Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

6 Cilt

Gayr-ı Resmi Yakın Tarih Ansiklopedisi

Burhan Bozgeyik

Gayr-ı Resmi Yakın Tarih Ansiklopedisi Sözleri ve Alıntıları

Gayr-ı Resmi Yakın Tarih Ansiklopedisi sözleri ve alıntılarını, Gayr-ı Resmi Yakın Tarih Ansiklopedisi kitap alıntılarını, Gayr-ı Resmi Yakın Tarih Ansiklopedisi en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ne gariptir ki, hak ve hürriyetleri çiğnemek, kendi keyfi isteklerini kanunlaştırmak isteyenler; haksızlığa ve baskıya itiraz edenleri susturmak için, daima "irtica suçlaması" yapmışlar, hürriyeti ve eşitliği savunanlara "gerici" demişlerdir. Aslında hakiki gerici, "kıyafet hürriyetini" müdafaa eden Nureddin Paşa değil, şapka giymiyor diye mâsum insanları idam edenler ve bu haksızlığı savunan Refik Beydir.
Sayfa 150Kitabı okudu
Elbette zaferler, ordunun bütün fertlerinin ortak gayretleri neticesi kazanılır. Ne var ki, bu düşünce kesin zaferden sonra unutulmuş, İstiklal Savaşı'nda büyük fedakarlıkları görülen birçok kumandan bir kenara itilmiş, M. Kemal Paşa, tek kurtarıcı gibi görülmüş, kendisine "halaskarı vatan" denmiştir.
Sayfa 111Kitabı okudu
Reklam
Burada akla iki soru gelmektedir. M. Kemal Paşa gerçekten Nureddin Paşa'nın hizmetlerinden memnun değilse, niçin "vazifeden affedilmesi mi isteyen" Nureddin Paşa'nın teklifini kabul etmemiştir? Büyük Taarruzda başarısız ise niçin Tuğgeneral iken iki rütbe birden alarak Korgeneral olmuştur? Bu durumda iki şıktan birisi yanlıştır. O yanlış sık ise, vâkıaların delaletiyle, Nureddin Paşa'nın "büyük zaferin şerefine en az hakkı olduğu" iddiasıdır. 3. Cilt
Sayfa 104Kitabı okudu
Daha sonra söz alan Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası Reisi Kazım Karabekir Paşa, şöyle konuştu: "... Bugün en şedit kânunu hükümetiniz ele alınca bütün matbuat susmuştur, her şey susmuştur. Şu halde hür olarak mebusların fikrini beyan edeceği ancak bu mukaddes kürsü kalmıştır. Bunu da, burada Müdafaa-i Milliye Vekâletini işgal eden Recep Beyefendinin, gayet şiddetli beyanatı ile ve hatiplere karşı şahsi saldırısıyla tesir yaparak sınırlandırması zannederim ki, hayırlı bir iş olmaz."
Sayfa 450Kitabı okudu
Takriri Sükûn Kânununu ve arkasından İstiklal Mahkemeleri kurulmasına dair Başbakanlık tezkeresini kabul ettiren Cumhuriyet Halk Fırkası mensupları, artık muratlarına kavuşmuşlardı. Bundan sonra ne İstanbul basını kalacak, ne de Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası ayakta durabilecekti. Artık diledikleri kanunsuzluğu, yolsuzluğu, diktatörlüğü yapabilirlerdi. Çünkü ellerinde nereye asılırsan oraya çekilen, hangi mânâyı vermek istersen öyle anlaşılan bir kânun vardı.
Sayfa 443Kitabı okudu
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası, milletin hissiyatına uygun hareket edeceğini, kanunların milletin arzusuna muvafık olacağını, fikirlere ve dini inançlara saygı göstereceğini bizzat programında açıkladığı için milletin büyük teveccühüne mazhar olmuştur. Bunun için Halk fırkası çevreleri, yeni partiyi ezmek ve yok etmek çareleri düşünmeye başlamışlardır.
Sayfa 422Kitabı okudu
Reklam
Rauf Bey, bir başka iddiaya da şu şekilde cevap veriyordu: "İşte izah ediyorum. Yine şüphe mi edilecek. Tekrar ediyorum, benim için halkın kayıtsız şartsız kullanacağı bu cumhuriyetten başka bir hükümet şekli yoktur. Efendiler, değil halifeci ve saltanatçı, bu makamın haklarını (kendine) almak istidadında olan herhangi bir makamın dahi aleyhindeyim. İşte arkadaşlar, gerektiği vechile izah edemedimse, söyleyin, tekrar izah edeyim".(a.g.e,. S.139)
Sayfa 406Kitabı okudu
Demokrat Parti'nin kurulmasından sonra CHP'nin tüzüğü değişmiş, İnönü'nün "değişmez genel başkanlığı" sona ermiş, onun yerine ""Genel Başkan" ifadesi yer almıştır. Artık genel başkan dört yıl müddet için parti m.vekilleri arasından seçilecekti. Tüzük değişikliğinin bir başka maddesiyle, diktatörlüğü devam ettirmede büyük hissesi olan "iki dereceli seçim" usulü terkediliyor, milletvekilleri seçimlerinde tek dereceli seçim benimseniyordu.
Sayfa 338Kitabı okudu
6. ve 7. Meclisi meydana getiren 1939 ve 1943 seçimleri de umumi olarak önceki tek parti seçimlerinin hususiyetlerini taşımaktadır. Yine tek parti vardır ve karşısında hiçbir muhalefet gücü yoktur. Meclis, tek partinin isteğine göre teşkil edilmekte, milli irade değil, belli bir kesimin arzusu tecelli etmekte, milletin isteklerine kulak asılmamaktadır.
Sayfa 334Kitabı okudu
23 Nisan1920'de açılan TBMM'de, her görüş ve düşünceden kimseler vardı. Teşekkül şekli 1950'ye kadarki devrenin en demokratiği olan 1. Meclisin müzakereleri de büyük ölçüde serbest ve demokratik ölçülere uygundu. 2. Cilt
Sayfa 312Kitabı okudu
198 öğeden 131 ile 140 arasındakiler gösteriliyor.