Fenotip , arkasındaki arabayı çeken bir at gibi ,genotipi peşinden sürükler. Seçilen organizmalar çevreye uygunluklarına göre seçilirken asıl seçilen şeyin o uygunluğu veren genler olması , doğal seçilimin ebedi ikilemidir. Uygun özellikleri üreten genler , fenotiplerin seçilimi aracılığıyla kademe kademe nüfusa yayılır , böylece canlıların her kuşakta çevrelerine biraz daha uyumlu hale gelmesini sağlarlar. Mükemmellik diye bir şey yoktur , yalnızca canlının çevresine uymak için amansız , ölesiye mücadelesi vardır.Evrim lokomotifinin motoru da işte budur.
Diyorlar ki körlemesine dönüyordu evren .
Akıl gelip girene dek kafasına tesadüfen
Ormanın tekinde albino bir maymunun ,
Ki o zaman bile hayvan gibiydi , zarafetten yoksun .
Sonra günlerden bir gün Darwin dünyaya geldi.
“Alman ilahiyatçı ve rahip Martin Neimöller, kötülüğün bu sinsice yükselişini şu ünlü sözleriyle özetlemiştir:
Önce komünistler için geldiler, sesimi çıkarmadım-
Çünkü komünist değildim.
Sonra sendikacılar için geldiler, yine sesimi çıkarmadım-
Çünkü sendikacı değildim.
Sonra Yahudiler için geldiklerinde yine sesimi çıkarmadım-
Çünkü Yahudi değildim.
Sonra benim için geldiler ve kimse sesini çıkarmadı-
Çünkü sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.”