Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.26
Fırtınalar
Halil CibranEn Yeni Fırtınalar Yorumları ve İncelemeleri
En Yeni Fırtınalar sözleri ve alıntılarını, en yeni Fırtınalar kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Puan
8.310 üzerinden
- Duygu ve Düşünceler -
Halil Cibran, benim en beğendiğim ve değer verdiğim ilk 3 düşünür-yazardan biridir. Külliyatını çok önceden bitirmiş olmama rağmen, nasıl bir inceleme yazabilirim ki diye daima erteledim. Çünkü Üstad Cibran’ı tanıyanlar, sevenler, sayanlar bilirler ki anlatması ve anlaması çok güç bir şahsiyettir. İşbu nasıl anlatırsam
fırtınalar; halil cibran'ın yozlaşmış değerler, var oluşun desenleri, yalnızlık ve bir başınalık temalarında yoğunlaştığı birçok hikayesinden oluşan eseridir. cibran'ın düşünceleri ve üslubu gerçekten çok güzel. kendisi o kadar değerli ki bence okumak yetmiyor hayatımıza geçirmeliyiz onun fikirlerini. okurken birçok zaman gülümseten, huzur verici bir havası olan üsluba sahip olması da müthiş. fırtınalar'da yine harika bir lirizm ve çok kıymetli düşünceler vardı ama kitabın son 40-50 sayfasında düşüncelerin tekrarlamasının verdiği yorgunluk ve şiirsel dilin yoğunluğu hafif sıkıyor ya da belki ben üst üste halil cibran kitapları okuduğum için öyle hissettim. işte bundan dolayı kitabın son sayfalarına yazık olmasını istemediğimden başka günlerde okumak için birkaç hikayeyi ayırdım. halil cibran'ın hiçbir düşüncesini kaçırmamak gerekiyor çünkü.
Halil abim sen ne yaptın güzel abim.
Bazen çok umutlu bazen çok depresif gördüm kendisini. Ama her zaman için fazlasıyla romantik ve ölüm fikrinden uzaklaşamayan genç bir Halil Cibran.
167 syf.
9/10 puan verdi
Halil Cibran'ın adı gibi (okurda) fırtınalar estiren eseri. Kitap iki bölümden oluşuyor; fırtınalar, gözyaşı ve gülümseyiş.
Fırtınalar kısmı, okurken ciddi anlamda sendeletecek, ruhunuz ile aranızdaki perdeyi şiddetli bir şekilde açacak ve Cibran dünyasında tabiri caizse yalın ayak gezdirecek türden bir muhteviyata sahip.
İşin itikat boyutunu bir kenara bırakıp, beşeri ve iç çekişmesi kısmına odaklanıldığı zaman verilmek istenen mesajla alınan mesajın aynı olduğu bir frekans yakalanıyor ve su gibi akıp geçiyor yazarın dünyasından sizin dünyanıza.
Üslubu, tartışmaya (bence) kapalı. Başlık başlık yazmak isterdim lakin çok uzun bir inceleme yapmaya lüzum görmedim. Okuyan dediklerimin üstüne mutlaka bir şeyler diyecektir.
Okunası, anlanası ve okutturulması gereken bir kitap olarak görüyor ve kendisini sevgi ile raftaki yerine alıyorum.
Her zaman olduğu gibi selamet ve sağlıcakla kalınız.
Fırtınalar adı gibi içeriğide sürekli gelgitlerin, yanlızlık ve ölüm temalarının olduğu, arada acaba bu adam ne demek istemiş ya da burda anlattığı şeyin öznesi ne gibi sorularla zihnimi kurcalayan bir kitaptı. Okudukça Halil Cibran'ın düşünce dünyasına hayran kalmamak elde değil. Kendini ifade tarzı ve farklı dünyasıyla yazdığı eseri, beni tekrar oku diyen bir kitaptı.
Hicret’in,yalnızlığın,özlemin,aşkın yoğurduğu bir dimağ olan Halil Cibran şairlik,yazarlık kariyerinin önünde bir ressamdır. Belki de doğaya,insana ve değerlerine bu kadar bağlı ve hassas yaklaşmasında en büyük pay bu yönüne aittir. Fırtınalar adlı eserinde gençlik ve olgunluk dönemine ait eserlerinden bir seçki bulunuyor. Eseleri o kadar yoğun bir Doğu kokusu barındırıyor ki her hecede bu kokuyu çok kolay bir şekilde teneffüs edebiliyorsunuz.Bence Cibran Modern Çağın Hafız’ı,Mevlana’sı. Eserindeki alegorik ikilemler o kadar yerinde ve usturuplu ki zerre kadar sırıtmıyor.Hikayelerinde başvurduğu teşbihleri okurken insan adete kendinden geçiyor. Ulusunun duygu yükünü tanıması ve eserlerinde bu değerleri canhıraş bir şekilde beyan etmesi de bir anlamda Homeros kılıyor onu...
182 syf.
·
Puan vermedi
Halil Cibran - Fırtınalar
Halil Cibran, Lübnanlı yazar... Hemen hemen bütün eserlerini okumuşumdur heralde. Sevdiğim ve kelimelerinin sesini hissettiğim bir yazar Cibran. Eserlerinde şiirsellik ön planda ama bunu cümlelerine öyle bir katık ediyor ki okurken hiç rahatsız olmuyorsunuz. Bu kitabını da oluyor okuyalı bir hayli zaman. Kitap, deneme ve öykü karışımı bir tür gibi. Zaten bir anda okunacak bir kitapta değil. Sindire sindire okunmalı fikrimce. Bu ve bütün eserleri bana göre. Ben sevmiştim. Tavsiyedir.
Kitapta altını çizdiğim satırlar...
"Mezar taşıma şunu yazın : Burası, ismi suyla yazılmış birinin kalıntısıdır."
"Mutluluk kalbin derinlerinde doğan ve orada yaşayan bir çocuktur. Oraya asla dışarıdan gelmeyecektir."
"Hayat bize ne kadar sevimli ve biz hayattan ne kadar uzağız!"
"Söz her yerdedir. Sessizlik ve huzur arayan nereye gidebilir ki?"
"Sevgi, sahip olabildiğim her şeydir. Kimse bana onu kaybettiremez."
"Nefsine fırtınaları sevmeyi öğretmeni diliyorum, onlardan korkmayı değil..."
Cibran okuyanlar bilir , eserlerinde daha çok hayatın anlamını , sevgiyi , dini inanışı, aşkı ve dönemin yaşam şartlarını sorgular , öğütler verir
Bu kitabında da ;
Ask nedir sorusunu farkli yaşlardaki kisilere sorarak cvp aramış , Geceyi, köleliği,haklıyı haksızı anlatmış .
Zaman ve sınırlama olmadan geçen anlık değişimleri uçsuz bucaksız nememüsait çalışmalar yapacak kadar zor olan kitabın sayfaları iç mekanda değerlendirmeye alınmıştır. Yazarın ilimin ne olduğunu okurlara göstermek istediğini sayfa yapılarından anlayabilmekteyiz. Üç tarz siyaset şekli kitap olayında kendini belirli etmiştir. Ne demekti üç tarz siyaset? Hangi amaçla yazılan kitabın matematiği hayat kısımlarında kullanmak gerektiğini bizlere gösteriyordu? Lakin zamanın uç noktalarını formül açılarından anlaşılır düzeyde bulmak konumlarımızı şimdiki zamana aktaran yapıtaşları olmuştur. Zamanın an kısmında farksız değişimler kitabı dönüşümlere ayak uyduracak faal alana sokmuştur. Yazarın ölmeden önce sözlerin umulmaz değerlere katkısını edebi eser şeklinde kitap çıktısında görmekteyiz. Edebiyatı iyi kullanan yazar, cibran olmayı fazlasıyla hak etmiştir. Cibran; senin ve benim onsuzlara değer katan söz öbeklerini felsefik açıdan kişilik korumalarına bağlayan demektir. Ama cibranın alçak sesle söylediğini diğer yazar grupları duymamıştır. Sadece al ve ver kısmı bilinen yazarın kanun ve düzen ilişkilerini bilen biri olduğu görülmektedir. Kanun koyucular, düzen ilişkilerini zamansal durum farkındalıklarından alarak durumsal konumlara getirmektedir. İşte Cibran böyle biridir. Saygılarımla...
İyi okumalar..
Değerli Dostlarım,
Halil Cibran okuyanlar bilir, onun tarzını ve kalemini; kitapları o kadar şiirsel, akıcı oluyor ki okurken nasıl bittiğini anlamayıp, büyük bir keyifle okuyorsunuz.
Kitaplarını okurken anlatacaklarını az kelime kullanarak anlatıyor ancak her bir cümlesinde derin anlamlar ve ağırlıklar var.
Yazarın bu kitabı iki bölümden oluşuyor, ilk bölümde yazarın biyografisi verilmiş okurken yazarın hayatının nasıl acılarla dolu olduğunu anlıyorsunuz. Açlık ve yoksulluk içinde büyüyen yazarın annesi kanserden vefat ediyor. Kardeşleri yoksulluktan ve başka hastalıklardan vefat ediyor. Sevdiği aşık olduğu kadın başka biriyle evleniyor.. Maalesef “Küçük Emrah” modunda bir hayat hikayesi diyebiliriz. Yazar yaşadıklarını o dramı ve travmayı metinlerine de yansıtmış.
Kitabın ikinci bölümünde ise adı Kum ve Köpük adlı öyküler bulunmaktadır. Bu öyküde hayata dair her şeyden bahsetmiş olup genel olarak duygusal, ıslahatçı ve devrimci konuları ele almıştır. Öykülerinde okuyucuya içsel ve manevi konularda sahip olduğu kaygıları endişeleri, yalnızlığı, tabiatı , aşkı, ölümü, insanları şiirsel bir anlatımla kaleme almıştır..
Okurken keyif alacağınız güzel bir kitap tavsiye ederim.
İyi okumalar..