Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Hayatı

Yücel Özkaya

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Hayatı Gönderileri

Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Hayatı kitaplarını, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Hayatı sözleri ve alıntılarını, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Hayatı yazarlarını, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün Hayatı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Atatürk ve Hatay Meselesi
Atatürk, Genel Sekreter Hasan Rıza Soyak'a, 1937'de Hatay'ın şahsi meselesi olduğunu ve muhakkak anavatana katacağını şu şekilde ifade ediyordu: "Hatay benim şahsi meselemdir. Keyfiyyeti Fransız Büyükelçisine tå bidayette (en başlarda) ifade ettim. Dünyanın bu durumunda böyle bir meselenin Türkiye ile Fransa arasında müsellah (silahlı) bir ihtilafa müncer olması (sürüklenmesi) katiyyen vârid değildir. Fakat ben, bunu da hesaba kattım ve kararımı vermiş bulunuyorum. Şayet ufukta bu yolda binde bir ihtimal belirse, Türkiye Cumhuriyeti reisliğinden ve hatta Büyük Millet Meclisi azâlığından da çekileceğim ve bir fert olarak bana iltihak edecek bir kaç arkadaşla beraber Hatay'a gireceğim. Oradakilerle el ele verip mücadeleye devam edeceğim". Bu sözler ve Gazi'nin tutumu şüphesiz Fransa'ya işin ciddiyetini göstermiştir.
Sayfa 563 - Atatürk Araştırma Merkezi Başkanlığı / 5. Baskı / Baskı Yılı: 2022Kitabı okuyor
K.K.K.lığı Arş, Mustafa Kemal Atatürk Dosyası
Mustafa Kemal, 7 Ağustos’ta Yıldırım Ordular Grubundaki 7. Ordu Komutanlığına atanır. Bu görevi, bizzat kendisine padişah tebliğ etti. Yanında Alman generalleri olduğu halde “Sizi Suriye’ye komutan tayin ettim. Oradaki vaziyetler önem kazanmış, oraya gitmeniz lazımdır. Verdiğim vazifeyi başarıyla yerine getireceğinizden eminim” diyen padişah, Alman generallerine bakarak, bu komutanın dediklerini yapabilecek kudrette birisi olduğunu söyledi. Vaktiyle istifa ederek haklı sebeblerle bıraktığı bir orduya, şimdi mağlup olmuş bir ordunun komutanlığına atanarak kendisinin zor durumda bırakılmak istendiğini düşünen Mustafa Kemal, Vahdettin’in yanından çıktıktan sonra karşılaştığı Enver Paşa’ya; “Bravo, tebrik ederim, muvaffak oldunuz dedi ve ilave etti; Azizim, hiç olmasa biraz esaslı tedbirler üzerinde konuşalım. Benim bildiğime ve anladığıma göre Suriye’de ordu, kuvvet, vaziyet isimden ibarettir. Beni oraya göndermekle güzel bir intikam alıyorsunuz.” O esnada salonun bir köşesinde Balkan Muharebesi komutanları hararetli bir konuşma içindedirler. “Efendim bu Türk erlerinden hayır yoktur. Bunlar hayvan sürüsüdür. Yalnız kaçmayı bilir. Allah korusun, böyle duygusuz bir sürüye kimseyi komutan etmesin.” Bu sözleri duyan Mustafa Kemal, en çok konuşan komutana dönerek, “Paşam, biz de askeriz, biz de bu orduya komuta etmiş adamız. Türk eri kaçmaz, kaçmak nedir bilmez, eğer Türk neferinin kaçtığını görmüşseniz derhal kabul etmelidir ki onun başında bulunan en büyük komutan kaçmıştır. Eğer siz kaçışınızın zilletini Türk erlerine, yüklemek istiyorsanız, insafsızlık ediyorsunuz.”
Sayfa 147Kitabı okudu
Reklam
Ataturk bir gün misafirliğe gittiği evde ev sahibinin evi modern avrupayi çok güzelmiş ve ev sahibi pasta çay gibi ikram etmiş ev sahibin adı " kabayani " olduğu için Atatürk sizin adınız kabayani değil kibaryani olmalı diye espri yapmış :)
"Netice itibariyle bütün mazlum milletler, zalimleri bir gün yok edecektir. O zaman dünya yüzünden zalim ve mazlum kelimeleri kalkacak insanlık kendine yakışan bir sosyal düzene kavuşacaktır. " -Atatürk
Sayfa 266
Kurtuluş cemiyetteki hastalığı ortaya çıkarmakla ve iyileştirmekle elde edilir. Fikirler manasız ve mantıksız safsatalarla dolu olursa o fikirler hastadır.Aynı şekilde içtimai hayat akıl ve mantıktan uzak, zararlı bir takım inanış ve geleneklerle dolu ise, cemiyet felce uğrar.
Sayfa 644Kitabı okudu
Atatürkçülük,Türk milletinin çağdaşlaşma mücadelesidir,demek daha doğru olacaktır. Nitekim Atatürk,daha 1925 yılında yapılan inkılapların ana ilkesini şöyle açıklamıştır: Yaptığımız ve yapmakta olduğumuz inkılapların gayesi Türkiye Cumhuriyeti halkını tamamen çağdaş ve bütün anlam ve görünüşüyle uygar bir toplum haline getirmektir.
Sayfa 643Kitabı okudu
Reklam
Laiklik yalnız din ve dünya işlerinin ayrılması demek değildir.Tüm yurttaşların vicdan,ibadet ve din özgürlüğü de demektir... Laiklik asla dinsizlik olmadığı gibi,sahte dindarlık ve büyücülükle mücadele kapısını açtığı için gerçek dindarlığın gelişmesi imkanını temin etmiştir.Laikliği dinsizlikle karıştırmak isteyenler,ilerleme ve canlılığın düşmanları ile gözlerinden perde kalkmamış doğu kavimlerinin fanatiklerinden başka kimse olamazlar...Türkiye cumhuriyetinde her yetişkin dinini seçmekte hür olduğu gibi, belirli bir dinin merasimi de serbesttir.Yani ibadet hürriyeti vardır...Din bir vicdan meselesidir.Herkes vicdanının emrine uymakta serbesttir.Biz dine saygı gösteririz. Düşünüşe ve düşünceye karşı değiliz.Biz sadece din işlerini millet ve devlet işleriyle karıştırmamaya çalışıyor,kasıt ve fiile dayanan tutucu hareketlerden sakınıyoruz.
Sayfa 639Kitabı okudu
Atatürk ilkelerinin en önemlisi,belki de devletimizin ve demokrasimizin mihenk taşı olan laiklik ilkesini,Atatürk şöyle tarif etmişti:”Din ile dünya,din ile devlet işlerinin ayrılması manasını anlatan bir tabirdir;bunu dinsizlik manasına almak çok yanlıştır.” Gerçekten dini duyguları istismarda siyasi ve maddi çıkar bekleyen çevrelerle, din inkarcısı Marksistler ve ateistler dışında herkes bilir ki laikliğin başkaca yorumlanması mümkün değildir. Bu gerçeğe rağmen,son yıllarda sözde dindar geçinen bir kısım çevrelerle laikliği dinsizlik olarak anlayan çevreler arasında ortaya çıkan sürtüşmeler,ülkemizde bazı tatsız gelişmelerin olmasına sebep olmuştur.
Sayfa 639Kitabı okudu
Sforza,bir konuşmasında Mustafa Kemal’e, Araplara otonomi teklif edeceğini,bu konuda kendisinin ne düşündüğünü sormuştu.Mustafa Kemal: “İstediğinizi yapınız;görüşmelerinizin başarısından pek memnun oldum;artık, Araplardan söz etmek istemiyorum.Araplar üzerinde Türk egemenliğini sürdürmek bizim zayıf düşmemizin nedenlerinden biridir” demişti. Sforza,Atatürk hakkındaki düşüncelerini böyle sürdürmüştür.
Sayfa 626Kitabı okudu
Fes yasaklanmış,ama çarşaf giyilmesini yasaklayan hiçbir yasa çıkarılmamıştı. Ancak,yöresel nitelikte alınan kararlarla, Mustafa Kemal’in başlattığı reformu destekleyenler olmuştu.Mersin’de belediye,Trabzon’da il genel meclisi kadınların çarşaflı olarak sokağa çıkmasını yasaklamıştır.1926’da oy birliği ile alınan bu kararlar halka bildiri ile duyurulmuş ve çarşafın sakıncaları,özellikle; kötü niyetli kadınların kendilerini gizlemek için bunu kullandığı ileri sürülmüş,polisin çarşaflı gördüğü herkesi en yakın karakola götürmesi yolunda emirler verilmişti.
Sayfa 480Kitabı okudu
Reklam
İnkılabın temellerini her gün derinleştirmek, takviye emek lazımdır...Bütün safsataları bertaraf etmek lazımdır. Şapka giyelim mi, giymeyelim mi gibi sözler manasızdır. Şapka da giyeceğiz,garbın her türlü asar-ı medeniyesini de alacağız.Efendiler, medeni olmayan insanlar medeni olanların ayakları altında kalmaya maruzdurlar...
Sayfa 477Kitabı okudu
24 Ağustos günü,üzerinde çok seyrek giydiği mareşal üniforması olduğu halde, Kastamonu kışlasını ziyaret eder. Kışlanın bir duvarında “Bir Türk on düşmana bedeldir” yazısı vardır.Mustafa Kemal, çağırdığı subaya “Böyle mi?” diye sorup, öyle olduğu cevabını alınca,şöyle yanıt verir:”Hayır,bence öyle değildir.Bir Türk dünyaya bedeldir” der.Bu söz, bu zamana kadar Türklük hakkındaki aşağılamalara kadar varan bir düşünüş ve inanışın, Türk’ün Çanakkale,Sakarya,Dumlupınar’da kahramanca mücadelesinin ve kuvvetinin, başarısının yanıtıdır.
Sayfa 466Kitabı okudu
Milletleri kurtaranlar yalnız ve yalnız muallimlerdir.Muallimden,mürebbiden mahrum bir millet henüz millet millet namını almak istidatını kesbetmemiştir. Ona alelade bir kütle denir,millet denemez. Bir kütle millet olabilmek için mutlaka mürebbilere,muallimlere muhtaçtır.
Sayfa 411Kitabı okudu
Gazi,11 Ocak 1925’te,Birinci İnönü Muharebesinin dördüncü yıldönümü nedeniyle Konya’da Alaattin Tepesinde yapılan törende,bu meydan savaşını halka “Zafer,zafer benimdir diyebilenindir; muvaffak olacağım diye başlayanın ve muvaffak oldum diyenindir” diyerek anlatmış,İnönü savaşlarının da bu azim sonunda kazanıldığına işaret etmişti.
Sayfa 409Kitabı okudu
40 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.