Felsefi Ve Politik Düşünceler
Mirza Fetali AhundovEn Beğenilen Felsefi Ve Politik Düşünceler Sözleri ve Alıntıları
En Beğenilen Felsefi Ve Politik Düşünceler sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Felsefi Ve Politik Düşünceler kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Arap prensler ve devlet yönetimi.
Vilâyetlerin büyük çoğunluğunu hiçbir bilgisi olmayan câhil prensler yönetiyor; halk, onların önünde, yüzkarası bir kölelik içinde o etikete bağlılığını dile getiriyor. Prensler görev salonunun üst bölümünde toplanıyor, her türlü unvandan yoksun, toplumun çeşitli yoksul sınıflarından insanlar da onların karşısında ellerini göğüslerinde çaprazlayarak duruyor ve
buyruklarını bekliyorlar. Prensler ağızlarını açar açmaz ve herhangi bir şey söyler söylemez, her yandan bir onama sesi yükseliyor ve söylenenler tekrar ediliyor. Prenslerin caddelerden geçişi sırasında da, onların önü sıra giderek yolu açan ve kaba güç gösterisinde bulunan farraşlar [bkz:dizin] korkunç bir güruh olarak, yoldan geçenleri kovuyor: “Burevid, burevid!” (Çekilin, çekilin, defolun!). Eğer oradan geçen zavallının biri dalgınlık edip zam anında yoldan çekilmekte gecikecek olsa, mutlaka bu güruhun sopa darbeleri altında kalıyor.
Dar kafalı, sağlıklı düşünme yetisinden yoksun olan halk, zorba yönetimin ve boş inançların etkisi altında, kendisi gibi etten ve kemikten oluşmuş birer insan olan, onun kadar ne bilgisi ne de kişisel bir meziyeti bulunan ve ahlâkî değerler bakım ından ondan çok aşağı düzeyde olan bu kişilerin caddelerden geçişi sırasında, onların geçişine hiç engel olmadığı halde, yolun ortasında bulunurken niçin kenara çekilmek zorunda olduğunu kesinlikle anlayacak
durum da değil.
Dini olanlar bilim adamı olabilir mi?
Dindar bir insan bilim adamı veya filozof olamaz: “Eğer bir dine inanıyorsan, bu, senin bilim den habersiz olduğunu gösterir, ama eğer bilimin ne olduğunu biliyorsan, o zaman da bu, senin bir dinsel inancının olmadığı anlamına gelir. Dinî inancını korumak isteyen bir insan, eğitim görm ek ve kendini geliştirmek zorunda değildir. Ama eğitim görmek ve kendini geliştirmek isteyen birey ister istemez dinle vedalaşmak zorundadır. “Kemaliddövle'nin Mektupları Ek: 3).
Halbuki İslamî yönetimler hep liberal.
Despotizmi ortadan kaldırmak için, dine sarılmış kim selerle birleşmenin olanaksızlığına işaret eder; çünkü: “Senin düşüncelerin, senin dinsel inancın, liberal* olmana engel oluyor.” ( “Birinci Mektup").
Arap harfleri geri götürdü medeniyeti.
Eğitim ve gelişme bugünkü Arap alfabesiyle düşünülemez. Bilimlerin yolunu tıkayan bu alfabe aracılığıyla Araplardan çekenler sadece Müslümanlar değildir. Mısır’daki İskenderiye kütüphanesinin Araplar tarafından yakılarak ortadan kaldırılması ve İran’daki bütün elyazmaları ile anıtların yok edilm esinden dolayı dünyanın bütün halkları rahatsızdır. Onların bu câhilce hareketi yüzünden eski bilimlerin ve sanatların bütün izleri, su katılmamış bir yalan üzerine kurulmuş olan İslâmın yayılmasına sözde engel oluyor diye yok edildi.
Materyalist M.F. Ahundov’un nedensellik sorununa ilişkin olarak idealist filozof Hum ’e verdiği yanıt son derece önemlidir: Birincisi, nedensellik sorununu doğru anlamadan ve doğru yorumlamadan, gerek gerçek dünya, gerekse doğa olaylarının süreci hakkında doğru ve bilimsel kanıtlara dayalı herhangi bir yargıya varmak olası değildir.
Evren ve Tanrı.
Ahundov’a göre, evrenin ne başlangıcı ne de sonu vardır; evren tek ve birleşik bir temele sahiptir ve bu temel hiçbir yaratıcıyı gerektirmeyen, hiçbir dışgüce gereksinimi olmayan ve kendi içsel yasalarına göre gelişen somut bir oluşum dur. M .F. Ahundov, sözde evreni yaratmış olan bir yaratıcıya, yani Tanrıya inancın, gerçekte var olm ayan, uydurulmuş bir şeye inanç olduğunu söyler. Doğanın kendi mutlak kanunları olduğuna, doğal biçim lerin sonsuz çeşitliliğinin bulunduğuna işaret ederek şöyle yazar Ahundov: tüm evren, kalabalık biçimde ve iradeden bağımsız, kendi yasalarıyla, yani kendi koşullan altında sayısız bir çeşitlilik içinde beliren güçlü, kusursuz, her şeyi içine alan birleşik bir oluşumdur...” (“İkinci Mektup”).