Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.11
Gerçek
Emile ZolaEn Beğenilen Gerçek Yorumları ve İncelemeleri
En Beğenilen Gerçek sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Gerçek kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.Kitap baştan sona okunması gereken bir baş yapıt. En çokta okuması gereken geleceğin öğretmenleri olmalı. Zephrin adlı çocuğa tecavüz ile başlayan hikaye Katolik okulu ve Cumhuriyet okulu arasında büyüyor. İlk başta papazlar kazandığını düşünüyor (bazen ben bile daha niye okuyorum demiştim) uzun bir süre saçma sapan görüşlerini halk sorgusuz sualsiz yapsa da idealist öğretmen ve bir grup aydının çektiği ızdırap son buluyor ve gerçek sonunda ortaya çıkıyor. Sonunda aynı olayın tekrar vuku bulması idealist öğretmeni korkutsa da yetiştirdiği öğrencileri sayesinde gelecek bir daha aynı olayların yaşanmayacağını biliyor ve görüyor. Yazarımız gerçekte yaşadığı olay üzerine ülkesini protesto edip gidiyor ve dava sonuçlanıp gerçek ortaya çıkınca ülkesine geri dönüyor. Bu eserde yaşadığı olay üzerine yazılmış. Herkesin geleceğe akıl ve mantıkla bakması ümidiyle.
Kitabı okurken yapacağım değerlendirmeyle ilgili zihnimde birçok cümle oluşmuştu. Kitabın konusu, ana fikri bakımından okuduğum zaman, birkaç gündür yaşananlara denk gelmesi daha farklı etkiledi. Derin bir acı ve umutsuzluk içindeyim. Bu sebeple tüm cumlelerim kayboldu. Romanın baş kahramanı gerçeğe, akla ve mantığa olan inancını, umudunu asla yitirmiyor. İşlenen bir suçun etrafında akıl, gerçek, bilim ve mantığa karşı hurafe, körü körüne bir inanç, yalan, çıkar ve daha birçok şey... Emile Zola 19,yy. sonlarında yazmış bu romanı ve bir kez daha bana tarih tekerrurden ibarettir dedirtiyor yaşananlar.
Arsız ayaklar altında alın teri...
Terör Devrimi: Fransa’da devrim gerek içte gerekse dışta bir takım tepkilerle birlikte gelişmiştir. Bu tepkilerin içteki yansıması "terör dönemi"ni beraberinde getirirken dıştaki yansıması askeriye ile ekonomi sınıfı arası çatışmayı beraberinde getirmiştir. 1793'te Paris komünü'nün yönlendirdiği bir ayaklanma jironden iktidarını devirip
Korkunç bir cinayet, dindarlar ve cumhuriyetçiler, gerçek ve sahtelik.Haksızlıklara karşı neredeyse tek başına mücadele veren ilerici bir öğretmen. Ve onun yoluna ısrarla taş koyan gericiler.At gözlüğü takmış sofu insanların uydurmaları, gerçeğin üzerini örtme çabaları ve inatla, önlerine konan tüm kanıtları reddetmeleri.Aynı devletin insanlarının birlik olmayışının en net ve açık örneği bu kitap. Bağnazlık ve yanlış bilgiden beyni örümceklenen bir halkı yıllarca usanmadan aydınlığa ve gerçekliğe iletmeye çalışan karakterimizin öncelikle öğretmenlerimiz olmak üzere halkımızın tamamına örnek olması gereken mücadelesini okuyacaksınız.
Kendi gerçeğine inanarak çıktığı yolda o kadar fazla engelle karşılaştı ki Marc.. Ama yine de yılmadan yoluna devam etti. Halkı, çok sevdiği Fransa yalnızca gerçek ile kurtulabilirdi. Ve gerçek de yalnızca eğitim ile mümkündü. Dogmalardan, yalanlardan ve zorlamalardan arınmış tamamen laik bir eğitimle.
Eğitimin ne denli gerekli olduğunu bir kez daha anlıyor ve hissediyoruz. Zihni hür, açık fikirli ve bilgili insanlara duyulan hasret sadece günümüzde değil,tarihin her alanında kendini hissettiriyor. Her ne kadar bir kurgu da olsa okudukça satırlar, sayfalar arasında durup yazılanların ne kadar doğru olduğuna hak vereceksiniz.
Umarım hepimiz bu kitapla birlikte bir şeylerin farkına varırız ve artık silkinip kendimize geliriz. Geleceğimiz için.
Keyifli okumalar dilerim
Dinin cahil insanları yönetmek adına alet edildiği, insanları maddi manevi sömürmek için kullanıldığı bir distopyadan ütopyaya geçiş hikayesiydi adeta. Cesur bir anlatı, harika bir edebiyat.
"yobazların tuttuğu yol belliydi,sinsi sinsi çalışarak önce eğitimi, çocuğu ele geçirecek, sonra da beyinlerini uyutarak yetiştirip devlet dairelerine yerleştirdiği bu gelecek kuşak sayesinde Cumhuriyeti yeyip bitirecekti.Yoksul kafalar çoğaldıkça yoksullukta çoğalacak, çoğunluk bu hırsızlar eşkiyalar azinliginca soyulacak somurulecektir."... İnsanın inanma ihtiyacı varoluşundan beri suregelmistir.Dini kurumlar,tarikatlar ozellikle egitimsiz,yoksul halk kitlesi üzerinde etkili olmakla birlikte,ekonomik seviyesi yüksek ve eğitimli üst sınıfında çıkarlarına hizmet ederek onlar üzerinde de etkinligini korumaktadır...Eserde pedofili cinayeti sonucunda dini kurumlar ile laik egitim karşı karşıya gelmiştir.Laik eğitimi bilimi savunan az sayıda insanın gerçeğe ulaşma çabasını okuyoruz.Asıl vurgulanmak istenen düşünce, tüm dini hurafelerden sıyrılmış aklı, mantığı,bilimi,laikligi temel alan bir egitim anlayışının oluşturulması gerekliliğidir....kesinlikle tavsiye ederim.mutlaka okuyu..