Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Gel de Çık İşin İçinden

Ahmed Yüksel Özemre

Gel de Çık İşin İçinden Sözleri ve Alıntıları

Gel de Çık İşin İçinden sözleri ve alıntılarını, Gel de Çık İşin İçinden kitap alıntılarını, Gel de Çık İşin İçinden en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
'' Evladım; ben sana ismini sordum mu? Eğer zatımı idrak edememişsen, ismimin sana ne faydası dokunur ki? Zâtı idrak edemeyene isimler yalnızca dedikodudur, dedikodu ! Sen sen ol ! Zâtı bırakıp da isimlere, cevheri bırakıp da sıfatlara takılma, e mi ! Bunun gibi dedikoduları terkedersen Hâkikat da sana olanca yalınlığıyla görünür''
Sayfa 137 - KubbealtıKitabı okudu
“Bir Mürşid-i Kâmil kendi propagandasını yapmaz, yaptırtmaz. Kimseyi bu yola davet etmez, ettirtmez. Kendine kerâmet ve mûcizat izafe etmez ve ettirtmez. Mürîdlerini haraca bağlamaz. Mürîdlerine gösterdiği lütûf ve keremi asla başlarına kalkmaz. Cenab-ı Peygamberin sünnetini reddetmez. Kendisini O’ndan üstün görmez. Kulluk mertebesini muhâfaza eder. Siyasetle, dedikoduyla, gıybetle meşgul olmaz ve mürîdlerini de meşgul ettirtmez. Dünyevî olaylarla ilgili olarak gelecekten haber verip de kendisini kâhin derekesine düşürmez. İnsan onun huzurundan rahatlamış ve meseleleri halledilmiş olarak çıkar.”
Reklam
İnsan Allah'ın Rahmeti'nin tecelligâhı olduğunu nasıl anlar?
Ne zaman sizde Allah'ın bütün mahlûkatına karşı bir muhabbet uyanır da hiçbir karşılık beklemeksizin onlar için hayırlı duada bulunursanız, biliniz ki o anda siz Allah'ın Rahmeti'nin temerküz ettiği ve dağıldığı müstesnâ bir tecellîgahsınız. Bu idrâke kavuştuktan sonra, bu idrâkin ilelebed muhâfaza edilebilmesi için insanın bunun mes'uliyetinin gerektirdiği şuur ve vekarla hareket etmesi gerekir.
“Evlâdım; Allah’ın rahmeti üzerinize olsun! Bilir misiniz, insan Allah’ın rahmetinin tecelligâhı olduğunu nasıl anlar?” dedi. “Hayır efendim bilmiyorum” diye cevap verdim. “ Ne zaman sizde Allah’ın bütün mahlûkatına karşı bir muhabbet uyanır da hiçbir karşılık beklemeksizin onlar için hayırlı duada bulunursanız, biliniz ki o anda siz Allah’ın rahmetinin temerküz ettiği ve dağıldığı müstesna bir tecelligâhsınız. Bu idrake kavuştuktan sonra, sakın unutmayın oğlum, bu idrâkin ilelebed muhâfaza edilebilmesi için insanın bunun mes’uliyetinin gerektirdiği şuur ve vekarla hareket etmesi gerekir.” dedi.
Sayfa 136Kitabı okudu
sonra da bu niyâzı niye üç kere tekrarladım diye kendi kendime hayret ettim.
Bütün gün serâzâd olacağım düşüncesinin verdiği huzurla her sabah yapmak mûtadında olduğum uzunca duayı şevkle yaptım. Duanın içinde: "Yâ Rabbî! Bildiğim bilmediğim her türlü hayrı da Sen'den niyaz ederim. Sen lûtf-u kereminle fakîr kulunu bugün de hayırlara muhâtab kıl!" diye tertîb etmiş olduğum kısma geldiğimde, mûtadımın aksine ve görünür hiçbir sebep olmaksızın, bu kısmı üç kere aşkla ve şevkle tekrar ettim.
Efendim; fakîre isminizi lütfeder misiniz?
Eğer zâtımı idrak edememişsen, ismimin sana ne faydası dokunur ki? Zâtı idrâk edemeyene isimler yalnızca dedikodudur, dedikodu! Sen sen ol! Zâtı bırakıp da isimlere, cevheri bırakıp da sıfatlara takılma, e mi? Bunun gibi dedikoduları terkedersen Hakîkat da sana olanca yakınlığıyla görünür.
Reklam
“Cenab-ı Hakk mahzâ hayrdır. Hayrdan da ancak hayr neşet eder (çıkar). Binâenaleyh Hakk’ın yarattığı her şeyin O’nun Hikmeti’ne ve İlmi’ne uygun bir şekilde yalnızca hayr olduğunu idrâk etmek gerekir ki insan bu âlemde de saîd ( mutlu) olabilsin.
Kâmil Mürşidler kerâmet ve mûcizat peşinde de koşmazlar. Hristiyan ya da Brahman keşişler de kerâmet gösterebiliyorlar. Bu bakımdan kerâmet, bu yolda, olgunluğun kıstası değildir. Pek çok kişinin ayağı maalesef bu noktada kaymıştır.
Önemli...
...meselâ bir Mürşid bir dua eder, ve duası da gerçekleşirse genellikle bu, Mürşidin kerâmeti olarak ilan edilir. Bu asla doğru değildir. Dua etti de duası kabul olundu gibi görünen Mürşidin bütün fazileti Cenâb-ı Hakk'ın ezelde o mesele hakkında vermiş olduğu hükme uygun bir duada bulunmuş olmasından ibarettir. Eğer o Mürşid duasının kabul edildiğini zannediyorsa o zaman kâmil değil, nefsinin kendisi hakkında ilka ettiği ve kendisine yücelik yâni kibir atfeden bir vehmin esîridir demektir.
Reklam
, “ Bir işin sonunu sabırla bekleyen ibâdettedir.” ~Hz. Muhammed (s.a.v) .... ~...
Şunu unutmayınız evladım! Allah’ın kendilerinden râzî olduğu âlimler ilmiyle amel edip ilmi ehline veren ve emîrlerin peşinden koşmayan, müstağnî ve vakur kimselerdir.
Sayfa 133Kitabı okudu
İnsanın nefsi kendisinin en büyük düşmanıdır. Bunun içindir ki Cenab-ı Peygamber En büyük cihad kulun nefsiyle savaşmasıdır buyurmuştur. Nefis insana bir benlik atfeder, ona Rabb’ini unutturup kendini ön plana çıkartır. Beşer, Allah’ın izni olmaksızın bir yaprağın dahi kımıldamasının mümkün olmadığını unuturda her şeyi kendisi yapıyormuş gibi gizli bir şirket düşer. Bu vehim ve tekebbür onu Rabb’inden uzaklaştırır.
Hangi zılle ilticâ etsen, fenâ bulmaz aceb? Oynatan Üstâd'ı gör, kurmuş muhabbet perdesi.
Bir zat edeple: “Sultanım; insanın nefsi ne zaman kemâle erer?” diye bir soru sordu. Efendi Hazretleri tebessümle: “Nefiste zelzelenin kopuşu kemâlin başlangıcıdır” diye mahiyetini idrak ve temyiz edemediğim esrarengiz bir cevap verdi.
98 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.