiyle ilgilenmeye başladı ve sonunda, düşünce ve dinsel görüşlerde öylesine bir mükemmelliğe ulaştı ki, bu alanda bütün Müslüman çağdaşlarını geride bıraktı ve kitaplar yazmaya, kendi vatandaşlarının yararı için düşüncelerini açıklamaya başlayarak, İslâm da protestanlığın temelini attı.
Diğer komşu Müslüman devletlerdeki fanatik halkların, onun takdir edilecek girişimine karşı acımasızlık düzeyinde tahammülsüzlük gösterm esine karşın yaptı bunu.