Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Nefisle Mücadelenin İlacı

Gelinlik Tacı

Ataullah İskenderi

En Eski Gelinlik Tacı Gönderileri

En Eski Gelinlik Tacı kitaplarını, en eski Gelinlik Tacı sözleri ve alıntılarını, en eski Gelinlik Tacı yazarlarını, en eski Gelinlik Tacı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İtaat
Allah’ın cemalini müşahede etmekten seni alıkoyan, O’nun koyduğu sınırlara olan saygısızlığın ve şu varlık dünyasına verdiğin aşırı önemdir! ... Senin itaatin nur, onur ve mânevi açılım olur.
Sayfa 28
Kul tarafından işlenen günah, kişinin kalbini karartır. Günah, kalın siyah bir duman çıkaran ateşe benzer. O ateş ve o duman bir evde bu şekilde yetmiş sene yanıp tütse, evin içi kararıp karanlığa dönüşmez mi? Günahla kararan kalp de böyledir. Öyle bir kalp ancak tövbeyle temizlenebilir. Kişilikte zaaf, kalpte karalık ve Allah ile kul arasındaki kat kat perdelenmeler, günahın tabiî sonuçlarıdır. Bununla beraber, tövbe edip Allah’a yönelirsen, günahın izleri kaybolur ve Peygamberimiz aleyhisselâmın izince gitmekte gevşeklik göstermediğin sürece de artık gaflet seni altedemez.
Reklam
Allah arayışının basamaklarından ilki tövbedir ve onsuz hiçbir ibadetin değeri ve geçerliliği yoktur. Bir günah işleyen kulun hâli ocaktaki ateşin üzerine konan yeni toprak bir tencereye benzer. Bir saat sonra o toprak tencerenin altı kapkara kesilir. Eğer altı hemen yıkanırsa, o karalık kaybolur. Fakat defalarca ocağa konursa, o karalık silinmez hâle gelir ve ne kadar ylkarsan yıka kâr etmez, artık o toprak tencere kırılıp parçalanmadan o kara oradan çıkmaz. Tövbe, kalbin karalığını gideren ve makbul ameller yaptıran şeydir. Allah’ın rızasının hoş kokusu tövbede bulunur.
Tövbe eden kazançlı çıkar, tövbe etmeyense kaybedenlerden olur. Sen “Sık sık tövbe ediyor, fakat tövbemi bozuyorum!” diyerek ümitsizliğe kapılma! Çünkü hasta bir nefeslik bile canı kaldıkça hep kurtulup şifa bulmayı umar. Kul her ne zaman tövbe etse, onun cennetteki yeri bundan sevinç duyar, ayrıca gökler, yer ve Allah Resulü sallallâhü aleyhi ve sellem de sevinir. Allah Teâlâ seven kimseden değil de, sevdiği kimseden razı olur. Sevenle sevilen arasındaki fark çok büyüktür. Velinimeti olan Yüce Allah’ın lütuflarını bilip de O’na isyan eden ve günahta ısrar eden kul, ne nankör bir kuldur! O’na itaatsizlik eden kişi, O’nun ihsanını hakkıyla bilmiyor ve O’na aldırmayan kimse, O’nun büyüklüğünü tanımıyor demektir.
Kalp, ibadet suyuyla sulanan bir ağaç, meyveleri ise sezgi ve idraktir. Gözün meyvesiyse, olup biteni değerlendirip ibret almadır. Kulağın meyvesi, Kur’ân’ı dinlemektir. Dilin meyvesi, Allah’ı zikretmek. El ve ayakların meyveleri de hayrı yapmaya yönelmektir. Kalp susuz kalıp kurursa, meyveleri yok olur. Şu hâlde senin kalbin çoraklaşmışsa, bol bol zikir yap! “İyileşinceye kadar tedavi olmayacağım!” diyen hasta gibi olma! Çünkü ona “Tedavi olmadıkça sen iyileşemezsin ki!” denecektir.
Nefisle mücadele insana haz vermez,aksine sadece dişlerini sıktırır. Öyleyse dişini sıkarak onunla mücadele et! Aslında büyük cihad budur! Bil ki yavrusunu kaybeden annenin ne sevinci olur, ne de bayramı! Bayramı sadece nefsini yenen yapar! Gerçek saadeti de ancak kemale eren tadar! Manastırdaki bir rahibe sorarlar: “Ey râhip, bu insanların bayramı ne gün?” Cevap verir: “Affedildikleri gün!”
Reklam
Sen vakitlerini bir leşin etrafında dönüp duran sonra da üzerine atılan akbabalar gibi habire günah işlemekle geçiriyorsun. Bedeni minnacık, fakat iradesi sapasağlam balarısı gibi olsana! Enfes polenleri devşirir de, leziz bir yiyecek üretir. Acı ve ıstırap girdabında debelenip durduğun yetsin artık! Haydi, Allah aşkının enginine dal! Bu hakikat senin yolunu aydmlatsın!
Senin sinende yatan nefsine çok dikkat et.' Çünkü seni mahveden odur. Şeytan bile Ramazan ayında oruçlulardan kaçıp uzaklaşırken, nefsin sen ölünceye kadar yanından hiç ayrılmaz! Gerçekten de şeytan ve yardımcıları o ay boyunca zincire vurulurken, o mübarek ayda bazı insanların adam öldürdüklerini, bazılarınınsa hırsızlık ettiklerini görürüz. Bütün bunlar nefsin işidir. O hâlde nefsin günaha eğilim duyduğunda, ona ilâhî cezayı ve günahın insanı Allah’tan uzaklaştırdığını hatırlat! Balın zehirli ve zehrin de sonucunun ne olduğunu bilince insan hiç kalkar da o balı yer mi? İşte bu yüzden Peygamberimiz aleyhisselâm şu uyarıda bulunur: Bu dünyanın acı bir zevki vardır Bu dünya tiksindirici bir leştir.
Allah’ın cemalini müşahede etmekten seni alıkoyan, O’nun koyduğu sınırlara olan saygısızlığın ve şu varlık dünyasına verdiğin aşırı önemdir! Çocuğun itaatsizlik ederse, onu Allah’ın buyruklarını hatırlatarak ikna et ve onunla olan bağlarını koparma! Fakat Allah’a karşı gelmekten sakınıp vazgeçmesi için ona soğuk davran! Günahkâr müminin yapıp ettiklerine karşı herkes şöyle veya böyle karışır. Kimi onun kusurlarını ortalığa yayar, kimi onunla alay eder ve bütün bunlara yapmakla hepsi de yanlış yol izlemiş olur. Günahkâr mümin aslında güç bir durumdadır. Onu tedavi veya ıslah etmek için, yaramaz bir çocuğa karşı takınılacak şu hâli uygulamak gerekir: Dışarıdan ona karşı soğuk davranmalı ve içerden de ona acıyıp şefkat göstermeli, bu arada da onun için ve gıyabında Allah’a (onu ıslah etmesi için) yalvarıp yakarmak. Bu dünyaya bağlamp kalmış insanlara verilen imkânlardan dolayı kendilerine imrenmen ve zihnini onların ellerindekilerle meşgul etmen, cahillik ve gâfîllik olarak sana yeter!
Gözlerine perde inince (katarakt olunca), hemen onları tedavi etmeye çalışırsın! Gözlerin öyle bir duruma gelmişse, şu dünyanın zevklerini tattığım içindir. Sen o zevklerden bir an bile mahrum kalmamak için de hemen tedavi olmak istersin! İyi de, senin kalp gözün kırk yıldır perdeli ve sen onun tedavisiyle hiç ilgilenmiyorsun.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.