Bu kitabı 2014 yılında Adana Kitap Fuar’ından almıştım. Daha önce bu kitabı okumuş olmama rağmen nedendir bilmiyorum tekrardan okumak istedim. Çok iyi yapmışım, aferin bana :D
Şaka bir tarafa gerçekten çok güzel bir kitap olduğunu düşünüyorum. Neden kitabın bu kadar az bilinip okunduğunu anlamış değilim. İçinde her türlü duyguyu yaşayabileceğiniz bir gerçek hayat öyküsü var. Sigmund Freud’un bilinenden ziyade bilinmeyen yönlerini gördüm. Freud’un kız kardeşi olan Adolfina’nın gerçek yaşam öyküsü olup küçüklüğündeki mutlu günleri, abisine olan sevgisini ve o sevginin sarsılmasını, annesinin psikolojik olarak Adolfina’yı çökertmesi, sevdiği adamın artık onu istememesi, Freud’un yardımı ile çocuğunu aldırması, acılara dayanamayıp tımarhaneye yerleşmesi, Hitler döneminin başlamasıyla acılarla geçen hayatın son bulmasını çok güzel, sade bir dille anlatmış.
Bu kitapta beni en çok etkileyen cümle “Normal insanlar aynı şekilde normaldirler. Deliler ise farklı farklı delidirler.” cümlesi oldu. Tımarhane ortamında yaşadığı o koca 7 yılı özetleyen bir cümle olduğunu düşünüyorum.
Ben bu kitabı okurken her türlü duyguyu tattım. Yer yer kendi yaşantımdan kesitler buldum, gözümde geçmişim canlandı. Normalde duygusal bir insan değilim ama Adolfina’nın yaşam öyküsü beni etkiledi. Genelde de insanların yaşam hikayelerini dinlemeyi sevdiğim için bu kitap beni daha çok kendine çekti sanırım.
Umarım geç olsa da bu kitap hak ettiği değeri, ilgiyi görür, daha fazla okuyucuya, daha fazla kalbe ulaşır...