Sözler ve Alıntılar
Babam, balık değil de sanki denizi getirirdi evimize. Onun için deniz, mavi topraktan farksızdı. Bazen ipekten yumuşak bazen çelikten sert mavi toprak. Bize denizi anlatırken denizden dünyaya baktığını hissettirirdi bize. Babam denizin sırlarından söz ettikçe de evimizin denizin ortasında bir gemi gibi yol aldığını sanırdık.
Sayfa 76 - Kök / babam, deniz ve benKitabı okudu
Her pazara gidişimizde sıra arkadaşım Fatma ile şakalaşırdık. Ben büyüyünce filozof olmak isterdim. Fatma ise "çocuk kalmak daha iyi" der, büyümek istemediğini söylerdi. Oysa ne ben filozof olmanın ne de Fatma niçin büyümek istemediğinin anlamını bilirdi.
Fatma duygulu bir kızdı. İnce, kırılgan ve utangaçtı. Yüzünden eksik etmediği gülücüğü son günlerde uçup gitmiş gibiydi. Bakışları derinleşmiş, başı öne eğik yürür olmuştu.
Resim defterinin arasında iki eski fotoğraf saklardı. Biri kucağında bebeği ile kendi fotoğrafı idi. Bebeğinin kurdelesi de kendisininki gibi kırmızıydı. İkincisi ise babası yük taşırken çekilmişti. Kenarları aşınmış, alt köşesi kopmuş, biraz da sararmış siyah-beyaz eski bir fotoğraftı.
Sayfa 38 - Kök / mavi kumbaraKitabı okudu
Bilmeden de olsa sana attığım taş çok şey öğretti bana.
Acıyı,
Acımayı,
Özür dilemenin anlamını,
Vicdanımın Sesini duymayı,
Hayvanları sevmeyi,
Sayfa 45 - uçan at yayınları
