Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Takımlar, Taraftarlar, Endüstri, Efsaneler

Futbol ve Kültürü

Tanıl Bora

Futbol ve Kültürü Sözleri ve Alıntıları

Futbol ve Kültürü sözleri ve alıntılarını, Futbol ve Kültürü kitap alıntılarını, Futbol ve Kültürü en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
1925 yılında İzmir'e gelen Atatürk, 11 Ekim günü Kordon'da şimdi Atatürk müzesi olan evinde otururken, vapur tutarak denizden kendisine tezahürat yapan Karşıyakalılara balkona çıkıp şunları söyledi: "İzmir'in Karşıyakalıları sizleri muhabbetle selamlarım. Ben bütün İzmir'i ve İzmirlileri severim. Güzel İzmir'in temiz kalpli insanlarının da beni sevdiklerinden eminim. Yalnız bir rastlantı beni Karşıyaka'ya daha fazla bağlamıştır. Karşıyakalılar anam sizin sinenizde, sizin topraklarınızda yatıyor. Karşıyakalılar, İzmir'i gördüğüm gün öncelikle Karşıyaka'yı ve orada sizin topraklarınızda yatan anamın mezarını gördüm."
Sayfa 335 - İletişimKitabı okudu
Orta Anadolu'nun "düşman kardeşler"i (hiç kardeş olurlar mı, sadece komşuydular) Kayserispor ve Sivasspor takımları 17 Eylül 1967'de Kayseri Şehir Stadı'nda karşılaştılar. Tek gol, kırk ölü, üç yüz yaşamıyla yarıda kalan maç, futbolun yalnız iki takımın oyuncuları arasında oynanmadığının... bölgesel-kentsel rekabetin uzantısı olduğunun kanlı bir göstergesi oldu. Üstünlük mücadelesi, "üstün olma"; yenme iddiası, bunun doğal sonucu biz-onlar ayrımı, futbolun doğasında var. Ve tabii futbolda özdeşleşme var. Taraftarla kulübün, kulüple kentin, semtin, toplumsal grupların özdeşleşmesi, aidiyet var. Bütün bunlar kentsel-bölgesel ayrışmaların, rekabetin su yüzüne çıkmaya başladığı 1960'lar Türkiye'sine, Anadolu'da kent kulüplerinin adeta yerden bitercesine peş peşe türediği 1960'ların ikinci yarısına taşındığında "profesyonel futbol" belki de en somut -ve trajik- karşılığını Kayserispor - Sivasspor maçıyla bulacaktır.
Sayfa 361 - İletişimKitabı okudu
Reklam
Milli maçlara atfedilen önemde gerileme yoktur belki ama, kulüp takımlarının Avrupa kupalarındaki maçlarının, milli takımın maçlarına kıyasla çoğu kez daha çaplı bir "milli seferberliğe" vesile olduğunu gözden kaçırmamak gerekir.
Sayfa 237 - İletişimKitabı okudu
"Kadınlar" voleybol, basketbol, tenis maçlarını izleyenler fark etmişlerdir: Güzel, şık hareketler yapmak için değil, ne pahasına olursa olsun kazanmak için oynuyor gibidirler; hazdan çok hazsızlık egemendir oyunlarına: Güzel gövdeden beklenmeyen bir sarsaklık. Navratilova telaşı: Sürekli bir sınav hali.
Sayfa 318 - İletişimKitabı okudu
Olympique Marseille
Kulübün parolası, 1898'deki kuruluşundan beri "doğrudan kaleye"dir. Kulüp 1924'te ilk kez Fransa Kupası'nı kazandığında, şerefine, takımın ve dolayısıyla kentin üslubunun biricikliğini yücelten mısralar yazılmıştır. Sahiden de, spektaküler olana ve şaşırtıcı parlak hareketlere dönük bu ilan olunmuş tutku, takımın kaderini tarih boyunca sık sık belirlemiştir: Son yıllara dek Olympique Marseille, lig takımı olmaktan çok bir kupa takımı olmuştur (tesadüfün de yardımıyla takım kupayı tam on kere kazanabilmiştir ki bu Fransa rekorudur). Gerçek bir maraton koşusu olan lig, hesap yapmayı, düzenliliği ve disiplini gerektirir - yerel üsluba tamamen yabancı özelliklerdir bunlar.
Sayfa 51 - İletişimKitabı okudu
Fabrika ve madenlerdeki gündelik hayata katlanmak da, beden gücünün yanında, erkekçe bir kuvvet ve sertliği, dayanışmayı ve doğaşlama yeteneğini gerektiriyordu - futbol oyununda yeniden teşhis edilerek olumlu değerlere dönüştürülen vasıflardı bunlar. Almanya'nın, Ruhr havzasının madenlerinden çıkan hakiki "işçi kulübü" olan FC Schalke 04'ün, yıllarca 2.Ligde kalmasına rağmen popülaritesini koruması, bu sıhriyeti hatırda tutuyor.
Sayfa 20 - İletişimKitabı okudu
Reklam
Chelsea, 80'li yıllarda Londra'nın güneyinde ırkçı ve rejim yanlısı aşırı uçların faaliyetlerinin odağı haline gelmişti. O on yıl boyunca kıtada İngiliz holigan tayfasının çelik çekirdeğini oluşturanlar da Chelsea taraftarlarıydı.
Sayfa 216 - İletişimKitabı okudu
Milli Maçlarda Burak Yılmaz
Kötü sonuçlar hakem kararlarına, hakem kararları cümle âlemin Türk düşmanlığına bağlanır. Türk futbolcuları dış maçlarda hakemlerle çok konuşarak (daha doğrusu çoğu kez işaretleşerek), uluslararası standartların çok ötesinde itiraz ederek bu "mağdur millet" motifini zenginleştirirler.
Sayfa 229 - İletişimKitabı okudu
Şimdi futbol ilgisi, futbol zevki, bir yanda "futbolda dolu dolu bir dünya vardır" bilgeliğinin "dünya futboldan ibarettir" fanatizmine çevrilmesi ile, diğer yanda "yirmi iki adamın bir topun peşinde koşmasından ne anlıyorsunuz" aşağılamaları veya "futbol afyondur" gibisinden tahlilleri arasında presleniyor. Yetmiyormuş gibi, milliyetçi hezeyanlar da futbol zevkini "piç" ediyor. Adnan Bostancıoğlu'nun bu kitaptaki yazısında "duyurduğu" gibi, "aydın" sayılan veya politikayla ilgili muhitlerdeki futbolseverler, hele hele solcu futbolseverler, kimi zaman bu ilgilerinden utanacak hale gelebiliyorlar.
Sayfa 12 - İletişimKitabı okudu
Britanyalıların tartışmasız bir numaralı seyir sporu olan bu sporu andıkları sözcükle "oyun", öteden beri sadece bir oyun olmaktan fazla bir şeydi: Futbol, 19. yüzyılda İngiliz okullarında kural sisteminin formüle edilmesinden uluslararası medyanın eğlence ağına eklemlenmesine dek toplumsal, politik ve kültürel gelişmelerin aksettiği veya kolektif özlemlere ve çelişkilere yansıdığı bir ayna idi.
Sayfa 19 - İletişimKitabı okudu
131 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.