Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Balkan Harbi’nde Komita, Çete, Jandarma ve Milisler: 1912-1913

Gayrinizami Harp

Ali Güneş

En Eski Gayrinizami Harp Sözleri ve Alıntıları

En Eski Gayrinizami Harp sözleri ve alıntılarını, en eski Gayrinizami Harp kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
... günümüzde devam eden çatışmalar, gayrinizami harbin evrimleşerek bugün olduğu gibi gelecekte de önemini artarak muhafaza edeceğini göstermektedir.
Sayfa 38
Günümüzde küresel silahlı çatışmalar haritasına bakıldığında, en fazla öne çıkan muharebe türünün, yeni nesil tezahürleriyle, gayrinizami harp ve gayrinizami kuvvetlere karşı harekat olduğunu söylemek mümkündür. Gayrinizami harp geçmişten gümümüze kadar her dönemde, çoğunlukla zayıfın güçlüye karşı kullandığı bir silah olsa da günümüzde güçlünün de zayıfa veya dengine karşı dolaylı strateji kapsamında başvurduğu bir kuvvet çarpanıdır.
Reklam
Gayrinizami harp güçsüz devletlerin, güçlüler karşısındaki güç dengesini asimetrik yöntemlerle sağlama ihtiyacından doğabileceği gibi, kuvvetleri denk tarafların asimetrik etki yaratmak için başvurabileceği bir formda da ortaya çıkabilmektedir.
Balkan Harbi öncesinde ise, 1911-1912 Trablusgarp Harbi’nde genç subayların liderliğinde teşkil edilen Osmanlı gayrinizami kuvvetleri İtalyan birlikleri karşısında bu harp türünü etkin şekilde kullanmıştı. Bu harpte ilk defa İtalyanlar tarafından hava unsurları kullanılmış, Osmanlı gayrinizami kuvvetlerine karşı hava harekatı icra edilmişti.
Kendinden sonraki birçok kurtuluş savaşlarına örnek teşkil eden Türk İstiklal Savaşı, işgal kuvvetlerine karşı verilen mücadelede, kurulan Kuvayı Milliye çeteleriyle ve bunların sonradan yerini muntazam ordulara bırakmasıyla başarılı bir gayrinizami harp olup, ayrıca incelenmeye değerdir.
Gayrinizami harp güç asimetrisi varsa, coğrafya mukavemete elverişli ise, tahakküm kurulmak isteniyorsa ve karşı harekatı kuracak sürekli istihbarat , lojistik desteği mevcut değilse ortaya çıkar ve başarılı olur.
Reklam
Yarımada Seferi’nde (1807-1814) muharebe meydanlarında kazandığı zaferlerle mücadeleyi sonlandırmak gibi boş bir öğüde kapılan Napolyon, dağlık coğrafyadan istifade eden İspanyol gerillaların mukavemeti karşısında hayal kırıklığına uğramıştır. Bu döneme kadar daha çok düzensiz küçük kuvvetlerle yapılmış olan gayrinizami harp, Napolyon’un yenilgisiyle askeri teorisyenlerin dikkatlerini üzerine çekmeye başlamıştır.
Dünya ordularında haki renk ilk kez İngilizler tarafından 1850’li yıllarda Hindistan’da kullanılmaya başlanmıştır. Britanya Ordusu’ndan Hary Lumsden İngiliz askerlerinin beyaz üniformaları ile kolay hedef olduklarını fark edince, üniformaların üzerine toz ve çamur sürdürerek ve biraz da çay ile boyatarak renklerini gölgeli kahverengine dönüştürmüş ve giysilerin rengini araziye uydurmaya çalışmıştır. Toprak rengine benzeyen bu üniformalara Hintçe toprak anlamına gelen ‘Khaki’ afı verilmiş ve Türkçeye de ‘haki’ olarak geçmiştir.
Haki tondaki rengin fabrikasyon uygulaması ilk defa Boer Harbi’nde yine İngilizler tarafından yapılmıştı. Zaten bu nedenle Boerliler, savaş esnasında bir dönem, İngilizleri ‘khakies’ şeklinde tanımlamışlardı. İngilizlerin bu uygulamasından esinlendiğini değerlendirdiğimiz Osmanlı ordusu ise, bu rengi ilk defa 1880’lerden itibaren yalnızca Birinci İstihkam Taburu erlerinin kıyafetlerinde kullanmıştı. 1900’lü yıllarda da, Makedonya çetelerine karşı kolay hedef olmamak adına, Avcı Taburları kıyafetleri hakı renge dönüştürülmüştü. 1909 yılına gelindiğinde ise çıkarılan bir nizamname ile bütün Osman’ı ordusunun kıyafetlerinde bu dengin kullanılması sağlanmıştı.
Başkan komuta ve çetelerine karşı yapılan mücadelenin Osmanlı askeriyesi ve genç subayları üzerinde, sonraki harplere de yansıyan, birçok politik ve askeri etkisi olmuştur. Bunlardan birisi, tenkil ve tedip harekatları esnasında, bu komutalarla büyük bir etkileşim içine giren takip müfrezelerine görevli genç subaylarda, komitacılığa meyyal bir psikolojinin doğmasıdır. Bu sebeple, kökenleri 1880’li yıllara dayanan İttihat ve Terakki Cemiyeti’ne üye olan bu subaylar, cemiyetin entellektüel sivil üyelerinin aksine, meşrutiyetin yeniden tesisi için silahlı şiddet hareketlerinden başka bir yolu faydalı görmüyorlardı.
121 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.