Bugünkü yaşayışımız bir insan yaşayışı mıdır?Buna gerçek anlamda bir hayat demek doğru mudur?Böyle yalnız hayvanca zevklerle yetinmek için insan son derece ilkel olmalıdır.Yalnızca ye,iç,uyu...Ne bir sanat endişesi,ne estetik bir zevk...Ne de bir değişme ve gelişme arzusu.Sadece horultulu bir uyku!Hem şurasını siz iyice aklınıza koyunuz ki,uygarlık yıkmak değil,yapmaktır ve ben,insanlığı aydınlatacak önemli bir keşifte bulunan bir milleti,yüz büyük savaşı kazanmış millete bin kere tercih ederim.
Ah o erkeklerin kadınlara yönelen baygın bakışları ve o kadınların erkeklere karşı aldıkları naz ve işve dolu tavırlar... İnsanın naz ve işveden de , sevip sevilmekten de , hatta insanlıktan da tiksineceği geliyor.
Kadınlar saygıya layık ve kutsaldır.Çünkü önce hayatı , sonra da mutluluğu kendilerine borçluyuz.Bunun için,layık oldukları yeri onlara vermeli, onları yüceltmeliyiz.
Şu insanlar ne tuhaflar !
Acaba bu kınama ve küçümsemeler kıskançlık ve hırçınlıklarından mı,yoksa başkalarının mutluluğunu görerek kendilerini bundan yoksun buldukları için midir?
Beni böyle kendine tutkun ve büyülenmiş olarak bırakıp gitti.Acaba onun ruhunun zerre kadar da olsa benim varlığımdan haberi var mı?Acaba onun ruhunda,onun benim ruhumda olduğu kadar bir yer sahibi olmam mümkün mü?