Ferahu'r-Rûh - Muhammediye Şerhi 1
İsmail Hakkı BurseviEn Eski Ferahu'r-Rûh - Muhammediye Şerhi 1 Gönderileri
En Eski Ferahu'r-Rûh - Muhammediye Şerhi 1 kitaplarını, en eski Ferahu'r-Rûh - Muhammediye Şerhi 1 sözleri ve alıntılarını, en eski Ferahu'r-Rûh - Muhammediye Şerhi 1 yazarlarını, en eski Ferahu'r-Rûh - Muhammediye Şerhi 1 yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Bir kul Rasûlullah'a uyduğu nisbette Hakk'ın huzûrunda kıymet kazanır. Bu sebeple sünnete uygun olmayan hiçbir amel ve hizmet Cenâb-ı Hakk katında makbûl değildir.
Sayfa 11Kitabı okudu
Çün tecellî eyledi eşyâya Cenâb-ı Kibriyâ
Zâhir oldu evvelâ nûr-u Muhammed Mustafâ
On sekiz bin âlemin tahtına sultân eyleyip
Verdi esmâ kenzinin miftâhın O'na
İsmâil Hakkı Bursevî ks
Sayfa 11Kitabı okudu
Allah'ın, eski elbiseler içinde öyle kulları vardır ki, onları ancak Settâr olan Allah'ın kendisine tanıtmış olduğu kimse tanıyabilir.
Sayfa 15Kitabı okudu
Yazıcızâde Hazretleri (rüya yoluyla) bana işâret ederek bu kitapta (Muhammediye'de) bulunan bazı Arapça ve Farsça kelimeleri yeryüzünün bu Rûm (Anadolu) diyârında cârî olan lisân (Türkçe) üzere tercüme etmemi; işâret ehlinin ibârenin ağırlığında düğümlemiş olduğu manâyı himmet parmaklarıyla çözmemi ve hurilerin boyunlarındaki incilere benzemesi için her bahire münâsip manzûmeler yazmamı yemin alarak benden istedi.
İsmâil Hakkı Bursevî
Sayfa 16Kitabı okudu
Bu şerhin her türlü (manevî) yara bereye devâ olacağını zannediyorum. Çünkü bu eser, her çeşit ilim ve letâifi içinde topladığı ve Allah'ın kapısını bekleyen sadır ehli olan akıl sâhipleri tarafından bilindiği gibi onda, başka kitaplarda bulunmayan birçok şey vardır.
İsmâil Hakkı Bursevî ks (1653-1725)
Sayfa 16Kitabı okudu
El-Bedî
Allah Teâlâ’dır ki zât, sıfât ve efâlinde benzeri yoktur. Râgıb İsfahânî der ki, “ibdâ” kelimesi Allah için kullanıldığında bir şeyi âletsiz, maddesiz, zamansız ve mekânsız olarak var etmek mânâsındadır. Bu da ancak Allah için kullanılır.
El-Bedî kelimesi, “Mübdî” mânâsında da kullanılır.
Sayfa 19Kitabı okudu
Tecellî, Gayb ve Ayn
.
Teâlâ zâtuhû lemmâ tecellâ
Mine’l-gaybi ile’l-ayni fe-cellâ
Mânâsı:
“Gayb âleminden zâhirî âleme tecellî ettiği zaman, O Rabb’in zâtı yücedir, celîdir.”
Sayfa 20Kitabı okudu
Aynalık Sırrı
.
“CEMÂLİNE DÜ ÂLEMLER MÜCELL”
“Dü” Farsça’da iki mânâsındadır. Fahr-i Âlem s.a.v.’in bu kelimeyi kullanıp kullanmadığı ihtilaflıdır. İki âlemden maksat dünyâ ve âhirettir ki biri "Zâhir", biri "Bâtın" ismine mazhardır. Mücellâ zâhir demektir. Âlem, aslında “alem”dir (işâret manasında). Meclâ; tecellî ve zuhûr mahalli (yeri) demektir. Yani Hak Teâlâ’nın nûruna iki cihân ayna olmuştur. Binâenaleyh gerek dünyâda gerek ukbâda (âhirette) görülen her şey O’nun nûrudur.
Molla Câmî demiştir: “Cihânın güzelliği bizim şâhidimizdir. Yüzünün şâhidi de her zerredir.”
(Beyt, Yazıcıoğlu Mehmed Efendi’ye (ö.1451); beytin şerhi yani açıklaması İsmâil Hakkı Bursevî’ye (ö.1725) aittir.)
Sayfa 24Kitabı okudu
Bu âlem-i kevn, ilâhî sıfatların bir aksidir (yansımasıdır). Onun için yaratılmışların aynasına nazar eden her ehl-i mükâşefe, o varlıkta bir sûret-i Hak görür.
Sayfa 24Kitabı okudu