Geçmişten Günümüze Bilinmeyen Tarihimiz
Süleyman KocabaşGeçmişten Günümüze Bilinmeyen Tarihimiz Sözleri ve Alıntıları
Geçmişten Günümüze Bilinmeyen Tarihimiz sözleri ve alıntılarını, Geçmişten Günümüze Bilinmeyen Tarihimiz kitap alıntılarını, Geçmişten Günümüze Bilinmeyen Tarihimiz en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
...Ekonomik sebeplerin yanında dini sebepleri de bulunan Coğrafi Keşifler, bir nevi "Haçlı Seferi" özelliği de taşımış, Fransız tarihçi Edovard Driault'un ifadesiyle, "Batı'dan Hindistan'a ulaşmak emelinde olan Kristof Kolomp, İslamiyet' i ilk doğduğu yerde yok etmek fikrine düşmüştü."
Sayfa 27 - Vatan YayıneviKitabı okudu
Batu Han ölünce yerine Berke Han (1257-1266) geçti. Berke Han, Mısır Memlüklüleri ve Türkistan şeyhlerinin telkinleri sonucu Müslüman oldu. Moğollar'ın Müslümanlaşmasına bağlı olarak, Türkleşme leri de süratle gerçekleşti. Karadeniz'in kuzeyindeki yoğun Türk nüfusu da iki ırkın kaynaşıp Türkleşmesi'ni hızlandırdı. XVI. yüzyılda Altınordu'da Moğolca unutulmuş, Türkçe edebi dil olmuş, Moğollar'dan yalnız "Tatar" adı kalmıştı. Böylece, Altınordu bir Türk devleti özelliği kazandı. Devletin üst düzey yöneticileri müslümanlaşmış ve Türkleşmiş Moğol idiler.
Sayfa 19 - Vatan YayıneviKitabı okudu
Nasi'nin Yahudiler'e hizmette en çok dikkat çeken husus, Filistin'de erkenden bir Yahudi merkezi kurma girişimi oldu. 1561 'de Tiberias şehri ve civarındaki yedi köyü kendi imtiyazlı bölgesi haline getiren bir fermanı Sultan Süleyman'dan almayı başarmıştı.
Sayfa 14 - Vatan YayınlarıKitabı okudu
... Tarihçilerin yaptıkları araştırmalarda ise, bunların bir kısmı Sultan'ı haksız bulurken bir kısmı da çok milliyetli olan ve üstelik büyük devletlerin sömürgecilik ve yayılmacılık, ayrılıkçı unsurların vatan bölme faaliyetlerinin iyice hızlandığı XX. asrın başlarında Meşrutiyet uygulamasının ülke için felaket olacağını ileri sürerek II. Abdülhamid'e hak vermişler, son zamanlarda yapılan tarih tetkiklerinde bu görüşün doğruluğu giderek ağırlık kazanmıştır.
s:150
Sayfa 150Kitabı okudu
... Talat Bey'in Saray bahçesinde 'harp isteriz, harp' diye bağırarak savaş taraftarlığı yapıp hükümete barış yolunu kapatmaya çalışması, tıpkı... Trablusgarp içinde Barış aleyhtarlığı yapmış olmasına benzer. Her iki şıkta da kendisine muhalif olan bir hükümeti savaşmak zorunda bırakarak, onu güç duruma sokmak ve o sayede onu düşürüp iktidarı daha kolaylıkla elde etmek amacından başka bir şey ifade etmez." s:127
Sayfa 127Kitabı okudu
... fetvanın imzalanmaMAsı taraftarı olan Şeyhülislam Ziyaeddin Efendi, ezginlik yorgunluk ve ümitsizlik içinde şunları söyledi: "Allah memleketi beterinden korusun, tehlikeli günler yaşıyoruz" dedi. İçeriye Ahmet Rıza ve Talat Bey'in gelmesi beklenirken İstanbul mebusu Mustafa Asım Efendi girdi. Ahmet Rıza ve Talat Bey Asım Efendiye, "Abdülhamid 24 saat içinde tahttan indirilmez ise öldürüleceği" ni söylemişlerdi...
Sayfa 67Kitabı okudu
II. Abdülhamid'in 33 yıl bin bir müşkülatla yaşattığı imparatorluğu, Jön Türkler on yılda (1908-1918) yıkmışlardır.
Sayfa 71Kitabı okudu
... Tarihçilerin yaptıkları araştırmalarda ise, bunların bir kısmı Sultan'ı haksız bulurken bir kısmı da çok milliyetli olan ve üstelik büyük devletlerin sömürgecilik ve yayılmacılık, ayrılıkçı unsurların vatan bölme faaliyetlerinin iyice hızlandığı XX. asrın başlarında Meşrutiyet uygulamasının ülke için felaket olacağını ileri sürerek II. Abdülhamid'e hak vermişler, son zamanlarda yapılan tarih tetkiklerinde bu görüşün doğruluğu giderek ağırlık kazanmıştır.
s:150
"Babam, Alman propagandasına tamamıyla teslimiyet gösteren İttihat ve Terakki Komitesi karşısında görüşünü hakim kılamamıştır. Almanlar, yaksimi Reval'de İngilizler ve Ruslar'ın yaptığı hakkındaki kesif (yoğun) propagandası perdesi arkasında, önce II. Meşrutiyet'i İttihat ve Terakki'ye ilan ettirmişler, babamın elindeki tüm hükümet yetkililerini azaltmışlar, İttihat ve Terakki'yi devleti'nin siyasetine hakim kılmışlardı."
s:159
Sayfa 159Kitabı okudu
"II. Abdülhamid'in Meşrutiyet'iyıkma girişimi", üstelik "irtica", "gericilik" kulpları takılarak, günümüzde bile Türk Milleti'nin dinine ve imanına küfrün bir aleti olarak kullanılma yoluna gidilmiştir. 31 Mart 1909 İsyanı'nda Türk milleti yoktur. II. Abdülhamit yoktur.
İsyan, tamamen Sultan'ı etkisiz hale getirmeye yönelik ittifakı halen devam eden iç ve dış muhalefet cephesinin ürünüdür...
Sayfa 65Kitabı okudu
Osmanlı Devleti, Rus filosunun gelmekte olduğuna dair Fransa Büyükelçisi tarafından uyarılmasına rağmen filonun geleceğine ihtimal verilmiyordu. Ruslar Mora'ya asker çıkardıklarında bile "Divan hala böyle bir olayın mümkünlüğü üzerinde ikna olmuş değildi. Osmanlıların coğrafya bilgisi o derece kıt hale gelmişti ki bir Türk amirali Venedik'in Rusya ile komşu olup olmadığını bile bilmiyordu."
Sayfa 45Kitabı okudu