Gelibolu Korkak Abdul'den Coni Türk'e
Erol MütercimlerGelibolu Korkak Abdul'den Coni Türk'e Sözleri ve Alıntıları
Gelibolu Korkak Abdul'den Coni Türk'e sözleri ve alıntılarını, Gelibolu Korkak Abdul'den Coni Türk'e kitap alıntılarını, Gelibolu Korkak Abdul'den Coni Türk'e en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Çadırda, siperlerde kalan askerler nasıl ısınıyordu? Asker üşür müydü?
Sayfa 53Kitabı okudu
Sarışın Savaş Tanrısı
Türkiye, Çanakkale Savaşları sonunda artık yıldızı sönmeye başlayan Enver Paşa yerine Mustafa Kemal'in doğuşuna tanık oluyordu. Burada doğan "Sarışın Savaş Tanrısı", "Çanakkale Geçilemez!" diye tüm dünyaya haykırıyor, yakın bir gelecekte bu ülkenin kurtarıcısı olacağını müjdeliyordu. Bu büyük komutan kısa bir süre sonra Türkiye Cumhuriyeti'ni yaratacak ve Çanakkale'nin "Sarı Paşası" Türk halkının gönlünde ve gözünde "Kurtarıcı" olacaktı.
Sayfa 196Kitabı okudu
Her muharebe başlangıçtan itibaren kesinlikle taarruzla başlamalıdır.Mevzinin güç ve dayanıklılığından yararlanmak ya da yeterli kuvvetin henüz toplanmamış bulunması zorunluluğuyla savunma ile de sonucun ancak taarruzla alınacağı düşünce ve görüşü gözden uzak tutulmamalıdır.
Sayfa 296Kitabı okudu
Savaşta dahi kitap okuyan adam
Cepheye kitap isteyen birisi daha var: Anafartalar Grubu Kumandanı Mustafa Kemal. Madame Corinne'e gönderdiği tarihsiz (Ağustos 1915 olabilir) mektupta şunları yazıyor: "Azizim Madam, bana göndermek lütfunda bulunduğunuz kitapları ve hediyeleri aldım. Bunun beni ne kadar sevindirdiğini tasavvur edemezsiniz."
Sayfa 46Kitabı okudu
Yazgısını bir başka ulusun belirlemesine izin veren uluslar, serüvenin sonunda yuvarlandıkları çukurun kazıcısı olurlar.
Sayfa 200Kitabı okudu
Öyle ya da böyle değişmeyen bir gerçek var. 18 Mart 1915 tarihinde İngiliz-Fransız Büyük Armadası Çanakkale Boğazı'nı geçemedi.
Sayfa 196Kitabı okudu
Mustafa Kemal Atatürk
"....... emirleri gözden geçirdim, ikincisi, birinciyi geçersiz sayıyordu. Fakat Alay Komutanı hâlâ, önce birinciyi sonra ikinciyi diyordu, niçin? Çünkü Alay Komutanı emirleri anlamamıştı. Oysa alay gidiyordu. Fakat nereye ve ne için? Bunu Alay Komutanı kendisi de bilmiyordu, alayını oluşturanlardan hiç kimse de bilmiyordu. O halde nereye gidiliyordu?
Bu gidiş elbette felakete, rezalete, utanca doğru gidişti."
Sayfa 15 - Zabit ve kumandan ile hasbıhalKitabı okudu
Savaş ve politika insanların varlığını sürdürmelerine hizmet eder, fakat savaş bir ırkın yaşama azminin en etkin ifade şeklidir.
Sayfa 7 - LudendorffKitabı okudu
Korku, korkuyu yaratırdı.
Sayfa 559Kitabı okudu
Uzakta yolunu şaşırarak batağa saplanmış bir nefer imdat diye bağırıyor. Merhameten onu kurtarmak isteyen bir iki nefer de batağa gömülmek tehlikesi karşısında geri dönüyorlar. Nihayet o biçare, "Din kardeşler, acıyın, merhamet!" diye bağıra bağıra gecenin ölüm karanlığı içinde, derece derece sesi kesilerek sönüp gitti.
Sayfa 34 - Hakkı SunataKitabı okudu
Sinekler
Gelibolu'daki yaşamın en büyük belası sinekler. Bu memleketin tanrısı ne Allah, ne Muhammet, ne Şeyhülislam. Asıl Tanrı, baş şeytan yani sineklerin tanrısı!
Sayfa 28Kitabı okudu
ANZAC
Binlerce genç ölüme koşa koşa gidiyordu. Neden sorusunu sormadan Gelibolu'ya geliyorlardı. Neden? On binlercesi de neden'in yanıtını öğrenemeden öldüler.
Sayfa 20Kitabı okudu
Osmanlı Devleti ordusu karşısında, Gelibolu yarımadasına Amfibi hareket düzenleyen İngiliz-Fransız müttefik ordusunda çeşitli ülkelerden gelen askerler vardı. İngiltere ve Fransa'nın dışında Avustralya, Yeni Zelanda, Kanada, İskoçya, İrlanda, Hindistan, Nepal, Somali, Mısır, Sudan, Cezayir, Senegal, Rusya ve Filistin'den gelen Museviler...
Sayfa 17Kitabı okudu
Cihadı Mukaddes
Almanya'nın Osmanlı Devleti'nin savaşa katılmasında büyük çıkarları vardı. Fakat bu hemen sonuç vermezdi. Boğazlar'ın kapatılması Rusya'nın buğdayını ihraç etmesine, müttefiklerinden çok gereksinim duyduğu savaş malzemesi almasına engel olacaktı. Padişahın cihadı mukaddes ilan etmesi teorik olarak Müslümanların birliğini karçılayacak, İngiliz sömürgelerine bir parola gönderilecek, Hindistan'da, Kafkasya'da ayaklanmalara neden olacaktı.
Sayfa 13Kitabı okudu
Kuyulara düşen cesetler, suların içilmesine engel oluşturuyordu. Zamanla kuyudaki suyun tadından, kuyunun yakında bir Türk mü yoksa Anzak cesedi mi gömülü olduğunu anlar hale geldiler.
Sayfa 29Kitabı okudu