Pek çoğumuz sevdiğimiz birinin ölebileceğini düşünmüş ve bu olayın gerçek değil hayali olduğunu bilmemize rağmen gözyaşı dökmesek de çok etkilenmişizdir.
Ama inanıyorum ki edebiyatın amacı sadece insanları eğlendirmek ve avutmak değildir. Aynı zamanda, daha iyi anlamak istediklerinden aynı metni iki kez, hatta belki de birkaç kez okumaları için insanları harekete geçirmek ve heveslendirmektir.
Aslında kendi öz babamdan daha iyi tanıyorum Leopold Bloom'u. Babamın hayatındaki olaylardan kaç tanesini bilmediğimi kim söyleyebilir, babamın açıklamadığı kaç düşünce olduğunu, kederlerini, içinde bulunduğu çıkmazları, zayıflıklarını kaç kez sakladığını kim söyleyebilir? Artık öldüğüne göre herhalde onun yaşamının bu gizli ve belki de temel yönlerini hiç öğrenemeyeceğim. Dumas'nın betimlediği tarihçiler gibi, sonsuza dek yitirdiğim o sevgili hayaleti boşuna düşünüyorum. Tersine, Leopold Bloom hakkında bilmem gereken her şeyi biliyorum; ve Ulysses'ı ne zaman okusam onun hakkında yeni bir şeyler öğreniyorum.