Freud Düşüncesinin Büyüklüğü ve Sınırları Sözleri ve Alıntıları
Freud Düşüncesinin Büyüklüğü ve Sınırları sözleri ve alıntılarını, Freud Düşüncesinin Büyüklüğü ve Sınırları kitap alıntılarını, Freud Düşüncesinin Büyüklüğü ve Sınırları en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bir insanı iyi etmenin yolu, onun ruhsal yapısını anlayıp, bastırma olayını yok etmekten geçer.
Kendini yangılgılara yönelten koşulları değiştirebilmesi için, insanın önce, bu koşulları doğuran yanlışlıkları yok etmesi gerekir.
K. Marx
" Eski teorileri eleştirel bir gözle yeniden incelemek bizi gerçeğe daha çok yaklaştırır. Ama toplumsal çelişkiler ve zorlamalar ideolojik aldatmacılığı ön plana çıkardıkça; toplumsal yaşantıdaki düzensizlik ve akıl dışılık insanların garip tutkulara kapılıp, akıllarını kullanmalarını engelledikçe; gerçeğe daha fazla yaklaşmak ve ulaşmak olanaksızdır. "
Sayfa 11
Narszim konusunda da, kadın bir esir pazarında gösteriye cıkmışcasına kendini her zaman cekici göstermek zorunda bırakılmıştır. Ama sevdikleri zaman, erkeklerden çok daha derin ve güvenilir bir biçimde severler. Erkeklerse sağda solda çapkınlık yapıp, narsist duygularını o cok övündükleri erkeklik organları ile tatmine çalışır, dururlar.
Sayfa 105Kitabı okudu
Böylesi toplumlarda erkek, sürekli bağımlı ve asalak bir tip olarak kalır. Ama bunu kabul etmek istemez. O cok övündüğü gücünü kanıtlamak için de, kadını kendine bir mal kılar ve ona sahip olmak ister.
Sayfa 34Kitabı okudu
Zaten delilik de insanın, diğer bütün herkesle bağlarını koparması halidir.
Tam tersine, insan kitleleri homo consumens, yani bir tüketim insanı olma cabasına girdiğinden beri cinsellik( hem de en ucuz) tüketim maddelerinden biri hâline gelmiştir. Görevi de, insanlara doyum ve mutluluk aldatmacasını vermektir.
Sayfa 66Kitabı okudu
NE YAZIK Kİ
"Gerçekten de bu her zaman yeni felaketlere gebe ve çılgınca yanlışlar içinde debelenen dünyanın idaresi erkeklerin elindedir."
Sayfa 75Kitabı okudu
Sahip olmak ve daha fazla tüketmek, gerçekte kendisine ve çevresine yabancılaşmış insanların korkularını ve bunalımlarını gizlemekte kullandıkları bir amaçtır.
İnsan kitleleri, homo consumens, yani bir tüketim insanı olma çabasına girdiğinden beri cinsellik ( hem de en ucuz) tüketim maddelerinden biri haline gelmiştir. Görevi de, insanlara doyum ve mutluluk aldatmacasını vermektir.
Buddhist felsefeye göre, insanın acıdan kurtulabilmesinin tek yolu, kendini nefret ve ihtirastan, bir de yanılgıdan (bilgisizlikten) kurtarmasında gizlidir.
Gerçeği görmek ve mutluluğu yaşamak ancak, sömürünün bulunmadığı ve bunu gizlemek ya da haklı göstermek için bir takım ideolojilerin geliştirilmediği, böylelikle de insanın aklını ve sevgisini tam olarak kullanabildiği bir toplum biçimi içinde olabilir.
Bir insanın kendi hakkındaki düşünce ve görüşleri ile onun gerçek hali, birbiriyle çoğu kez uyuşmaz. Birçoğumuz kendimizi aldatıp kandırmakta ve kendi düşüncelerimizin gerçek olduğunu sanmaktayız.
Asıl mesele;
Bir şeye sahip olmak değil, sahip olduğuna layık olabilmektedir
