Genç Werther'in Acıları Goethe'nin yazdığı ilk roman olmakla birlikte benim Goethe'den okuduğum ilk eserdi. kitabın adından da anlaşılacağı üzere genç bir adamın acıları, hayal kırıkları, aşkı ve hüznü anlatılıyor. dili çok yalın, bir çırpıda okunup bitecek tarzda. ayrıca kitap mektup roman şeklinde, Werther'in bütün şeffaflığıyla arkadaşı Wilhelm'a duygularını yazdığı mektuplardan oluşuyor.
Genç Werther'in Acıları genelde acı dolu bir aşk hikayesi olarak bilinse de aslında birçok farklı konuya değiniyor ve benim kitapta tek ve en beğendiğim kısım buydu. okumaya başlamadan önce kitabı aşırı övgülerle duyduğumdan beklentim çok yüksekti ancak kitap beni tam anlamıyla hayal kırıklığına uğrattı. ilk yarısını okurken çok keyif aldım, bu incecik kitapta altını çizdiğim onlarca cümleyi geçin direkt 2 sayfayı işaretlediğim oldu fakat Werther'in iç dünyasını, toplumsal ve sosyal olaylar hakkındaki cümlelerini ne kadar beğendiysem aşk ile alakalı cümlelerini ve yaşanan olayları bir o kadar beğenmedim, sevemedim. çünkü Werther duygularını aşırı yüksekte, uç noktalarda yaşadığı için bu aşırıya kaçan aşk beni hiç etkileyemedi, hatta bu aşkın kitabın sonlarına doğru saplantıya dönüşüp Werther'in "ya benimsin, ya kara toprağın" tarzı hareketleri beni fazlasıyla rahatsız etti. özellikle kitabın sonunda yaptığı her şeyin sorumluluğunu bir nevi Lotte'nin üzerine yıkması falan çok irrite ediciydi.
kısaca Genç Werther'in Acıları ne çok sevdiğim ne de nefret ettiğim bir kitap oldu. eğer çok büyük beklentilerle başlamazsanız belki sizi tatmin edebilir, bilemiyorum.