Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Toplu Öyküler

Gece Lambalarının Işığında

Kamuran Şipal

Sayfa Sayısına Göre Gece Lambalarının Işığında Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Gece Lambalarının Işığında sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Gece Lambalarının Işığında kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Gözlerini arkadaşının geleceği yöne çevirdi. Bomboş uzanıyordu yol. Kaldırımın kenarına oturdu. Elindeki paketi dizinin üzerine koydu. İçinde bir hoş duygular kımıldanmaya başlamıştı. Az öncesine kadar büyülü havasını yaşadığı yeni bir hayata atılıyor olmanın tüm güzelliği ve çekiciliği birden uçup gitmişti. Altındaki kaldırım taşının soğuğundan başka bir şey hissetmiyordu şimdi. İlerde arkadaşıyla birlikte yaşayacağı hayatı, zihninde değişik tablolar halinde tasarlamaya çalıştı. Tabloların her zamanki sevimliliği ve sıcaklığı yoktu; soluk, renksiz, ölgün, adeta verilen bir buyruğa uyar gibiydiler.
Hayalinde bilinmedik bir dosta bir mektup yazıyor, mektubuna Hesse’nin şu sözleriyle başlıyordu: “İnsanlar çiçekler gibidir. Birbirlerini anlamaları mümkün değildir. Olsa olsa bir yel estiğinde hafiften birbirlerine doğru eğilirler.” Ama pencereler kapanmış, perdeler çekilmiştir. Bir çift söz söylenmemiş, yürek biçimli eller birbirine el verememiştir. Dostluklar kurmak, kurulan dostlukları yürütmek ustalık ister. Şimdiye değin bu ustalığı bir türlü gösterememiş, hep yalnızlıklar içinde yaşamıştır. Çocukluğunda küçük bir kentin ıssız sokaklarında tek başına dolaşmış, sinema karanlıklarında yalnız başına filmler seyretmiştir. Yalnız odalarda, yalnız geceler geçirmiştir. Penceresinin camları gün geçtikçe tozlanıp dışarısını göstermez olmuş, o silmeyi unutmuştur
Reklam
Derken saat vurdu. Onu mu, on biri mi, sayamadım. Ama sanki vaktiyle düşünülmüş düşüncelerin, duyulmuş duyguların sorumluluğunu anımsatan tok ve sert sesler sönüp gitmeden bir kapı aralandı. Sırasını beklemiş oyuncular gibi, silik soluk hayaller birer ikişer dışarı kaydı aralıktan. Buzların çözüldüğünü, karanlıkların aydınlandığını duyar gibi oldum.
Sayfa 113Kitabı okudu
Aynaya sırtını döndü. Üzerindeki nar çiçeği gömleği çıkarıp sandalyenin arkasına geçirdi. Kendini yüzüstü yatağın üzerine attı. Bir ara nar çiçeği gömleğin üzerinde yatar gibi bir duyguya kapıldı. Tuhaf bir ürperti belirti vücudunda. Gözlerinde nar çiçeğinden bir bluz canlandı. Bluzun peşine takıldı. Sokaklar içinden geçti. Nar çiçeği bluz durdukça durdu, yürüdükçe yürüdü. Derken aradaki açıklığı iyice kapattı. Bütün bedeni titriyor, oynuyor, kımıldıyor, kasların ve sinirlerin gerilmesinden yatak gıcırdıyordu. Ansızın bir boşluktan düşer gibi oldu. Yastıklara yorganlara sımsıkı tutundu. Bir nar şerbeti; biraz giderildi. “Nafile sevdiğim çocuk.” Kendi vücudunu saran kollar gevşedi.
Sayfa 310Kitabı okudu
Her insanın güçlü ve güçsüz anları vardı; yıldızın parladığı, parlamadığı anlar. İnsanın boş bulunduğu anlar vardı. Bu anlarda neler olmazdı ki? Bir kapının vuruluşu, bir daldan koparak yere düşen bir yaprağın çıtırtısı, bir klakson sesi, arkalardan uzanan, gerçekte bir başkasına yöneltilmiş bir çağrı, yolda gidiyorken sokak lambalarının birden yanıverişi, insanın önü sıra yürüyen birinin insanın salt önü sıra yürüyüşü, sokakta oynamasına izin verilmeyen bir çocuğun pencereden dışarı uzanan başı, dışarda kimin kime söylediği belli olmayan bir söz, o zamana kadar başarıyla savunulduğu sanılan bir kalenin gereği gibi savunulamadığını ortaya koyar, tüm gizlilik ve saklılıklar Pandora ’nın kutusundan çıkar gibi dökülüp saçılır ortaya.
Sayfa 337Kitabı okudu
37 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.