Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Galiz Kahraman

İhsan Oktay Anar

Galiz Kahraman Gönderileri

Galiz Kahraman kitaplarını, Galiz Kahraman sözleri ve alıntılarını, Galiz Kahraman yazarlarını, Galiz Kahraman yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
192 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
İhsan Oktay Anar, benim için hemen bitmesin diye ağır ağır izlediğim bir dizi. Tek kelimeyle mükemmel. Felsefe ile masal, halk hikayesi tadında ve sarkastik bir komedi üslubu ile ancak bu kadar iyi birleşebilir.
Galiz Kahraman
Galiz Kahramanİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınevi · 20143,330 okunma
Bir hanımın yüzündeki güzellik, ona şefkatle bakan erkeğin gözlerinde yansıyan aşktır.
Sayfa 141Kitabı okudu
Reklam
Yükselmiş birini düşürmek, yahut onun düştüğünü görmek, aşağıdakilerde adaletin yerini bulduğu hissini uyandırır ve onlara mutluluk verirdi.
Medeniyeti kadınlar kurmamıştı ama medeniyetler kadınlar için kurulmuştu.
Adamın ‘edebiyat teorisi’ dediği de belki, teori falan değil, çorak zihinlerindeki güdük ürünleri hasat eden çiftçi-romancı serflerin tâbi olduğu ve uğruna, boğaz yerine afi kesip böylece boğaz doyurduğu, tam bir ‘edebiyat töresi’ idi.
Yeniliklere genel bakış :)
Çünkü hayatın tekdüze ve teksesli bir musikî gibi aktığı, sürprizler, şaşırtmacalar ve geniş interval sıçramalarıyla tatlı huzurlarının bozulmasını istemeyen miskin insanların yaşadığı bir yerde, ne yapacağı kestirilmez delilere, kısacası yeniliklere ihtiyaç yoktu.
Reklam
Bunlara haramî demek de pek doğru olmazdı. Çünkü hepsi dindardılar. Hem hırsız hem de dindar olmaları başta tuhaf görünebilirdi. Ama haklarını yememeli! Doğrusu iyi ve hayırsever insanlardı!
Temel bilimcilerin bir lüzumsuzluğu daha :)
Zaten fizikçiler, kimyacılar da inek değiller miydi? Bu inekler, içtimaî meselelerle uğraşmak yerine laboratuvarlara kapanmışlardı. Bu fiyakasız ilimleriyle elbette kadın kız tavlayamazlardı.
Anneler...
Sımsıkı kapalı dudaklarına bakılırsa, pek çok şeyi içine atıp yine içinde gizlediği, gönlünde koskoca bir ömür taşıdığı belliydi.
Devlet ciddiyeti:)
O zamanlar üç grup sanatçı vardı. İlki, devletin halktan topladığı parayla Evropa’ya gönderilenlerden ibâretti ki, bunlar için ‘takdirnâmeler’ tanzim edilirdi. Ama ikinciler daha bir ciddîye alınır, yazdıkları her bir kitap ilgili memurlarca satır satır okunur, haklarında ‘fezleke,’ iddianame,’ ‘gerekçeli hüküm’ gibi kâğıtlar hazırlanırdı. ‘Artist vesikası’ verilen üçüncü gruptakiler ise bazı tiyatro kumpanyalarında, daha da acısı pavyonlarda çalışırlardı.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.