Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Genç Müslümana Modern Dünya Rehberi

Seyyid Hüseyin Nasr

Genç Müslümana Modern Dünya Rehberi Gönderileri

Genç Müslümana Modern Dünya Rehberi kitaplarını, Genç Müslümana Modern Dünya Rehberi sözleri ve alıntılarını, Genç Müslümana Modern Dünya Rehberi yazarlarını, Genç Müslümana Modern Dünya Rehberi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bütün Protestan kiliseleri, -en azından son zamanlara kadar- Tanrı'ya ve İsa'ya imanı ortak inanç olarak paylaşmışlardır. Zaten aksi takdirde bunlar Hıristiyan olmazdı. İlaveten, bunlar İncil'in önemini vurgulamışlardır. Katolik Kilisesi ile ayrıldıkları nokta, Katoliklerin Kilise'nin öğretilerinin tarihsel sürekliliğini, havariliğin devamını ve Latincede traditio olarak adlandırılan ve bir ölçüde İslâm dünyasındaki Kur'ân ve hadis tefsiri geleneğine tekâbül eden geleneği vurgulamalarıdır.
Sayfa 162 - 163Kitabı okudu
Protestanlık ve Katoliklik, bazı düşünürlerin yaptığı gibi, İslâmî kontekstteki sünnîlik ve şiilik ile mukayese edilmemelidir. Sünnîliğin ve şiiliğin her ikisi de İslâm'ın köklerine ve İslâm tarihinin başına dayanan mezheplerdir. Fakat Protestanlık zaten mevcut olan Katolik Kilisesi'ne muhalif olarak Hıristiyanlığın doğumundan on beş asır kadar sonra ortaya çıkmıştır.
Sayfa 162Kitabı okudu
Reklam
Bu devire baktığımızda bir tarafta ileride modern medeniyetin esasları hâline gelecek olan hümanizmin ve bireyciliğin yükselişini görürüz ki; bunlar genel mânâda dinin hâkimiyetine ve bilhassa Ortaçağ'ın din merkezli medeniyetine karşıdır. Diğer tarafta ise, neticesinde Protestanlığı ve Reform'u doğuracak bir dinî reaksiyon hareketi görülür. Kökleri İncil'de bulunan ilk dönem Hıristiyanlığına ve bilhassa dört esas İncil'e dönmeyi amaçlayan bu hareket Evanjelizm olarak adlandırıldı.
Sayfa 161 - 162Kitabı okudu
Hıristiyanlık ve bir ölçüde Yahudilik, Batı'da Rönesans'tan bu yana, din otoritesine ve hatta dinin gerçekliğine ve meşruiyetine muhalif ideolojilere, felsefelere ve seküler tabiatlı kurumlara ve uygulamalara karşı sürekli bir savaş vermek durumunda olmuştur. Dine karşı bu tehditler, sekülarizm temelli siyasî fikirlerden din esaslı ahlâkın reddine ve Tanrı'nın, âhiretin, vahyin veya kutsal metinlerin felsefe yoluyla reddine kadar çeşitli formlar almıştır. Batı'nın son birkaç asırlık tarihi aynı zamanda din ve sekülarizm kuvvetleri arasındaki sürekli mücadelenin ve neticede sekülarizmin galip gelerek din gerçeğinin ve onun günlük hayattaki tezahürlerinin reddedilmesinin tarihidir.
Sayfa 167Kitabı okudu
Evanjelizm İncil'in kelimesi kelimesine yorumlanması yoluyla Hıristiyanlığın yeniden canlandırılmasını amaçlar. Dinin mânâsı hakkında her ne kadar benzer görüşler taşısa da, Katoliklik ve Protestanlık başta olmak üzere İslâm'ı ve diğer dinleri dışlar ve müntesiplerini İncil'in ve özellikle ahlâk konusunda cemaatin dinî öğretilerinin sadık takipçileri olmaya devam eder. Müslümanların bu fenomeni anlaması önemlidir; zira genç Müslümanın modern Batı'da karşılaştığı son derece sekülarize olmuş günlük hayat içinde, özellikle Amerika'da, çok yoğun bir dinî faaliyet vardır. Bu durumu anlamak, Hıristiyanlığın tarihî dinamiklerine yabancı olan bir Müslüman için kolay değildir.
Sayfa 166 - 167Kitabı okudu
Protestanlık cenahında ise iki paralel gelişme yaşanmıştır. Bir tarafta dinî mesaj o kadar sulandırılmıştır ki, artık "inananlar"ı arasında; İsa'nın doğumunun mucize olduğuna, Bakire Meryem'in bakire olduğuna, bedenen dirilmeye ve geleneksel Hıristiyanlığın diğer birçok temel akîdesine inanmayan Hıristiyanlar türemiştir.
Sayfa 166Kitabı okudu
Reklam
Katolikler tarafına baktığımızda; Kilise'nin modernizme ve sekülarizyona karşı gösterdiği direnç, sanatsal ve sosyal cihetleri itibariyle olmasa da en azından saf dinî cihetleri itibariyle 1960'lardaki İkinci Vatikan Konsülü'ne devam etmiştir. İkinci Vatikan Konsülü ile birlikte aggiornamento adı verilen hareket hız kazanmış ve Kilise'nin birçok öğretisi modernize edilmiştir. Neticede, neredeyse iki bin yıldır Katolik Kilisesi'nin ibadet dili olan Latince bile yerini mahallî dillere bırakmıştır. Bu modernizasyonun Katolikler ile diğer dinlerin müntesipleri arasında diyaloğu kolaylaştırdığı düşünülebilir; fakat bu şüphelidir. Dahası, bu hareket Katolikliğin dinî öğretilerini sulandırmış ve dolayısıyla Katolik Kilisesi'nin uzun zamandır taşıyageldiği ve aslında İslâm'ın geleneksel öğretilerine de daha yakın olan geleneksel görüş açısının muhafazasını zorlaştırmıştır. Kilise'nin geleneksel öğretilerini arayanlar için bir felakete yol açan bu hareket Kilise'nin kendi içinde, daha önce hiç görülmeyen derecede bölünmelere sebebiyet vermiştir.
Sayfa 165Kitabı okudu
Katoliklik dinin ritüel kısmını vurgulamaya devam eder ve bu yönü, İslâm'da ritüele verilen önemle benzeşir. Protestanlık ise genellikle sosyal faaliyete ve bireyin mesuliyetine önem verir ki; bunlar da bir ölçüde İslâm'ın sosyal öğretilerine ve İslâm'ın birey ile Tanrı arasındaki doğrudan irtibata verdiği öneme benzer. Dolayısıyla Hıristiyanlığın bu iki kolundan birinin İslâm'a diğerinden daha yakın olduğunu iddia etmek güçtür. Her biri belli bir ciheti itibariyle İslâm'a veya İslâmî bir mezhebe kıyas edilebilir; zira İslâm içinde de şeriatın yorumlanmasına dair farklılıklar mevcuttur. Fakat Hıristiyan kiliselerinin ve cemaatlerinin karmaşık yapısına baktığımız zaman İslâm'ın Kur'ân ve hadis temelindeki yapısı bunlara göre daha fazla bütünlük arz eder.
Sayfa 165Kitabı okudu
Katolik ve Protestan Kiliseleri uzun müddet birbiriyle mücadele etmiştir. Nitekim on yedinci ve on sekizinci yüzyıllarda yapılan birçok savaşın altında bu kiliseler yatar. Fakat zamanla -ve özellikle bu yüzyılda- çeşitli kiliseler arasında sulhu tesis etmeyi gaye güden etkili bir hareket ortaya çıkmıştır. Bugün Batı'da ekümenizm olarak adlandırılan hareket sadece dinler arasında değil, Hıristiyanlığın kendi içinde de barışı sağlamayı amaçlar. Bunun neticeleri, Katolikler ile VIII. Henry devrinde Papalık'tan ayrılan İngiltere Kilisesi de dâhil olmak üzere muhtelif Protestan kiliseleri arasında ve yine Katolikler ile Ortodokslar arasında vukû bulan yakınlaşmalarda görülebilir.
Sayfa 164Kitabı okudu
Genç bir Müslümanın modern dünyayı anlamak için evvelâ, dinin; modern dünyanın Avrupa ve Amerika'da doğumu, gelişmesi ve diğer kıtalara yayılması sürecinde Batı'daki rolünü ve yine Batı'da dinin zayıflamasını anlaması gerekir.
Sayfa 160Kitabı okudu
277 öğeden 181 ile 190 arasındakiler gösteriliyor.