Birbiriyle örtüşen sonsuz sayıdaki hayal katmanlarının ardına gizlenmiş bir hayat... Peki hangisi gerçek, hangisi hayal? İnsan gördüğüne, duyduğuna, yediğine, içtiğine yani kendine bile güvenemediği bir dünyada gerçek nasıl ortaya çıkar?
Stanislaw Lem bilim kurgu severlerin kesinlikle okuması gereken bir yazar ve beynim yansın diyorsanız bu kitap tam size göre.
Eser bir bilim kurgu parodisi gibi başlıyor, sanki yazar keskin zekasıyla döneminin diğer bilim kurgu yazarlarıyla dalgasını geçiyor gibi.. Bu dil sadece başlarda değil eserin tamamına da hakim..
Yazar "Matrix" kafasına çok erken ulaşmış, halüsinojen maddelerle uyutulmuş distopik korkunç bir dünya manzarası seriyor önümüze. Ne gerçek ne değil katman katman her şey ve çok kafa karıştırıcı bir yerden sonra, özellikle sonu da çok sinir bozucu..
Bu eserin çevirmenleri de ayrıca bir takdiri hak ediyor; yüzlerce yeni kelime türetmeleri gerekmiş, üstelik yazarın espri anlayışına uygun olarak, gerçekten helal olsun demek lazım
O mutluluk halini daha önce tattığımı bilen arkadaşlar merak içinde bana bu duygunun neye benzediğini sordular. Aslında o kadar da kötü bir duygu olmadığı konusunda temin ettim onları, ancak söylediklerime inanmadan konuşmuştum.